Marmara Denizi'nde yeni müsilaj alarmı
Marmara Denizi'nde yeniden ortaya çıkan müsilaj sorununa dikkat çeken Bandırma Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, ekolojik felaketin yeni bir kısır döngüye dönüştüğünü belirterek acil önlem çağrısı yaptı.
Prof. Dr. Sarı, 14 Eylül'de Bandırma Körfezi, Gemlik Körfezi,
Tekirdağ kıyıları, Marmara Adası çevresi, Erdek Körfezi ve
Çanakkale Boğazı girişinde yoğun müsilaj oluştuğunu
belirtti. Şu anda 10 ila 30 metre derinliklerde farklı bölgelerde,
farklı yoğunluklarda müsilajın devam ettiğini kaydeden Sarı, "İlk
kez bu kadar erken oluşması konunun ne kadar acil olduğunu
göstermesi açısından önemli" dedi.
Sarı, Marmara Denizi'ndeki son durumu şöyle anlattı:
"Marmara Denizi'nde yeni bir müsilaj oluşumuyla karşı karşıyayız.
Evet, yeni bir müsilaj yine müsilaj. 14 Eylül'de Marmara Denizi'nde
Bandırma Körfezi, Gemlik Körfezi, Tekirdağ kıyıları, Marmara
Adaları'nın çevresi ve Erdek Körfezi ile Çanakkale Boğazı'nın
girişinde yoğun müsilaj ortaya çıktı, oluştu. Şu anda 10 metreyle
30 metre derinlikler arasında, farklı bölgelerde, farklı
yoğunluklarda ne yazık ki müsilaj devam ediyor.
Müsilajı biz esasında bir sonuç olarak görmek durumundayız. Çünkü
müsilaj bizim denizle kurduğumuz yanlış ilişkinin sonucunda ortaya
çıkıyor. Denizi kirlettik. İklim değişikliğine bağlı deniz suyu
sıcaklıkları zaten artış trendinde. Marmara Denizi zaten astımlı
bir çocuk gibi çok hassas, kırılgan bir ekosistem ve ikili su
yapısına sahip. Tüm bu üçlü tetikleyici bir araya geldiğinde
müsilaj kaçınılmaz olarak karşımıza çıkıyor.
Peki neyi yanlış yaptık da bu hale geldik? Marmara Denizi'nin
çevresindeki her iki kişiden birinin atığını halen arıtmadan denize
boca ediyoruz. Yani otuz milyon insanın on beş milyonunun atıkları
doğru düzgün arıtılmadan denize boca ediliyor. Sanayinin
atıklarının yüzde yetmişi arıtılmadan gidiyor. Tarım zehirleri hiç
arıtılmıyor. Marmara'nın çevresindeki akarsular birer zehir
kanalına dönmüş durumda.
Tüm bunlar işte müsilajın temel nedenleri, tetikleyicileri olarak
karşımıza çıkıyor. Peki ne yapıp da müsilajdan kurtulacağız? Bir
aslında sonucun nelerden ortaya çıktığına bakarsak, nedenleri
ortadan kaldırırsak sonuçlar değişecektir. Marmara Denizi'ndeki
müsilajdan kurtulmak için nedenleri olan, en önemli neden olan
kirliliği önlememiz lazım. Marmara Denizi'ne 1 litre bile
arıtılmamış atık su deşarj etmemeliyiz, edememeliyiz.
2021 yılında bir eylem planı yaptık. Hakkıyla uygulasak müsilajdan
kurtulma, uzun süreli kurtulma yönünde kocaman bir adım atmış
olacaktık. Yapmadık, yapamadık. Suçu birbirimize attık. Sonra 2024
yılında müsilaj ortaya çıktı. Tekrar bu plana atıf yaptık. Sonuçsuz
toplantılarla zamanımızı geçirdik. Kayda değer bir önlem halen
almadık. Bakın 2025 yılında tekrar müsilajla karşı karşıyayız. Bir
kör döngüye girmek üzereyiz.
Bu kör döngüden çıkmanın yolu şimdiye kadar yaptıklarımızı
değiştirmekten geçiyor. Ne olursunuz bu kör döngüyü kıralım. Bilim
insanları konuşuyor, uygulayıcılar, bunu önleyecek olanlar
susuyorlar. Ölü taklidi yapıyorlar. Bütün bilim insanları olarak
biz bir araya gelsek bunu önleyemeyiz. Biz nasıl olduğunu, neden
olduğunu, nasıl önleneceğini size anlatırız, açıklarız. Ama bunu
önleyecek olan merkezi ve yerel yönetimlerdir.
Lütfen harekete geçin. Acilen yeni bir eylem planına ihtiyacımız
var. Artık 2021'deki eylem planı geride kaldı. O zamanki yaptığımız
kurullar, aldığımız kararlar ne yazık ki uygulanamadı, geride
kaldı. Çok acil. Hemen bir araya gelmeliyiz. Şimdiden bir acil
eylem planı yapmalı ve yeniden Marmara Denizi'yle ilişkimizi
düzeltmemiz lazım. Bakın Marmara 2021'de ağır yaralıydı. Bu ağır
yaralılık durumu 2024'teki müsilajda birazcık daha arttı.
Şu anda Marmara çok ağır yaralı durumda. Ağır yaralı hastaya nasıl
müdahale edileceği tıbbın konusu. Ama Marmara Denizi'nde nasıl
müdahale edileceğini biliyoruz. Lütfen harekete geçelim."
Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nin yeniden müsilaj
tehdidiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, yetkililere acil
çağrıda bulundu.