“Günün 24 Saati Hizmete Hazır Olmak Zorundayız”
Türkiye’nin 81 ilinde hizmet veren kaymakamlarla 10 Ocak
İdareciler Günü münasebetiyle 3. kez bir araya geldiğine belirterek
bu buluşmaları düzenleyen Türk İdareciler Derneği yetkililerine
teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit Muhammet Fatih Safitürk
başta olmak üzere görevleri başında hayatlarını kaybeden
kaymakamlar için Allah’tan rahmet temennisinde bulundu.
“VATANDAŞINI GÖZDEN IRAK TUTMAYA ÇALIŞAN YÖNETİM ANLAYIŞINI ASLA
KABUL ETMEDİK”
Kanuna göre kaymakamların, her yıl ilçenin tüm bucakları ve
köylerinin en az yarısını ve ilçedeki kamu teşkilatlarını teftiş
etmekle mükellef olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii
ben kaymakamlarımızın tüm köylerimizi bir değil birkaç defa
dolaştıklarına, oralarda yaşayan insanların sıkıntılarını,
hizmetlerdeki aksaklıkları bizzat yerinde tespit ettiklerine
inanıyorum” diye konuştu.
Her kaymakamın, ilçesinde devletin en üst yöneticisi olarak
kendisinin gören gözü, dinleyen kulağı, konuşan dili ve uzanan eli
olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de devletle
vatandaş ilişkilerinin her zaman bugünkü gibi sıcak olmadığını
söyledi. “Bilhassa tek parti döneminde ve daha sonra onun kalıntısı
mahiyetindeki yıllarda ceberut devlet anlayışı yüzünden
vatandaşımız âdeta yaka silkmiştir, hatta bu durum şiirlere dahi
konu olmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı dizelerini
okuduğu, merhum Abdurrahim Karakoç’un ‘İsyanlı Sükût’ başlıklı
şiirini örnek olarak gösterdi.
Okuduğu şiirin dizelerine atıfta bulunarak Türkiye’deki yönetimi,
insanların sürekli azarlanıp yutkundukları bir dönemden aldıklarını
ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın
anlayışını hâkim kıldığımız bugünkü Türkiye’ye getirdik. Halk için
halka rağmen zihniyetiyle bu milletin değerlerine, tarihine,
kültürüne, hatta bizatihi kendisine savaş açanların direnişi birer
birer kırarak buralara ulaştık” diye ekledi.
Ayağındaki çarığı, giydiği şalvarı, başındaki kasketi yüzünden
Ankara’nın Kızılay’ına sokulmayan Âşık Veysel’in hikayesinin bu
bakımdan ibret teşkil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
“Vatandaşının refahını yükseltmek yerine, onu gözden ırak tutmaya
çalışan bir yönetim anlayışını asla kabul etmedik, etmeyeceğiz”
dedi.
“HAKLI ŞİKÂYETLERİ TESPİT EDERSEK GEREĞİNİ YAPMAKTAN ASLA
ÇEKİNMEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim-öğretimde, sağlıkta, ulaştırmada,
şehircilikte ve sosyal yardımlarda yaptıkları reformların amacının,
vatandaşa dayatılan kötü hayat şartlarını ortadan kaldırmak
olduğunu kaydetti ve dördü hizmete alınan, 17’sinin inşaatı, 11’nin
hazırlık çalışmaları devam eden şehir hastanelerini kurmalarındaki
gayenin bu olduğunu dile getirdi.
Eğitimde ülkeye 270 bin derslik kazandırarak sınıftaki öğrenci
sayısını 70’ten 30 ve altına indirdiklerini ve okullara spor
salonlarını eklediklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 74 olan
üniversite sayısını 185’e çıkardıklarını, ilçelere, mahallelerde ve
köylere spor salonu yaptıklarını aktardı.
“Eğer Türkiye 3 bin 500 dolar kişi başına millî gelirden 11 bin
dolar kişi başına millî gelire ulaşmışsa, eğitim düzeyi bu derece
yükselmişse, artık burada devletle vatandaşın ilişkisinin eski
düzende yürümesi mümkün değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
böyle bir yanlışın içine düşen olursa karşısında önce kendisini
bulacağını belirtti. Kaymakamların bu konuda azami dikkati
gösterdiklerini bildiğini; ancak bazen vatandaşlardan şikâyet
aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her şikâyet doğru ve haklı
olacak diye bir şey elbette yok. Ama haklı şikâyetleri tespit
edersek gereğini yapmaktan da asla çekinmeyiz, bunun da bilinmesini
isterim” diye ekledi.
“KAYMAKAMLARIN PEK ÇOĞU 15 TEMMUZ’DAKİ SAĞLAM DURUŞLARIYLA MİLLETİN
TAKDİRİNİ TOPLADI”
İlçelerinde devletin en üst düzey temsilcisi olarak görev yapan
kaymakamların buna uygun özlük haklarının olmasının gayet tabii
olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında
şunları ekledi: “Bir özeleştiri olarak şunu ifade etmek istiyorum.
