‘ÇÖZÜM İÇİMİZDE’
Yaşam koçu ve NLP Uzmanı Sezen Yavaş, 15 Temmuz sürecinin herkeste belli başlı duygu durum bozuklukları yarattığını söylerken bu durumla başa çıkabilmek için neler yapılması gerektiğini anlattı.
İnsan zihninin bir şeyi öğrenmesi için defalarca aynı şeyi yapması, duyması ve görmesi gerektiğini belirten Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Sezen Yavaş, milletçe ilk inancın din olduğunu askerin de insanların imanlı yanının elle tutulur, gözle görülür hali olduğunu söyledi. Yavaş, 15 Temmuz hain darbe girişiminin de toplum üzerinde önemli yıkımlar bıraktığını söyleyerek bu konuda yapılması gerekenleri anlattı.
‘En Büyük Gücümüz Beraberliğimiz’
Toplumsal olarak en büyük gücün birlik ve beraberlik olduğunu söyleyen NLP Uzmanı Sezen Yavaş, ‘Biz yıllarca bir şüphenin içerisinde bocaladık durduk. Bunun farkında da olmadık. Şimdi de 15 Temmuz’un öncesi, o an ve sonrasını değerlendirmek istiyorum. Hepimiz birer gözlemciyiz. Trilyonlarca bilgiye sahip bir bilinçaltımız var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ortak bilgiyi işleyip, bir sonraki devire daha kullanılabilir hale getirilebilir. Görüşü her ne olursa olsun bizi bir arada tutan her zaman için birlik beraberliğimiz oldu. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyenler illa ki o sorumluluğun altında farklı kadersel sınavlar ile sınanacaklar. Bizim en büyük şansımız birlik ve beraberliğimiz’ dedi.
‘Unuttuğumuz Anda Sınava Tutulduk’
Birlik ve beraberliğin bozulduğu anda toplumun bir sınav yaşadığını söyleyen Yavaş, ‘Biz birlik ve beraberliğimizi kaybettiğimiz anda böyle bir sınavla karşı karşıya kaldık. 15 Temmuz’dan öncesine baktığımızda FETÖ’nün cemaatlerinde yapılanma ve toplumda ilk işlenmeye başladıkları zamanlar verdikleri bilgileri öyle bir işlediler ki bu bir inanç halini aldı. Kalıplaştı ve yaşamda kabul edilebilir bir hale geldi. Zihinler kesinlik ve netlik ister bununla birlikte mutlaka bir sonuca bağlanır’ ifadelerini kullandı.
‘Yaptıklarıyla Anlattıkları Ters Düştü’
FETÖ’nün başından beri toplumda ciddi bir algı operasyonu yaptığını söyleyen Yavaş, ‘Asker Cumhuriyetçidir. Asker aslında din düşmanıdır gibi algılar yarattılar. Baştan itibaren işlenen alt yapı asker ile dinin birbirinden zıt hareket etmesinin istenmesiydi. Sivil yapılanmada ise FETÖ’nün yurtlarına ve dershanelerine gidenler askeri okullara, polis okullarına alınmazlar gibi bir algı operasyonu yürüttüler. TV dizilerinde duygusal zihinleri kontrol edip, kendilerini masum gibi gösterdiler. Yıllarca insanlar kendilerini bu adamın yerine koyup toplumda çocuklar yetiştirdi. Cumhuriyetçiler düşman olarak görüldü. 12 Eylül, 28 Şubat, Madımak, Balyoz, Ergenekon gibi olayların altında hep kutupluk vardır. Ülkenin yönetim şekli Cumhuriyet iken biz inançlarımız ve yaşam tarzımız arasında sıkışıp kaldık. Genel bir güvensizlik ve travma yıllardır yaşanıyordu ama bu olaylar da herşeyin tuzu biberi oldu. Güven de güvensizlik de insanın kendi zihnindedir. Toplumsal olarak en önemli ve öğrenmemiz gereken durum sorumluluk. Çözüm aslında bizim içimizde. Sorumluluğumuzu ve ne istediğimizi bilirsek olaylarla daha kolay başa çıkabiliriz. Herkes önce kendi hayatının sorumluluğunu ele almalı.Yani kolayca başka birinin söylediği bir şeye inanıp iradeyi teslim etmeden daha sağlıklı kararlar alabiliriz. Ululaştırılan, putlaştırılan liderin islamiyetle bile bağının olmayışı ne kadar acı değil mi? Bize düşen kendi irademizi kendi sorumluluğumuzu elimize almalıyız. Ve bunu bize böyle kötü olaylar bir daha hatırlatmasın umuyorum’ ifadelerini kullandı.