'NATO'YA DEĞİL KATO'YA BAKIYORUZ'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Biz NATO’ya değil, Kato’ya bakıyoruz, Kandil’i gözümüze kestiyoruz. Canımız kimden isterse silahı ondan alırız, bunun hesabını da NATO’ya matoya vermeyiz, veremeyiz. Herkes yerini yurdunu bilsin” dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Güvence mensubiyetiyle övündüğümüz aziz Türk milletidir. Vazgeçilmez irademiz, vatan ve millet sevgisidir. Terk edilemez ilkemiz, -Ne mutlu Türk’üm Diyene- sözünü seslendirmektir. Üzerine titrediğimiz hassasiyet ise çağa ve insanlığa Türkçe seslenebilmektir. Bütün vatandaşlarımıza çağrımdır: Bunlar yabancı gelmiyorsa, bunlarda bir sıcaklık ve anlam buluyorsanız; gelin bir olalım, diri olalım, iri olalım. Türkiye’nin geleceğini el ele, omuz omuza ve hep birlikte inşa edelim. Şundan eminim ki, Türkiye Cumhuriyeti, egemenliğin asıl sahibi olan Türk milleti sonsuza kadar hür, müstakil ve tam bağımsız bir şekilde yaşayacaktır. Çünkü varlığını onun bekasına adamış sevdalıları vardır, asla, ama asla ülkülerinden, millete sadakatten, meşru ve demokratik çizgiden ayrılmayacak ve sapmayacaklardır. Bu sevdalıların ebedi yuvası ise Milliyetçi Hareket Partisi’dir” ifadelerini kullandı.

“Barzani ister görevde olsun, ister olmasın; onun defteri çoktan dürülmüş, işi çoktan bitmiş, fişi çoktan çekilmiş, miadı da çoktan dolmuştur”

Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen 25 Eylül korsan referandumunun, Barzani’ye pahalıya patladığını, sonuçlarının doğal ve beklendiği gibi ağır olduğunu kaydeden Bahçeli, “Barzani ısrarının bedelini taksit taksit ödemeye başlamıştır. Atalarımız boşuna söylememiş; ‘aptal ata binerse bey oldum sanır, şalgam aşa girerse yağ oldum sanır.’ Barzani’nin durumu da aynısıyla budur. Peşmerge kuru inadının, kötü ve kötürüm iradesinin kurbanı olmuştur. Barzani’nin yardım ve destek alarak inşa ettiği iğrenç komplo bizzat ayağına dolaşmış, sırtını yere getirmiştir. Küresel efendileriyle dar alanda kısa paslaşmaları işe yaramamış, kendi kalesine gol yemekten kurtulamamıştır. Bu Barzani ki, mazlumların ahını ala ala, masumların beddualarını duya duya tahtının altını dinamitlemiştir. Elbette bize düşen, bize yakışan Allah’tan bulsun, fitnesinde boğulsun demektir. Anlaşıldığı kadarıyla, peşmerge başının görev süresi 1 Kasım’da dolacaktır. Görevine devam etmeyeceği, süresinin uzatılma taleplerini kabullenmeyeceği medyaya yansımıştır. Bu arada, yetkilerinin de, hükümet, parlamento ve Adalet Konseyi’ne devredilmesiyle ilgili kararın da parlamentoda oy çokluğuyla kabul edildiği ortaya çıkmıştır. ABD ise bu durumdan memnun olduğunu dün itibariyle açıklamıştır. Barzani ister görevde olsun, ister olmasın; onun defteri çoktan dürülmüş, işi çoktan bitmiş, fişi çoktan çekilmiş, miadı da çoktan dolmuştur. İhanet yapanın yanına bırakılmamış, dökülen kanlar cezasız kalmamıştır. Barzani batmış, kendi bataklığına gömülmüştür” şeklinde konuştu.

“Biz NATO’ya değil, KATO’ya bakıyoruz”

“Biz NATO’ya değil, KATO’ya bakıyoruz, Kandil’i gözümüze kestiyoruz, akıllarınca katlimizin fermanını imzalayan katillerle ölüm kalım mücadelesi veriyoruz” diyen Bahçeli, “Canımız kimden isterse silahı ondan alırız, bunun hesabını da NATO’ya matoya vermeyiz, veremeyiz. Herkes yerini yurdunu bilsin. Brüksel’den bize parmak sallamaktan vazgeçsin. O parmak sahibini eninde sonunda mahcup edecektir. Onlar varsın şatoda oturup NATO’nun düdüğünü çalsınlar. Biz Ankara’dan 29 Ekim 1923 ruhuyla dünyaya bakacağız; onurlu, imanlı, milli, ahlaklı, cesur ve elbette tam bağımsız bir şekilde sonsuza kadar yaşayacağız. Bunu çekemeyenler, tuzak kurmak için fırsat kollayanlar, yeni saldırılar için ortam açanlar varsa, ki bu güçlü bir ihtimaldir, Allah’ın izniyle gerekirse göğüs göğüse, gerekirse de kıran kırana istiklalimizi ve istikbalimizi son nefesimize kadar savunacağız. İşler sarpa sarar, ülkemize zarar gelirse, NATO’yu falan bilmeyiz, NATO’cuları hiç takmaz, tanımayız; önümüze takoz koymak isteyenleri de yıkar geçeriz. 1940’lı yıllarda başbakanlık yapan, Çanakkale Savaşı’nı anılarında anlatan dönemin İngiltere Deniz Bakanı aynısıyla şunları yazmıştı: ‘Türkler öyle bir savunmaya girişmişlerdi ki, canlarını veriyorlar, ama topraklarından bir karış yer bile vermiyorlardı. Herkesin bilgisi ve haberi olsun ki, bu ruh, bu asalet, bu kahramanlık şuuru ölmedi, milli vicdanlarda yaşıyor ve yaşatılıyor” ifadelerini kullandı.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber