Devletimizin ve Kahraman Askerlerimizin Yanındayız!
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı Oda ve Borsalar öncülüğünde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Suriye’deki terör yapılanmalarına karşı yürüttüğü Barış Pınarı Harekatı’na destek vermek üzere 16 Ekim 2019 Çarşamba günü Türkiye genelinde eş zamanlı olarak ortak basın açıklaması yapıldı.
Edremit’in önde gelen sivil toplum örgütleri, Edremit Ticaret Odası toplantı salonunda bir araya gelerek Barış Pınarı Harekâtı’na destek verdi.Edremit Ticaret Odası ev sahipliğinde yapılan basın açıklamasına Odamız Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Onur Süer,Meclis Başkan Yardımcısı Neşat Keleş katıldı.
Edremit Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Onur
Süer’in kamuoyuyla paylaştığı basın açıklaması şöyle:
Edremit Ticaret Odası,
Edremit Ticaret Borsası,
Edremit Ziraat Odası
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Edremit
temsilciliği,
Türk-İş İlçe Temsilciliği,
Hak-İş İlçe Temsilciliği,
Memur-Sen İlçe Temsilciliği,
Türkiye Kamu-Sen İlçe Temsilciliği
Türkiye Emekliler Derneği temsilcileri
81 İl’de aynı anda tüm Odalar ve Borsalarla birlikte bu
açıklamayı yaparak, sizler aracılığıyla hem ülkemiz, hem de dünya
kamuoyuna sesleniyoruz.
Türkiye, 9 Ekim 2019’da Suriye sınırı üzerinde “Barış Pınarı” adı
verilen sınır ötesi harekât başlatmıştır.
Amaç, hem ülkemiz sınırlarının güvenliğini sağlamak, hem de ülkemiz
ve bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu ortadan
kaldırmaktır.
Bu bölgeyi PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinden
temizleyerek, Suriye halkını teröristlerin baskı ve zulmünden
kurtarmak, bölgede huzur, güven ve barış ortamını yeniden tesis
etmektir.
Bizler devletimizin aldığı bu kararın arkasındayız ve
destekliyoruz.
Zira Türkiye, uluslararası kurallardan doğan hakkını
kullanmıştır.
Barış Pınarı Harekâtı, evrensel hukuk ve Birleşmiş Milletler
Güvelik Konseyi terörle mücadele kararları ile BM Sözleşmesi’nde
yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde başlatılmıştır.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve siyasi birliğine
saygı gösterilmektedir.
Dolayısıyla bu harekât, meşrudur ve uluslararası hukuka
uygundur.
Ülkemiz özellikle Fırat’ın doğusunda sınırın ötesinde konuşlu terör
örgütü unsurlarınca, son iki yılda yüzün üzerinde taciz ve hasmane
eyleme maruz kalmıştır.
Bu terör örgütleri, Suriye içinde ve Suriyelilere yönelik de
saldırılar düzenlemektedir.
Suriye’deki yerel halkın da terör örgütlerinin giderek artan insan
hakkı ihlalleri, göçe zorlanma, taciz ve zulmüne karşı şikâyetleri
ve tepkileri sürekli artmaktadır.
Herkes artık şunu çok iyi görmelidir ki; masum insanları katleden
ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan terör gruplarına
sessiz kalmamız beklenemez.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtıyla başlayıp devam eden tüm bu
operasyonlarıyla Türkiye, terör örgütlerine ve destekçilerine
gereken cevabı en güçlü şekilde vermektedir.
Aynı zamanda da sivillerin ve masumların korunmasına azami dikkat
gösterilmektedir.
Zaten bunu hem Fırat Kalkanı hem de Zeytin Dalı harekâtlarında da
gösterdik.
Önceden terörün hâkim olduğu bölgede hayat normale döndü, barış ve
huzur geldi.
Yurtlarını terk etmek zorunda kalmış Suriyelilerin geri dönüşüne de
zemin hazırlamış olduk.
Türkiye’nin elinden gelen tüm imkânlarını bu bölgeler için nasıl
seferber ettiğini de tüm dünya kamuoyu gördü.
Çünkü biz inanıyoruz ki, gönül dünyasını ve insanları imar
edemeyenler, yeryüzünü imar edemezler.
Bizler Türkiye olarak yıkmaktan, yakmaktan yana hiç olmadık,
olmayacağız.
Bizim tarafımız huzurdur, barıştır, kardeşliktir.
Türkiye’nin terörle mücadeleye dönük çabaları, etnik ve dini
temizlik de dâhil olmak üzere, insanlığa karşı işlenen suç
niteliğindeki PKK/PYD/YPG ve DEAŞ eylemleri nedeniyle yerlerinden
edilmiş Suriyelilerin geri dönüşlerinin önünü açacak, Suriye’nin
toprak bütünlüğü ve birliğinin korunmasına da katkıda
bulunacaktır.
Bu nedenle Türkiye’nin başlattığı her harekât, Suriyeli göçmenler,
mazlum ve mağdur durumdaki yerel halk tarafından
desteklenmektedir.
Tüm bu gerçekler ışığında, uluslararası camiayı, teröre karşı ortak
duruş sergileme ve evrensel insan haklarını bu bölgede hâkim kılma
yönünde niyetlerini açık bir şekilde göstererek, ülkemize destek
vermeye davet ediyoruz.
Son olarak, şunu da herkesin bilmesini istiyoruz.
Türkiye ve Türkiye ekonomisine yöneltilen tehditlere Türk milleti,
iş dünyası ve sivil toplumu, bir ve beraber olarak en güzel cevabı
verecektir.
Bu tehditler karşısında bu vatanın her bir ferdi, Türkiye’nin
geleceği için daha çok çalışacak, daha çok üretecektir.
Üst kuruluşlarımız, yurtdışındaki muadilleri olan kurumlar ve üyesi
oldukları uluslararası kuruluşlar nezdinde çalışmaya ve ülkemizin
bu haklı duruşunu aktarmaya başladılar.
Gün sessiz kalma değil, milli birlik ruhuyla, bir ve beraber olarak
ses verme günüdür.
Öte yandan bütün vatandaşlarımızı, özellikle sosyal medyadaki bilgi
kirliliği ve provokasyonlara karşı dikkatli olmaya çağırıyoruz.
Bu bölgede yaşayanlar bizim komşumuzdur, kardeşimizdir.
Aynı medeniyetin, aynı kültürün, aynı inancın mensupları olan
bizler arasındaki kardeşlik ve komşuluk hukukunu kimse yok
edemez.
Aramıza kimse fitne ve fesat sokamaz, bizi birbirimize düşman
edemez.
Türkiye’nin iş dünyası olarak dualarımızla ve bütün gönlümüzle
devletimizin ve kahraman askerlerimizin yanındayız.
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bölgedeki terör unsurlarını yok
edeceğine ve terör örgütlerini hezimete uğratacağına olan inancımız
tamdır.
Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, mekânları cennet
olsun.
Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyoruz.
Cenab-ı Hak Mehmetçiğimizi korusun, Ordumuzu muzaffer kılsın.
Allah, yar ve yardımcımız olsun.