Balıkesir'de Osmanlı Kadının 1723'ten Mesajı

300 yıl önce Balıkesir’de bir kadın tarafından yaptırılan bu Osmanlı çeşmesi, içinde sır barındırıyor.

Balıkesir’de Osmanlı Kadının 1723’ten Mesajı

Sadece bir taş parçası değil, bir duanın yankısı… Balıkesir’de 300 yılı aşkın süredir ayakta duran bu tarihi çeşme, hem Osmanlı hayır kültürünü hem de kadınların görünmez katkılarını günümüze taşıyor.

Balıkesir sokaklarında sessizce akan bir çeşme var: Suyu şifa, taşı tarih, yazısı dua… 1723 yılında inşa edilen bu Osmanlı çeşmesi, sadece mimari bir yapı değil, aynı zamanda manevi bir miras. Çeşmenin iki kitabesi, hem yapılış amacını hem de onu yaptıran hayır sahibini günümüze taşıyor. Özellikle de biri… O kitabede yazanlar, bir kadın eliyle yapılan hayrın, üç asrı aşan sessiz bir teşekkür gibi hâlâ aktığını gösteriyor.

Bir Taşa Sığan Dua

Ab-ı Kevser’den Akan Bir Dua

Çeşmenin en dikkat çeken kitabelerinden biri mermer üzerine yazılmış şu sözlerle başlıyor:

“Âb-ı Kevser şifâ’dır âşıklara,
Nûş-ı cân ola içen sâdıklara…”

Bu dizeler, suyun sadece beden değil, ruh için de bir şifa kaynağı olduğunu ifade ediyor. Kitabenin devamında şu sözler yer alıyor:

“Her kim içerse çeşmenin âb’ını,
Def ide kevn ü gaflet hab’ını.”

Yani, bu sudan içenin gaflet uykusundan uyanacağına, dünyevî kaygılardan arınacağına inanılıyor. Bu da, çeşmenin sıradan bir yapı olmadığını, manevi bir işaret taşıdığına işaret ediyor.

Bu Çeşmeden İçen Gafletten Uyanıyor

Bir Kadının Adı: Fatıma Hatun Gaffarelena

Kitabenin en dikkat çeken kısmı ise, yaptıranın bir kadın oluşu:

“Sâhibü’l hayrat: Balıkesir’li Seyyid Muhammed Çelebi zevcesi Fatıma Hatun Gaffarelena”

1723 yılında bir Osmanlı kadınının, kocası adına ya da kendi arzusu ile bu hayrı yaptırması, kadınların hayır kültüründeki rolünü gözler önüne seriyor. İsmin sonundaki “Gaffarelena” ifadesi ise dönemin isim formlarına dair nadir örneklerden biri olabilir.

“Ben Buradayım” Diyen Bir Taş: Osmanlı’nın Sessiz Tanığı

Çeşmenin ikinci kitabesinde ise klasik bir Osmanlı inşa duası yer alıyor:

“Hüve’l-Hayyü’l-Bâkî” (Diri ve baki olan sadece Allah’tır.)

Bu ifade, Osmanlı’daki yapıların başında sıkça kullanılırdı. Ardından çeşmenin yapım yılı olan Hicrî 1130 (Miladî 1718-1719) ve yine hayrat olarak yapıldığı bilgisi yer alıyor. Bu da, bu çeşmenin yalnızca su temini değil, bir ruh temizliği işlevi gördüğünü gösteriyor.

Bir Kadın Adı 300 Yıldır Bu Taşta Saklı

Sadece Taş Değil, Bir Dua: Manevi Mirasın İzinde

Yüzlerce yıl öncesinden bugüne uzanan bu kitabeler, bizlere şunu hatırlatıyor:

“Ben buradayım. Asırlardır geçenleri gördüm, yollar değişti, insanlar değişti, ama ben hâlâ akıyorum. Adı anılmayan bir hayır sahibinin duası gibi sessizce görevimi yapıyorum.”

Balıkesir’in tarihi bu noktada sadece görünen mimariyle değil, taşlara kazınmış bu zarif ifadelerle de yazılıyor. Özellikle de kadınların tarihteki yerini görünür kılan bu çeşme, sessiz bir feminist manifesto gibi dimdik ayakta duruyor.

Haber Merkezi

Havran’ın Eybek Suyu Hikayesini Biliyor Musunuz?

balıkesir tarihi tarihi çeşmeler osmanlı çeşmeleri fatıma hatun osmanlı hayır kültürü kadınların hayır eserleri 18. yüzyıl balıkesiri osmanlı kitabeleri ab-ı kevser anlamı balıkesir'de tarihi yapılar
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber