Dikici “Bilime Kulak Tıkanıyor”
Dikici “Bilime Kulak Tıkanıyor” Balıkesir Mimarlar Odası Başkanı Betül Dikici 17 Ağustos’tan ders alınmadığını söyledi. Ayrıca, 6 Şubat’ta yaşanan son depremle birlikte Enkaz Altında Kalan Bir Ülke haline gelindiğini belirtti.
Dikici “Bilime Kulak Tıkanıyor”
Tarihimizin en yıkıcı depremlerinden olan 17 Ağustos Marmara Depreminin üzerinden 24 yıl geçti. Ayrıca, 6 Şubat Depremlerinin üzerinden 6 ay geçti. Dahası, söz konusu depremlerin, coğrafyamızın gördüğü en büyük depremlerden olduğuna hiç kuşku yok. Ancak , “Ortaya çıkan can ve mal kayıplarının nedeni çoktan alınması gereken önlemleri almayan, bilime ve mühendisliğe kulaklarını tıkayan anlayış ”dedi.
Tarihin En Yıkıcı Depremleri
1999 Gölcük Depremi Cumhuriyet tarihinin en büyük depremlerinden biri olarak kayıtlara geçti. 7,4 büyüklüğündeki bu deprem tüm Marmara Bölgesini etkiledi. Deprem 20 bin civarında can kaybına neden oldu. Ayrıca, yaklaşık 113 bini yıkık ve ağır hasarlı olmak üzere toplam 365 bin bina hasar gördü. Böylelikle, 99 depremlerinin can ve mal kayıplarının yanı sıra ekonomiye de etkisi büyük oldu. Dahası, 2001 ekonomik krizinin de önemli bir nedeni oldu.
Yapı Denetim Mevzuatı
İnşaatlarda kullanılan malzemelerin kalitelerinin artırılması gündeme geldi. Ayrıca, yapı denetim mevzuatının varlığı toplumda 2001 sonrası yapılan yapıların daha güvenli olduğuna dair bir kanaat oluşturdu. Ancak, sanıldığı gibi olmadığı, 20 yıllık zaman diliminde hiçbir konuda yeterli hazırlığın yapılmadığı 6 Şubat 2023 Depremleriyle ortaya çıktı.
50 Binin Üzerinde Yaşam Kayıp
6 Şubat Kahramanmaraş Depremi 17 Ağustos Marmara Depreminin birkaç katı büyüklüğünde oldu. Depremden etkilenen 11 il ve çevresinde, resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde kişi yaşamını yitirdi. Deprem, 36 bin civarında binayı yıktı. 311 bin bina ise kullanılamaz hale geldi. Uzmanlar bu depremlerin ekonomik maliyetinin 120-130 milyar dolar civarında olduğunu tahmin ediyor.
“Yıkımın Nedenlerini Ortaya Koyduk”
Mimarlar Odası Başkanı Betül Dikici, Mimarlar Odasının konuyla ilgili yapılması gerekenleri, yıkımın nedenlerini tüm açıklığıyla ortaya koyduğunu söyledi. Ayrıca, Depremin üzerinden henüz 6 ay geçmesine rağmen konu kamuoyunun, yetkili kurum ve kuruluşların ve yöneticilerin gündeminden çıktı. Dahası, verilen sözler çoktan unutulmuş görünüyor” dedi.
“Çadırda Yaşamak Durumunda Kalanlar”
Dikici, bazı geçici barınma alanlarının altyapı çalışmalarının tamamlanamadığını söyledi. Ayrıca, konteynerlerin depolarda bekletildiği, yurttaşların çadırlarda yaşamak zorunda kaldığını ifade etti.
Riskler: TBMM’nin İzmir Depremi sonrası kurduğu Araştırma Komisyonuna dikkat çeken Dikici şöyle konuştu:
“ Temmuz 2021 tarihli raporuna göre Türkiye’de 10 milyon civarında olan yapı stoku var. Ayrıca 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsünde. Üstelik,Bu risk ortadan kalkmadığı veya azalmadığı sürece büyük yıkımlar olabilir. Ayrıca, deprem sonrası müdahalelerde yetersiz” dedi.
Yeni Riskli Yapı Oluşmaması için Yapı Denetim Sisteminin Değişmeli
Dikici, Yapı denetim hizmetinin bir kamu görevi olarak ele alınması gerektiğini belirtti. Çünkü bir yapı, mülkiyeti ister devlette, ister gerçek kişilerde, isterse özel kuruluşlarda olsun doğrudan toplumun güvenliğini, tarihini, kültürünü. Konforunu, ekonomisini ve çevresini etkileyen/ilgilendiren bir varlıktır. Bu özelliklerinden dolayı yapılar kamusal varlıklardır ”dedi.
Yetkin Mühendislik Şart
Bugün ne yazık ki, ülkemizde bir işi yapabilme yeterliliğine haiz olmanın ölçütü. Diploma sahibi olmaktan geçmektedir. Diploma, mühendis ya da mimarın o konuda eğitim almış kişi olduğunu göstermenin yanı sıra o alandaki işi yetkinlikle yapabilmenin de göstergesi sayılmaktadır. Oysa diplomanın belgelediği eğitim her koşulda çok önemli ve gerekli ise de bir işi gerektiği gibi yapabilmenin ölçütü olarak alınamaz. Bunun, öğretici, geliştirici, olgunlaştırıcı ve nitelikli bir uygulama deneyimi ile tamamlanması. Bir başka deyişle, mühendisin düzeyli bir uygulamanın içinde pişmesi gerekmektedir.