KINA’NIN BALIKESİR DÜĞÜNLERİNDEKİ YERİ
Balıkesir’de oğlan evi tarafından alınmış kuru kına, oğlan evinde toplanan kadınlar tarafından kız evine götürülür. Kına, gümüş veya bakır bir tas içinde “başı bütün” yani “başından ayrılık geçmemiş” bir kadın tarafından yakılır. Hem bereket dileği hem de kına yakılan kişiye baht açıklığı sağlamak amacıyla, gelinin sağ avucuna bozuk para veya altın konulur.
Yakılan kınanın; sıvama, yüksük, burmalı, kedi pençesi, dilber dudağı, kuş gözü ve iplik kınası olmak üzere çeşitleri vardır. Kına, genellikle gelinin eline yakılmakla beraber; Balıkesir’de gelinin eline ve ayak parmaklarına yakılır. Tarihi gelişimi antik devirlere kadar uzanan kına; eski Mısır, eski Yunan, Roma ve Ortaçağ’da boya ve ilaç olarak kullanılmıştır. Gerek Avrupa’da, gerekse İslam dünyasında çok bilinen bu madde, Hindistan’daki Müslümanlar arasında da kullanılmış. Türk tıp tarihinde de kınanın çok önemli bir yeri bulunuyor.
“Hem Sağlık Hem Güzellik İçin Yakılır”
Türk-İslam geleneğinde; hem sağlık, hem güzellik, hem de
törensel açıdan özel bir yeri olan ve Dede Korkut Hikayelerinde de
sözü edilen kına, Türk inanç sisteminde adanmış olmanın da
işaretidir. Bunun içindir ki; “vatana kurban olsun” diye asker
adayına, “Allâh’a kurban olsun” diye kurbanlık koçlara, “eşine
kurban olsun” diye geline kına yakılır. Anadolu’nun her tarafında
yaygın olan kına yakma geleneği, Anadolu dışındaki Türklerden;
başta Kıbrıs Türkleri olmak üzere, Bulgaristan Türkleri, Gagauz
Türkleri ve Karay Türkleri ile Azerbaycan Türklerinde de
vardır.
Esnaf Alican Ocakçı:’’ Kına, kına ağacından olur Arabistan,
Pakistan ve Hindistan taraflarında yetişir. Bizim çocukluğumuzda
duyduğumuz kına ağacını ekip dikmeye çalışmışlar Antalya
taraflarında ama tutmamış. Kına genellikle Hindistan taraflarından
geliyor en iyisi Hindistan kınası. Kınanın kilosu 40 TL.50-60 TL
olanlarda var. Önceleri kına satışı çok olurdu ama artık sadece
yeni evlenecek olan genç kızların kına geceleri için satılıyor yada
sünnet ve benzeri törenler için alınıyor. Kına unutuldu”dedi.
Kına kadınların hayatında mutlaka bir kez dahi olsa yakmaları gereken bir şey. Büyüklerimizden duyduğumuz kadarıyla kına; kadınlarda baş ağrısını kesiyor. Eski zamanlarda kurbanda yakılırmış ama şimdi yalnızca yaşlılar bu kınayı yakıyor. Bayan cenazelerinde, kefenin içinde ufak bir torba kına vardır. Bayan cenazesi yıkandıktan sonra hoca kına yakar ellerine bunu çoğunlukta kimse bilmiyor bilen çok az eskilerden şimdi yok artık. Okullarda hiçbir eğitim yok her şey tarihe dayanıyor dine dayanıyor ama kimse tarihini bilmiyor dini bilmiyor. Ne yapılması gerektiği bilinmiyor, kınadan dövme yapılıyor helal ama normal dövme haram diye geçiyor. Gençler artık kına yakmıyorlar, ihtiyarlar sürekli yakıyorlar genelde ellerine yakanlar oluyor. Yetmiş yaşın üzerindeki insanlar devamlı kına yakıyorlar. Satışlar durgun, önceden daha iyiydi önceden bir ayda iki çuval- üç çuval gidiyordu daha da önceleri hafta da sekiz çuval on çuval satış olurdu. Şimdi sadece göstermelik düğünlerde” Fatma Kara’nın Haberi