Yetki sürecine girildi

Türk Eğitim – Sen Balıkesir 1 Nolu Şube Başkanı Yılmaz Kuran, sendikaların yetki süreci, ve eğitim sistemi hakkında görüşlerini Büyükşehir Merhaba ile paylaştı.

15 Mayıs itibari ile sendikaların yetki sürecine girdiğini söyleyen Kuran, “Bildiğiniz gibi her yıl bir yetki süreci oluyor. Şu an enerjimizin tümünü ona harcıyoruz. Merkezdeki okulları dolaşıyoruz. İlçelerimizi geziyoruz. Hem üyelerimizi ziyaret ediyoruz, hem de yeni üye olacak arkadaşlarımız varsa onlarla görüşüyoruz. Şimdiki ana amacımız bu. Bunun haricinde normal işleyiş devam ediyor” dedi.

“Yetkili sendika olmak önemli”

Yetkili sendika olmanın önemine değinen Kuran, “Yetkili sendika olmak önemli. Çünkü bir şeyi gerçekleştirebilmek için hükümetin karşısında muhatap olup ,bir toplu sözleşme yapılması söz konusu. Geçtiğimiz dönemde Memur Sen yetkiyi aldı. Bir iki yıldan beri de o yürütüuor. Şu an yaptığımız çalışmalar sonucunda yetki yine Memur Sen’de kalacak gibi görünüyor. Fakat en son enflasyona baktığımızda şöyle bir durum var; “Çok büyük başarı elde ettik, yüzde 3 zam aldık”, “Dönemin en iyi sözleşmesi” diye söylüyorlar. Ama enflasyon hemen 2 ayda 5,2 oldu. Yüzde 3’lük kısım gitti. Yeni zamlar olsa da memur 1-2 ay gibi kısa bir sürede yüzde 20’lik vergi dilimine giriyor. Onları hesaba kattığımızda şu an devlet memuru, zamları bırakın, zarar etmiş durumda. İşte bunları hesap etmek gerekiyor. Bunlar yapılırken ya vergi dilimi göz önüne alınmalıydı ya da yüzdelik oranların ona göre arttırılması gerekiyordu. Bu bakımdan yetkili sendika olmak önemli. Biz de bu vesile ile oradaki arkadaşları da uyarmış olalım. Kamu çalışanlarının yanında gerçek ihtiyaçlara cevap verecek şekilde davranmaları için tavsiye olsun. Ama hükümetten ciddi destek aldıkları için yine yetki onlara kalacak gibi gözüküyor” dedi.

“İş güvencemize dokunma”

Yaşadıkları sıkıntılardan da bahseden Kuran, “İş güvencesi ile ilgili sıkıntılar var. Çalışma Bakanlığının ‘Devlet memurluğu tapulu malınız değil’ diye bir ifadesi vardı. Bu da 657’yi değiştirip devlet memurluğu güvencesini kaldırma yönünde bir adım. Ama daha sonra sayın başbakan bir açıklama yaparak “Böyle bir çalışma yok” dedi. Biz inanmadık tabi ki. Daha sonra da sayın cumhurbaşkanı bir açıklamada “657 değişecek” dedi. Demek ki gerçekten değişecek. Tabi bunun değişmesi yetmiyor. Anayasayı da değiştirmeleri gerekiyor. Devlet memurlarının bir tane önemli özelliği var o da yarın işe geleceğimizi biliyoruz. Eğer o özelliğimizi de ortadan kaldırırsanız özel sektör gibi olur. Devlet memurluğu güvencesi ile yapacağınız işlerin hiç birini yapamazsınız. Bu konuda bu güvencemizi vermemek için elimizden gelen ne varsa yapacağımızı söyledik. Daha önceden ‘iş güvencemize dokunma’ diye bir miting yaptık. Bugüne mahsus bir şey değil. Geçmişten gelen ve hissedilen sıkıntılar var. Bugün iyice ayyuka çıktı.” dedi.

“Yönlendirme kesinlikle söz konusu olmaz”

Geçirilen Referandum sürecine dair üyelerine zorlama yapmadıklarını vurgulayan Kuran, “Türk Eğitim Sen olarak üyelerimiz hepsi üniversite mezunu insanlar. Hiç kimsenin hür idaresine ipotek koyma gibi bir durum söz konusu değil. Ayrıca insanlara etkileme ihtimalimiz yok. Herkesin aklı başında aynı eğitimi almış, araştırabilen insanlar. Kafasına sorun takılan olursa kamuoyu bu konuda bilgilendiriyorlar, biz bunun için üyelerimizle kesinlikle görüşmüyoruz. Sonuçta herkes kendi kararını kendi verebilir. Sandıkta gereğini yapsın. Zaten yönlendirmeye kalksanız dahi bizde ters etki yapar. Türk milletinin genel özelliğidir bu. Geçmişte de oldu. Özal zamanında bazı şeyler ters tepmişti. Zaten üyenin uymama hakkı var. Bu konuda tavrımız net. Kendi hür iradesi ile gereğini yaparlar. Hiçbir üyemize bir baskı yapmadık. Evet diyen de hayır diyen de bizim üyemizdi. Yönlendirme kesinlikle söz konusu olmadı, olsaydı da doğru olmazdı.” dedi.

