Miss Universe 2025’i Taçtan Çok Skandallar Salladı
Tayland’da düzenlenen Miss Universe 2025, güzellikten çok krizlerle hatırlandı. Meksikalı Fátima Bosch’un tacı, aşağılanma iddiaları, jüri istifaları ve yasa dışı sponsor tartışmalarıyla gölgelendi. Yarışmanın itibarı şimdi dünya basınında sorgulanıyor.
Miss Universe 2025: Taçtan Çok Skandallar Konuşuluyor
Tayland’da düzenlenen Miss Universe 2025, güzellikten çok krizlerin sahnesine dönüştü. Yarışmayı kazanan Meksikalı Fátima Bosch, hem sahne arkasında uğradığı muamele hem de organizasyondaki şaibeler nedeniyle haftalardır dünya medyasının manşetinde. Bosch’un yaşadığı olaylar, sadece yarışma camiasında değil, uluslararası kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı.
“Yürü, Otur!” Olayı ve Organizasyon İstifası
Hazırlık provalarında, organizasyon direktörü Nawat Itsaragrisil’in Bosch’a “sessiz ol” diyerek bağırdığı ve onu aşağılayıcı biçimde azarladığı iddia edildi. Bosch’un tepkisi sonrası güvenlik çağrıldı; diğer yarışmacıların bir kısmı protesto için salonu terk etti. Bu olay, yarışmanın itibarını zedeleyen en önemli an olarak kayıtlara geçti.
Itsaragrisil daha sonra özür dileyip görevinden uzaklaştırıldı ve davranışı ciddi eleştiriler aldı. Bu olay, Miss Universe organizasyonunda yönetimsel ve etik sorunların varlığını da gözler önüne serdi. Bosch’un yaşadığı olaylar, yarışmacıların psikolojik baskıya maruz kalabileceğini ve yarışmanın sadece görsellik değil, aynı zamanda güç ve kontrol ilişkileriyle de şekillendiğini gösterdi.
Final öncesinde jüri üyesi Omar Harfouch, seçim sürecinin “sadece sembolik” olduğunu ve gerçek kararların “gizli bir kurul” tarafından alındığını öne sürerek istifa etti. Bu istifa, organizasyonun şeffaflık ve adalet sorunlarını uluslararası kamuoyuna taşıyan ikinci büyük kriz oldu.
Harffouch, kurulun bazı üyelerinin yarışmacılarla kişisel bağları olabileceğini ve çıkar çatışmaları yaşanabileceğini ifade etti. Bu açıklama, Miss Universe yarışmasının uzun yıllardır tartışmalı olan şeffaflık sorunlarını tekrar gündeme getirdi. Organizasyon ise iddiaları reddetse de, güven kaybı tüm medya ve sosyal platformlarda konuşuluyor.
Tayland’daki organizasyon, bazı sponsorluk anlaşmalarında tartışmalı ilişkilere sahip. Özellikle online kumar platformlarıyla bağlantılı sponsorların varlığı, organizasyonun hem yasal hem de etik olarak risk altında olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, organizasyonun izinsiz etkinlikler düzenlediği ve fikrî mülkiyet haklarına yönelik suçlamalar da gündeme geldi. Bu durum, Miss Universe markasının sadece güzellik ve prestijle değil, ciddi kurumsal ve hukuki sorumluluklarla da yüzleşmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Fátima Bosch’un zaferi, “güzellikten çok cesaretin galibiyeti” olarak yorumlanıyor. Bosch, yaşadığı muameleye rağmen sahneyi terk etmedi ve destekçileri tarafından güçlü ve kararlı bir duruşun sembolü olarak görüldü.
Ancak, Miss Universe markası bu olaylardan sonra tarihinin en büyük imaj krizlerinden biriyle karşı karşıya. Şimdi gözler, organizasyonun güveni yeniden sağlamak, şeffaflığı tesis etmek ve yarışmanın prestijini korumak için atacağı adımlara çevrildi. Yarışmanın geleceği, sadece kazananın başarısıyla değil, aynı zamanda organizasyonun kriz yönetimi ve etik duruşuyla da ölçülecek.