DOĞU’NUN İNCİSİ 'TİFLİS'
V. Yüzyılda Kral Vahtang Gorgasal ‘ın av alanıymış Tiflis . Bir
gün ava çıkan kral şahinini salmış ama kuş bir daha geri dönmemiş.
Kralın kuşunu aramışlar taramışlar en sonunda bir sıcak su
kaynağında ölü halde bulmuşlar . Kral kuşunun öldüğü yerde bir kent
kurulmasını emretmiş ve böylece kent kurulmuş, adı da ‘’sıcak su’’
anlamına gelen Tbilisi olmuş . Tarih boyunca Gürcü , Osmanlı , Fars
ve Rus İmparatorlukları himayesi altına girmiş olan Tiflis ,
Sovyetler Birliğinin dağılmasından bu yana Gürcistan’ın başkenti
olup aynı zamanda da yüze yakın etnik grubu barındıran şehridir.
(Nüfusun %20 ye yakın kısmı Azeri , Ermeni , Türk , Kafkas
halklarından oluşmaktadır ) Kafkas dilleri arasında en çok
konuşulan dil olan Gürcüce , kendine has alfabesiyle günümüzde ,
dünyadaki 14 alfabeden biri olma özelliğini koruyor. Gürcü
edebiyatının en önemli ismi sayılan Shota Rustaveli’nin adı şehrin
en merkezi caddesinde , Gürcistan’ın farklı şehirlerindeki
üniversitelerinde ve daha bir çok yerde hala yaşatılıyor. Aslen bir
Gürcü olan Sovyet devlet adamı Stalin de bu şehre adını altın
harflerle kazıtanlardan . Onun yaptığı büyük yatırımlar sayesinde
Tiflis’te bugün kullanılan metro sisteminin , fabrikaların , işçi
mahallelerinin temelleri atılmış .
Gürcistan tarihinin her döneminde önemli bir yer tutan şarabın
tarihi de burada 7000 yıl öncelere dayanıyor. Şehrin merkezindeki
Sololaki Tepesi üzerinde bulunan Narikala Kalesi kalıntıları
üzerindeki Kartalis Deda Heykeli de (Gürcülerin Anası olarak
bilinir) sol elinde dostlar için uzattığı bir tas şarap ve sağ
elinde düşmanlar için bir kılıçla , şaraba verilen önemin de
simgesidir aynı zamanda . Dünyanın en eski şarap ülkesi olarak
anılan bu ülke , 521 çeşit üzümle rakiplerine taş çıkarmakta haklı
( En çok yarı tatlı kırmızı şarapta iddialı olsalar da şarabın her
çeşidi çok başarılı. Saperavi, Kindzmarauli cinsi şaraplar ise en
çok tüketilenlerden ) Turistik caddelerde sıklıkla rastlanan
vinotekalarda şarap tadımı olmazsa olmazlardan. Vinomania adlı
şarap evi , doğunun misafirperverliği ve Gürcistan’ın en seçkin
şaraplarıyla ziyaretçilerini karşılıyor.
En Çarpıcı Noktalar
Ortasından Kura Nehri geçen bu güzel şehrin merkezine neler
sığmamış ki ! Narikala Kalesine çıkıp şehir manzarasına arkanızı
döndüğünüzde adeta bir sürpriz gibi görünen engin bir vadi ,
Narikala’dan şehri boydan boya katederek merkezdeki Rike Park’a
inen enfes manzaralı bir telefirik sefası , yüksek sülfür oranıyla
her derde deva hamam bölgesi Abanotubani , bu bölgede yöresel
evlerden oluşan daracık sokaklı mahalleler (adeta bir ressamın
tablosundan çıkmış gibi) , Tiflis’in modern yüzü Özgürlük Meydanı ,
tiyatrolarla , müzelerle donatılmış meşhur Rustaveli Caddesi ..
Merkezin hemen yanı başında yer alan Kaplumbağa gölü ve şehri
tepeden izleyen Mtatsminda Eğlence Parkı da Tiflis’te görülmesi
gereken noktalardan. Avrupa ve Asya’nın kavuştuğu noktada yer alan
Tiflis , kendine has mimarisiyle şehri süsleyen kiliseleri ve
çatılı balkonları olan yerel evleriyle diğer tüm Avrupa
şehirlerinden bir hayli farklı. Doğunun , Kafkasların , Rus
kültürünün , modernizmin ve aynı zamanda eskinin güzelce
harmanlandığı bu şehir , gece hayatı açısından da cezbedici
sayılabilir. Kumarhaneler ve modern gece klüpleri oldukça işlek
olsa da sesi güzel Gürcülerin canlı performanslarını dinlemek de
bir o kadar cazip alternatiflerden.
Gürcü Mutfağı
Yumurtalı pideleri Haçapuri ve iri mantıları Khinkali Gürcü
mutfağında başı çekenlerden. Sokak tezgahlarında satılan
atıştırmalık cevizli sucuklar , çeşit çeşit baharatlar ve yemişler
de buranın kendine özgü tatlarından . ( Yemeğin üstüne shot atılan
Gürcü vodkası çaçanın alkol oranı bir hayli yüksek. Uyarmakta fayda
var ) Not : Gürcü geleneklerinden , boynuzda şarap içmek ve Kafkas
danslarını izlemek burada yapılabilecek en keyifli turistik
aktivitelerden .
Gürcistan ‘ a vizesiz giriş yapabilme fırsatı nedeniyle seçtiğimiz
Tiflis , bize beklentilerimizden çok daha fazlasını sundu.