Köşe Yazıları

ALLAH (C.C.) BİZİ GÖRÜYOR

Bir gün Allah Resûlü (s.a.s.) ashabıyla sohbet ederken bir adam çıkageldi. Elbisesi bembeyaz, saçları simsiyahtı. Kimse onu tanımıyordu. Uzaktan gelmiş olmalıydı. Ama üzerinde hiçbir yolculuk belirtisi yoktu. Peygamberimizin yanına oturdu, “Ya Muhammed! Bana İslam’ı anlat” dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “İslam, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik etmen; namazı kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve eğer gücün yetiyorsa haccı yerine getirmendir.” Gelen kişi, “Doğru söyledin” dedi. Ashâb, adamın hem soru sorup hem de cevabı tasdik etmesine şaşırdı. Sonra adam, “Bana imanı anlat” dedi. Peygamberimiz, “İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere; hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmandır” şeklinde cevap verdi. Adam yine, “Doğru söyledin” diye onayladı. Sonra da “Bana ihsanı anlat” dedi. Peygamberimiz, “İhsan, Allah’ı görüyormuşsun gibi O’na kulluk etmendir. Çünkü sen O’nu görmesen de O seni görmektedir” dedi. Sevgili Peygamberimiz olaya şahit olan Hz. Ömer’e şöyle buyurdu: “O, Cebrâil idi. Size dininizi öğretmeye gelmişti.” (Buhârî, Îmân, 37)                                                                                                                                                  Cuma namazlarında hutbenin sonunda okunan, “Muhakkak ki Allah adaleti ve ihsanı emreder …” ifadesiyle başlayan ayet-i kerimeyi (en-Nahl 16/90) sürekli dinleriz. Adaleti hepimiz biliriz de ihsan kavramının neyi ifade ettiğini hiç merak ettik mi?

Hadis-i şerifte iman ve İslam sorularından sonra ihsanın sorulması, İslam’ın tam olarak anlaşılması ve doğru bir şekilde yaşanabilmesinde ihsan bilincinin önemini göstermektedir. İhsan, öncelikle kişinin “Rab” makamına başka hiçbir şeyi layık görmeyerek kendisi ile Yaratıcı arasındaki derin saygı, bağlılık ve itaate dayanan ilişkiyi ifade etmektedir. İhsan ibadette huşu ve ihlastır. İbadeti sadece Allah’a has kılmaktır. İhsanın hayata yansıtılarak somutlaştırılması, rububiyet ve ubudiyetin en yalın tezahürü olan tevhit akidesini bütün yönleri ile kişinin hayatına aksettirmesi ile olur. İhsan, iyiliği kötülükten, adaleti zulümden, ihlası riyadan ayıran ve böylece kişiyi “muhsin” kılan en önemli erdem ve takva mertebesinin en önemli basamağıdır.

İhsan bilinci, günümüz dünyasının gerek bireysel ve gerekse toplumsal birçok sorununun çözüm kaynağıdır. Sosyal hayat, her yönüyle ihsan mertebesinde yaşansa, Kur’an ve sünnetin hedeflediği erdemli ve faziletli toplum oluşur. Bugün yeryüzünün iyiliğe, merhamete, ahlak ve hukuka her zamankinden daha fazla muhtaç olduğunu hepimiz kabul ederiz. Dünyada yaşanan ahlaki erozyon, kaybedilen huzur ve güven, insanoğlunun ihsan çizgisinden uzaklaşmasının tabii sonucudur. Yaratıcı yüce kudretin her an görüyor ve biliyor olduğu inancı insanlara davranışlarının görünmeyen yüzünün en az görünen kısmı kadar güzel olması gerektiğini her daim hatırlatır. İhsan bilinci insana sürekli kendi kendini denetim altında tutma şuuru geliştirir. Çünkü yaptığımız her şeyi gören ve bilen yüce bir kudret var. Kur’ân-ı Kerim’de Rabbimiz (c.c.), “Her nerede olursanız olun, O (Allah) sizinle beraberdir.” (Hadid Suresi, 4 ) buyurarak vicdanlarımıza bu şuuru yerleştirmek ister. Sevgili Peygamberimiz de (sas), “Kişinin nerede olursa olsun Allah’ın kendisiyle beraber olduğunu bilmesi, imanın en üstün mertebesindendir.” buyurmuştur. Bizden istenen hayatı ihsan kıvamında yaşayabilme idrak ve şuurunu kazanarak bu şuurla yaşamaktır.

İlgili Makaleler

Bir insanın gerçekleştirdiği işin ihsan seviyesine ulaşabilmesi için hem neyi nasıl yapması gerektiğini iyi bilmesi; hem de bu bilgisini en güzel şekilde eyleme dönüştürmesi gerekir. Hz. Ali, “İnsanlar işlerini ihsanla yapmalarına göre değer kazanır” derken bunu kastetmiştir. Dini kaynakların bazılarında ihsan terimi ihlâs terimiyle eş anlamlı kabul edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında ihsan takva ile de yakından ilgili görünmektedir. Hayatımızda ihsan- ihlas- takva üçlüsü pandemi döneminde temizlik- maske- mesafe üçlüsü gibi hayati öneme sahiptir. Bunlara sımsıkı sarılırsak korunuruz. Aksi halde tehlikeler bizi bekliyor demektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu