Köşe Yazıları

4- MİMAR SİNAN VE MİMARLIK ÜZERİNE

Oturduğunuz evi yakından incelediniz mi hiç? Her akşam içinden geçtiğiniz belediye parkının tasarımını merak ettiniz mi? “İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı” ön lisans bölümünü bitirip de kendi atölyesini açarak turistik mekânlarda sanatını ilerletenler aramızda mı? Hayalindeki ev dekorasyonlarını gerçeğe dönüştürerek ticarete atılanlarımız burada m? Peyzaj Mimarlığı, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı başa olmak üzere mimarlık ve çizim konusunda usta olan yürekleri kutluyorum. Mimarlık her ne kadar matematikle, istatistikle, sayısal bölümle ilgili bir alan olarak görünse de aslında görsel sanatlarla yakın ilişkidedir. Çünkü çizimleri çok iyi olan, harika resimler çizerek ressamları aratmayan, Güzel Sanatlar Lisesi mezunu olup da ardından iş adamı / iş kadını olan canlardır her biri. Resim ve matematiği, geometri ve sanatı birleştirip ölümsüz tarihî eserlere imza atar bu güzel meslektaşlarımız.

 

Dünyaca ünlü Türk mimarımız Mimar Sinan’ın dillere destan eseri olan Edirne’deki Selimiye Camii, dört minaresiyle uzaydan bakılınca bile ilgi çekmiştir. Mimar Sinan’ın işini severek yapması, Osmanlı Devleti yükseliş döneminin padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın ay parçası kızı Mihrimah Sultan’a ola aşkının verdiği ilhamla ilerleyen yaşlarında en ünlü eserleriyle zirveye tırmanması dünyaca bilinmektedir. İşin içinde aşk olunca daha da yükselir o sanat. Mimar Sinan’ın “çıraklık”, “kalfalık” ve “ustalık” döneminde yaptığı camiiler 2000’li yıllarda bilgi yarışmalarımızda bile sorulan ve gündemdeki popülerliğini koruyan sorulardır. Tıpkı Türk Liramız olan kâğıt paralarımızın arkasındaki ünlü Türk büyüklerimizin isimlerinin genel kültür olarak bilinmesi gibi Mimar Sinan’ın göz nuru eseri olan camileri de iyi bilinmektedir. Şehzadebaşı Camii ve Külliyesi, Süleymaniye Camii, Selimiye Camii en bilinen eserleridir. En güzel olan eseri, “ustalık eserim” dediği Selimiye Camisi’dir.

İlgili Makaleler

Mimar Sinan’ın “çıraklık”, “kalfalık” ve “ustalık” eseri olarak tanımladığı 3 cami bulunmaktadır. Bunun dışındaki farklı mimarî yapıları da çok fazladır. Mimar Sinan’ın “Ustalık eserim” dediği cami Edirne’deki Selimiye Camisi’dir. Dört minaresiyle ünlü olan bu eseri bilgi yarışmalarında hep sorulur. Mimar Sinan’ın “Çıraklık eserim” dediği cami Şehzadebaşı Camii’dir. Mimar Sinan’ın “Kalfalık eserim” dediği cami ise Süleymaniye Camii’dir. “Çıraklık-kalfalık-ustalık” üçlü dönemi, “Şehzadebaşı-Süleymaniye-Selimiye” camileriyle muhteşem üçlü oluşturur. Bu camideki ayrıntılı bilgiyi lise yıllarımdan bu yana bilmece gibi anımsarım.

Mimar Sinan ve mimarlık sanatına, mimarlarımızın mesleğine dair konuşulacak çok konu var elbet. Tarihî bir caminin minaresinden mermer havuzların tasarımına, eski evlerin iç mimarisinden günümüz evlerine, türbelerden saraylara kadar ne güzel eserler bırakmıştır ecdadımız. İnsanoğlu kıymet bilip yaşatmalı her bir yapıyı, restore ederken dahi asıl yapıya ve malzemeye zarar vermeden işin ehli insanlarla yenilenmeli o binalar. Asırlık bir çınar ağacımız yıkılınca çınarlar ağlar aslında, işte asırlık binalarımız da belediye kararıyla balyoz değip bilinçsizce yıkılırsa o bölgenin tarihi ağlar. Her şehrin bir öyküsü vardır, her tarihî binanın tatlı yaşanmışlıkları vardır, her türbenin tarihsel değeri ve her caminin unutulmazlığı vardır. Rengi, kokusu, hatırası, hasreti vardır eski eserlerimizin. Dilerim ki kıymet bilen usta mimarlarımızın kalbiyle inşa edilir ve restore edilir tüm tarih kokulu yapılarımız. Mimarlarımızın elinde şekillenip aşkla gün yüzüne çıkan her bir eser, yaşayan tarihin aynası olsun.

 

ELİF YAVAŞ

 

TARİH= 02 Eylül 2020 – Çarşamba

BALIKESİR

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu