ÇOK ŞEY KAYBETTİK!
Uğursuz muyum neyim bilmiyorum ama, bu uzak deplasmanlardan
galibiyetle dönmek pek nasip olmuyor bana. Malatya, Giresun,
Elazığ, Gaziantep hatta teee 3.lig zamanında Van, Amasya Trabzon ve
hiç unutamadığım Kırıkhan.
Giderken hep aynı umut, “Bu kez olacak..”
Dönüşte aynı züğürt tesellisi, “Ondan ötürü, bundan ötürü..”
Yaşamayan bilmez, zor binlerce kilometre yol gidip boynu bükük
dönmek.
Hadi biz gazeteci olarak, uçuyoruz, geziyoruz, yiyiyoruz da.
Ya taraftar!
Onlarınki tam anlamıyla çile.
***
Gelelim son maceraya.
Beklentim bir puandı, üç oldu, sonra yok oldu.
Zaten en kötüsü de bu. Çünkü tablo beklentinin üzerine çıkıp
sonrasında nal topladığında hayal kırıklığı zirve yapıyor. Hele,
hele böyle 20 yılda bir görülecek skor değişimiyle galibiyet el
değiştirirse çöküntü de mümkün.
Benim çöküntü, bir bilemedin iki saat.
Sonrasında normalleşirim, gelir geçer fakat ya taraftar, ya
futbolcu, ya teknik adam?
Bunların çöküntüsü, senin-benim gibi olmaz!
Kayıpların kayış koparıyorsa, conta yaktırıyorsa iş zorlaşır.
Çünkü biz aslında Elazığ’da sadece 3 puan kaybetmedik!
***
Kaybedilenleri sıralarken abarttığımı düşünen olabilir, fakat ne
kadar gerçek olduğunu ileride hep beraber göreceğiz zaten.
Futbolculardan başlıyayım; Çok arzuladıkları primi kaybettiler. Ne
kadar atarlarsa atsınlar, kazanamayacakları algısı oluşuyor,
özgüvenlerini zedelediler.
Futbolcular için en kritik kayıp ne biliyor musunuz?
Şimdi düşünün..
Adana maçı, kayıp 2 puan.
Erzurum maçı kayıp 3 puan.
Her ikisini de alıp 6 puan yapabilirler miydi, evet gerçekten
olabilirdi.
2 maçta 6 puan alan Balkes yönetimi, transfer düşünür müydü,
hayır!
Heh işte, transfer yasağı olayını kaybettiler.
Sanırım artık, yedek kalabilecek, prim alamayacak, hatta kadroya
giremeyecek günleri yaşayacaklar.
Yani ilk 11, maç başı ve primleri kaybettiler!
***
Gelelim teknik heyete.
Aslında manevi olarak Elazığ’da en büyük kaybedenler onlar.
Empati kuruyorum, vallahi o gece o maçı 50 kere oynamışlardır
kafalarında.
Hele Can abi, sabah olmamıştır O’nun için.
Ama kendisi de söyledi, futbolda bu sonuçlar var.
Şimdi önlerinde içeride Altınordu, sonra Ankaragücü ve Elazığ
deplasmanı var.
Bu maçı kazansalardı, kredi devam ediyor olacaktı.
Fakat ne acı ki, daha 3. hafta kredi limiti alarm veriyor!
Sanki sezon sonuna kadar yetecek depoya birisi delik açmış gibi, bu
üç maçtan yüz güldüren sonuçlar çıkmazsa işlerini kaybederler!
***
Yönetim aslında umutluydu tok Balkes’ten.
Biraz maddi katkı olmuş,sanki herşey güllük gülistanlık oluverecek
gibiydi hayaller!
Ve, başkanın her maç öncesi enerjisini gözlemliyorum, inanıyor
takımına.
İlk maç, hakem kurbanı olmasa üçlük tamamdı. Sonra deplasmanda iki
fark, gerçekten çok yaklaşıldı yine üçlüğe ama futbol böyle birşey
işte! Olmadı mı olmuyor.
Tabi, onlarda kaybetti olmayınca.
Futbolcu primini, forma garantisini, Can Hoca ve ekibi krediyle
işlerini, yönetim ise rahatlığını kaybetti.
Oyalama taktiği ile “borç öderim” stratejisini kaybetti.