Geçmiş dönemlerde olduğu gibi bizim hükûmetlerimiz döneminde de
maalesef kulisi, lobisi güçlü olan, sesi çok çıkan kesimlerin ilave
birtakım haklar aldığı, diğerlerinin bundan mahrum kaldığı
olmuştur. Kaymakamlarımızın da bu bakımdan bir mahzunlukları
olduğunu biliyorum. Hiçbir kaymakamımızın emri altında
çalışanlardan daha düşük maaş alıyor olması kabul edilebilir bir
durum değildir. Bu konuda bir çalışmanın yapılarak tüm meslek
grupları açısından hakkaniyete dayalı bir ücret dengesinin en geç
2019 yılında kurulacağına inanıyorum.”
Kaymakamların pek çoğunun 15 Temmuz’daki sağlam duruşlarıyla
milletin takdirini topladığını, kayyum olarak görev yaptıkları
belediyelerde ve şirketlerde gösterdikleri başarıların kaymakamları
milletin gözünde farklı bir yere getirdiğini dile getiren
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özlük haklarıyla ilgili dengesizliğin
düzeltilmesi, milletimizin kaymakamlarımıza olan vefa borcunun
ödenmesine vesile teşkil edecektir. Tabii kaymakamlarımızdan da
buna uygun bir gayret ortaya koymalarını doğrusu bekliyoruz”
sözlerine yer verdi.
Vali, bakan, belediye başkanı düzeyindeki idarecilerin mesai
mefhumunun olamayacağını, günün her saatinde telefona cevap vermesi
gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Günün 24 saati,
haftanın 7, yılın 365 günü hizmete hazır olmak zorundayız, biz bu
ülkeyi ayağa kaldıracağız, iki kere iki dört. Bu işin Lam’ı, Cim’i
yok, bu işi bitireceğiz. Bu ülke 2023’te Allah’ın izniyle ilk
20’nin içine değil, artık ilk 10’un içine girecek” şeklinde
konuştu.
“MİLLETİMİZ ORTAYA KONAN HER GÜZEL HİZMETİ TAKDİR EDER”
Cumhuriyet tarihi boyunca 6 bin 100, 15 yıllık kendi dönemlerinde
ise 19 bin kilometre bölünmüş yol yapıldığını ve geçmiş dönemlerle
kıyaslanmayacak ölçüde ülkeye tüneller kazandırdıklarını hatırlatan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisinden bir yetkilinin
“Kamyon şoförlerine sorun yolların durumunu” dediğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Eline, diline dursun, 20 sene
önce bu yollarda acaba kamyonlar rahat hareket edebiliyor muydu,
otobüsler rahat rahat hareket edebiliyor muydu? Şimdi otobüsler de,
kamyonlar da bu yollarda elhamdülillah duble yollardan tutunuz
diğer otobanlara varıncaya kadar hepsinde rahat rahat yolculuğunu,
seyahatini yapabiliyor. Yani bu yollarda araç kullanmamış olsak,
bir yerlere gidip gelmemiş olsak bu yalancının yalanına biz de
aldanacağız, insaf.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görev yaptığı yerde ne kadar kalırsa kalsın,
kalıcı hizmetlere imza atamayan, ilçe halkının gönlünde sağlam bir
yer edinmeyen idarecinin, ellerini başının arasına alıp ‘nerede
eksiğim var?’ diyerek düşünmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Bizim milletimiz bazen anlık olarak farklı tepki
verebilir, ama sonuçta ortaya konan her güzel hizmeti takdir eder,
yapanın da hakkını teslim eder. Kaymakamın kayda değer bir icraat
ortaya koymadığı bir yerde, diğer kamu görevlilerinden üstün gayret
beklemek beyhudedir, çünkü yönetimde adettir, herkes en baştakine
bakar, kendi konumunu, kendi yolunu da ona göre belirler”
ifadelerini kullandı.