“Mecburiyeti kaldırmak lazım’’

4+4 ile ilgili sıkıntıların halen devam ettiğini söyleyen Kuran, “ 4+4 ile ilgili sıkıntılar halen devam ediyor. Hükümetin bir an önce o ilkokulları 5’e çıkarması lazım. Hem yüzlerce değil binlerce sınıf öğretmeni arkadaşımız şu an derse giremiyor. Böyle bir sıkıntı var. O çocuklarda 5’in ortaokul 1. Sınıf olmasını kaldıramıyorlar. Henüz daha o olgunluk yok. Arkadaşlarımızdan da aldığımız izlenimler o yönde. Bunun da geriye dönmezse sıkıntılar bu şekilde devam eder. Hükümet yeniden düzenleyebilir. Benim şahsi fikrim son dördü yani mecburi lise kısmını kaldırılabilir. Çünkü zorla hiç kimseye bir şey öğretemezsiniz. Mecburi olan zor olan doğru değildir. 18 yaşındaki bir öğrenci okumak istemiyorum ben başka alanda çalışmak istiyorum diyorsa gitmeli. Herkesi de profesör, mühendis, doktor yapmak zorunda değiliz. Bu insanlar ara eleman ihtiyacı var. Bu alandaki okulların eğitim seviyelerini daha kaliteli, bir hale getirip hatta mezun olduktan sonra aynı alanda bir yıl ciddi anlamda bilgi ve becerisini uygulama kısmını yaptırıp , hatta gerekirse yabancı dil eğitimi verip dünya çapında bir açılımda yapmak gerekir.

‘’Kalifiye Eleman Sıkıntısı’’

Türk Eğitim Sendikası Başkanı Yılmaz Kuran MERHABA’ya yaptığı konuşmasında, ‘’İşsizlik varsa bazı ülkelerde kalifiye eleman istiyorsa o zaman bizim onunda önünü açmamız lazım. Çünkü dış dünyada bu tür elamanlara ihtiyacı olan ülkeler var. Hazır bir öğrencinin ilk-orta- lise- üniversite hayatını düşündüğün zaman devlet büyük bir ekonomik yönden sıkıntı yaşıyor. Her yılına bin lira harcasan 15 bin yapar. Çok ciddi bir rakam yapıyor. Bazı ülkeler hazır yetişmiş eleman varken bu kadar parayı verip yeni yetiştireceğime onları alıp dil sorunu da ortaya çıkıyor bu durumda dili de biliyorsa gidip oralarda çalışma şansı var. İşsizlik oranının azalması hem de kalifiye elemanın hem kendi ülkemiz için hep dışarısı için bir yerde yetiştirmiş oluruz. Bize de katkı sağlar. Zaten bizim insanımızın büyük çoğunluğu dışarda da çalışsa ülkesine geri dönem taraftarı. Çünkü gerçekten her şeyiyle ülkemiz çok güzel. Örnekleri ile onu görüyoruz. Bu tür bir açılım yapılması bence doğru. Yetkililer ne yapar bilemeyiz. Veli çocuğunu Açık öğretime gönderme taraftarı değil. Çocuğun nerede olduğunu veli bilmek istiyor. Öğretmenlerin elinde olduğunda daha rahat ediyorlar. Bizim de çok yakından şahit olduğumuz hatta yardımcı olduğumuz çok kişi var. Mecburiyeti kaldırmak lazım.’’

‘’Yetiştirmek, Öğretmek’’

‘’ Yetiştirdiğimiz çocuklarımız, Motor bölümünden mezun olduğunda o bilgi ve beceriyi kullanabilsin. Duvar örüyorsa ördüğü duvar yıkılmasın. Bilgiyi sadece teorik şekilde değil de pratik olarak da daha yoğun bir şekilde aldırmak gerekiyor. Mesleki eğitime yönlendirme kısmı başarılı olur. O bölüm sonrası iş varsa gidiliyor. Meslek okullarının başarıya ulaşması için de bu alt yapıyı hazırlayıp, sonunda iş olan bir yere yönlendirmekte fayda var”

“Adaletin gecikmesi zulümdür”

Adaletin geç tecelli ettiğini dile getiren Kuran, “Öğretmenlerin eş durumu tayinleri, NORM fazlası olan öğretmenler, hak edilmeyen görevlendirmeler var. Bir süredir açıkta olan, meslekten atılanlar var. Hukuki sürecin tamamlanması gerekiyor. Suçlu ise cezalarını çeksinler ama suçsuz ise de görevlerinin başına dönsünler. Zaman zaman taleplerimiz oluyor. Adaletin geç tecelli etmesi büyük sıkıntı. Zor bir süreç ve çok fazla insan bunun içeresinde. Tespit etmek zordur mutlaka ama bir an önce hızlandırılması gerekiyor. Yetkililerin bu işten uzak duruyor. Hukukçu olarak adaleti dağıtıyorsunuz. Geç kalınmaması gerekiyor. Yeni mağdurların olmamasını istiyoruz. “Adaletin gecikmesi zulümdür” derler. İnşallah bir an önce çözümlenir” dedi.

Kamil Akyürek & Yoldaş Kocaer

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber