ZEYTİN HASADI TÖRENLE BAŞLADI
Ayvalık ilçesinde zeytin hasadı törenle başladı. Sıkılan
zeytinler taş baskı sistemiyle 20 dakikada zeytinyağına
dönüştürülürken protokol ve vatandaşlar bu serüveni büyük bir
coşkuyla izledi.
Ayvalık Ziraat Odası tarafından, Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının katkılarıyla bu yıl ikincisi düzenlenen ‘2. Zeytin
Hasat Şöleni’ yoğun bir katılımla gerçekleşti. Ayvalık’ın kırsal
mahallelerinden Mutluköy’deki Nostalji Tesislerinde gerçekleşen
şölende; Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Ayvalık Kaymakamı Gökhan
Görgülüaslan, Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, Gıda Tarım ve
Hayvancılık İl Müdürü Zekeriya Erdurmuş, bakanlık temsilcileri,
Türkiye Ziraat Odaları Birliği temsilcileri, Ayvalık Ticaret Odası
Başkanı Benhan İbrahim Kantarcı ve ATO yöneticileri, daire
amirleri, Balıkesir genelindeki ziraat odalarının başkan ve
yöneticileri, Ayvalıklı zeytin üreticileriyle, zeytin sanayicileri
ve çok sayıda vatandaş hazır bulundu.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla
başlayan etkinlikte konuşan Ayvalık Ziraat Odası Başkanı Hasan
Kıtay, “Bazı efsanelerde ‘ölmez ağaç’ diye anılan zeytin ağacı,
rivayet odur ki; bir zeytinliğe ayağı düşen yolcu, oturup
gölgesinde dinlenirken, yolcunun kulağına şöyle fısıldamıştır:
’Herkese aitim ve kimseye ait değilim; siz gelmeden önce
buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım.’ Hakikaten bir
bakıma belki de ‘zeytin bütün ağaçların ilkidir.’ Bu sebeple de
bütün mukaddes kitaplarda zeytin ağacı bolluğun, adaletin,
sağlığın, zaferin, refahın, bilgeliğin ve arınmanın; kısaca
insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolüdür. Kur’an-ı
Kerim’de de zeytinden söz edildiğini, mübarek meyvelerden biri
addedildiğini hepimiz biliyoruz. Muhakkak bir de zeytin ağacının;
buna bağlı olarak zeytin ve zeytinyağının üretimdeki yeri önemi
var. Binlerce çiftçinin ekmek kapısı zeytin, çeşit çeşit yemeğin
çeşni kapısı olmasının ötesinde bir geçim yolu. Ne mutlu ki bugün
burada bir kez daha yılın ilk hasadını gerçekleştiriyor, aynı
heyecanı bir defa daha aramızda pay ediyoruz. Her yeni hasat, yeni
bir umut, yeni bir heyecan yeni bir başlangıçtır. Bu defa da öyle”
dedi.
Ayvalık ve çevresinin; dünyanın en kaliteli, en leziz zeytinyağının
üretildiği bir bölgede bulunduğunun altını çizen Hasan Kıtay,
“Bunun bir şans olması yanı sıra, ister üretici ve bizzat çiftçi
olalım, ister bu pazarın bir yanıyla içinde yer alan paydaşı olalım
bizlere büyük sorumluluk yükleyen bir tarafı da mevcut. Bölgemizde
üretilen zeytin ve zeytinyağının ve bunlarla alakalı diğer yan
ürünlerin hem kalitesini hem de üretim miktarını artırmak
sorumluluğu içerisindeyiz. Çünkü bu vatanın evlatları olarak
ülkemize; bu bölgenin insanı olarak da yöremize zeytin vasıtasıyla
elde edilen katma değeri yükselterek geri döndürmek
mecburiyetindeyiz. Bu üretimi gerçekleştiren çiftçilerimiz,
üreticilerimiz, emeklerini ortaya koyarken, alın terlerini
akıtırken böyle ulvi bir amaç için çalıştıklarını da
unutmamalıdırlar. Dolayısıyla çiftçimizin üreticilerimizin, bu
alanda desteklenmesi zaruridir. Bizler de bu sorumluluğumuzun
farkında olarak çalışmalarımıza bu gaye ile devam ediyoruz” diye
konuştu.
“Zeytin ülkemizin milli bir değeri ve milli bir ürünü”
Törende konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer de, ‘zeytin’
denildiğinde bölge halkının adeta titrediğini belirterek, “Zeytin
gerçekten ülkemizin milli bir değeri ve milli bir ürünü. Sahip
çıkmak ve onu korumak lazım. Yıllardır, yüzyıllardır zeytin ve
zeytinyağı ülkemizde birçok insanın ekmek kapısı ve bereketi
olmuştur” dedi.
Türkiye’nin Marshal yardımlarını aldığı dönemde, sömürgeci
ülkelerin kendi ürettikleri tarım ve sanayi ürünlerini Türkiye’ye
zoraki sattığına işaret eden Başkan Gençer, “O dönemlerde biz artık
tereyağımızdan, zeytinyağımızdan vazgeçiyoruz. Hiç tanımadığımız,
hiç bilmediğimiz sıyayağından yapılan margarinleri ithal etmeye
başlıyoruz. Böylelikle felaket başlıyor. Ayçiçek ve mısırözü yağına
dönüyoruz. En tehlikesi de, 1950’li yıllarda ‘sağlık iksiri’ diye
satılan o nebati yağları ülkemize maalesef sokuyoruz. Aslında biz
sokuyoruz. Bunları üreten Amerika ve emperyalist güçler Türkiye’ye
bunları da sokuyor. Emperyalizm sadece siyasette olmuyor. Gıdada
emperyalizm var. Bunun tek mücadelesini veren ‘Tarhana Osman’
lakaplı veteriner Osman Nuri Koçtürk çok büyük çabalarla bu
ürünlerin ülkemize sokulmaması için mücadele ediyor. O dönemlerde
birileri ‘zeytinyağlı yiyemem aman’ sözleriyle bildiğimiz bir
türküyü besteleterek, insanlarımızın zeytinyağı tüketmesinin önüne
geçmeye çalışıyor. Böylelikle bizlere; ‘biz size ihtiyacınız neyse
verelim, siz çalışmayın. Siz, uçak da yapmayın, araba da yapmayın,
zeytinyağı da üretmeyin. Bunları biz size satalım’ diyorlar ve bunu
da başarıyorlar. Bu oyunlara gelmemek lazım. Bu oyunlar halen daha
80 seneden bu yana devam ediyor. O yüzden bizler kendi üretimimiz
olan tüm tarım ürünleriyle, kendi değerlerimiz olan milli
ürünlerimize sahip çıkmak zorundayız” diye konuştu.
Ayvalık Kaymakamı Gökhan Görgülüaslan da; Ayvalık’ın zeytin ve
zeytinyağıyla dünyanın en önemli piyasasına sahip olduğunu
hatırlatarak, “İlçemiz, 2 milyona yakın zeytin ağacıyla, 50 bin
tona yakın zeytin üretimi ve 10 bin tona yakın zeytinyağı ile
ilçemiz ekonomisine, yöremize ve ülkemize çok ciddi anlamda
katkılar vermektedir. Bunun asıl mimarı, şüphesiz ki
üreticilerimiz, çiftçilerimiz ve köylülerimizdir” dedi.
Türkiye’nin milli gelirleri arasında olan tarım sektörünün içinde
özellikle zeytin ve zeytinyağının önemli bir yere sahip olduğunu
kaydeden Kaymakam Görgülüaslan, “Ayvalık zeytinyağı kendi yöresinde
özellikle bir yere sahiptir. Nefaseti ve tadıyla farklı bir yere
olan zeytin ve zeytinyağımızın üreticilerinin çözüm bekleyen
sorunları mevcuttur. Bu anlamda bizlerde o sorunların çözümüne
dönük olarak çok ciddi katkılar ve desteklerin içerisinde olmak
istiyoruz” ifadelerini kaydetti.