“KAYMAKAMLAR İNSANLARIN GÖNLÜNE GİRDİKLERİ TAKDİRDE ŞEHRE GERÇEK
ANLAMDA NÜFUZ ETMİŞ OLUR”
Güneydoğu’daki bazı il ve ilçelerde, devletten aldığı imkânları
dağdaki terör örgütüne gönderen belediyelere kayyum olarak atanan
vali, vali yardımcısı ve kaymakamların gerçekleştirdikleri
çalışmalarla şehirleri yeniden ayağa kaldırdığına işaret eden
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit edilen Kaymakam Safitürk’ün de görev
yaptığı ilçenin sorunlarıyla ilgilenip bölgenin çocuklarıyla hemhâl
olduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kaymakamlara; garipleri, öksüzleri,
yetimleri, engellileri, yaşlıları, sığınmacıları, ihtiyaçlarını
teker teker bilecek şekilde tanımaları tavsiyesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Eğer ilçenizde
yatacak yeri olmadığı için gece sokaklarda kalan, yiyeceği olmadığı
için yatağa aç giren, yakacağı olmadığı için soğukta titreyen,
giyeceği olmadığı için dışarı çıkmaya utanan, defteri, kalemi
olmadığı için okula gidemeyen, bakacak kimsesi olmadığı için
sersefil olan, velhasıl yardım eli uzatabilecekken ihmalden dolayı
mağdur olan tek bir kişi dahi varsa, açık söylüyorum, çok büyük bir
vebal altındasınız demektir. Çünkü bu milletin, bu devletin
elhamdülillah bu söylediklerimi zorda bırakacak acziyeti yok,
elhamdülillah güçlüyüz, bu imkânlarımız var. Her valiliğe, her
kaymakamlığa sürekli olarak zaten biz devletin imkanlarını
aktarıyoruz, tüm bu sıkıntıları çözebilecek, tüm bu ihtiyaçları
giderebilecek düzeydeyiz. Eskiden devletin kendine hayrı olmadığı
dönemlerde bu tür eksikler, ihmaller belki mazur görülebilirdi, ama
bugünün Türkiye’sinde böyle bir görüntüyü asla kabul edemeyiz.”
Kaymakamlara, insanların gönlüne girdikleri takdirde şehre gerçek
anlamda nüfuz etmiş olacaklarını söyleyen ve “Bu işleri maaşlı
memurlara bakırsanız istediğiniz neticeyi elde edemezsiniz, her
şeyden önce kendiniz bizzat bu işlerin içinde olacaksınız” diyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz gönlünüzü ortaya koyan insanlarsınız.
Sivil toplum kuruluşlarını sizler harekete geçireceksiniz. Çünkü
yardım konuları emirle, görevle uzun süre yürütülebilecek işler
değildir, mutlaka gönüllük esasına göre bunlar sürdürülmelidir”
şeklinde konuştu.
Merhum Neşet Ertaş’ın ‘aşkınan çalışan yorulmaz’ sözünü
hatırlatarak ülke ve millet için aşkla, sevgiyle, tutkuyla
çalıştıkları takdirde hiçbir zaman yorulmayacaklarını belirten
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tam tersine, elde ettiğiniz her başarı
gücünüzü, enerjinizi, azminizi biraz daha artırır. Bizler ve sizler
için yaptığınız hizmetler karşılığında aldığınız ‘Allah razı olsun’
sözünden daha değerli bir armağan, daha kıymetli bir hediye olamaz”
diye ekledi.
“TÜRKİYE TERÖR ÖRGÜTLERİ VE ONLARI DESTEKLEYEN GÜÇLERLE HAYATİ BİR
MÜCADELE YÜRÜTÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye hem
içeride, hem dışarıda bütün yuvalanmış terör örgütleri ve onları
destekleyen güçlerle hayati bir mücadele yürütüyor. Bu mücadelenin
daha uzunca bir süre de devam edeceği anlaşılıyor. Şu ana kadar
hamdolsun bizi hedef alan oyunların hepsini de bozduk, bize kurulan
tuzakların hepsini de boşa çıkarttık. Bu yıldan başlayarak
önümüzdeki dönemde milletimizin birliğine, beraberliğine,
kardeşliğine yönelik saldırıların katlanarak artması kuvvetle
muhtemeldir. Kimi zaman inanç, kimi zaman mezhep; bakın en büyük
tehlike bu, onu da söyleyeyim. Şu anda mezhebi noktada bir
yapılanmayı şiddetle yürütenler de var, bunu özelikle bilmenizi
istiyorum. Etnik unsurları şu anda egemen kılamayanlar, şimdi
mezhebi olarak bu işi yürütmenin gayreti içerisindeler. Kimi zaman
meşrep, kimi zaman yine söylüyorum köken, kimi zaman daha başka
farklılıklar, bütün bunlar üzerinden saldırılar başlatılıyor veya
başlatılacak, onun için sizlere büyük görev düşüyor.”
Kaymakamlara görev yaptıkları ilçelerinde en küçük bir
provokasyona, kışkırtmaya, fiziki veya psikolojik tahrike izin
vermemeleri gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili
birimlerle yakın diyalog ve iş birliği içinde bu tür
olumsuzlukların başlamadan önce önüne geçmelerinin şart olduğunu
belirtti.
Kaymakamlara dışarıdan gelen ve çeşitli kisveler altında milleti
birbirine düşürmek isteyen hiç kimseye müsamaha göstermemelerini,
terör örgütlerinin en küçük bir hareketlenmesine dahi izin
vermemelerini salık veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz Gezi
olaylarından çukur eylemlerine, 15 Temmuz’dan ekonomik kumpaslara
kadar her konuda ülkesine, milletine sahip çıkma konusundaki
kararlığını ortaya koymuştur. Sizlerden özellikle milletimizden
aldığınız güçle ve bu kutlu mücadelenin üzerinize yüklediği
sorumlulukla önümüzdeki dönem her konuda çok daha büyük hizmetlere
imza atmanızı bekliyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.