Lohusa Depresyonu Uyarısı: Annelerin %70’i Risk Altında
Doğum sonrası mutluluk neden hüzne dönüşüyor? Ülkede doğum oranlarının düştüğü bu dönemde, uzmanlara göre lohusa depresyonu sandığınızdan çok daha yaygın ve kritik bir konu haline geldi.
Doğumun ardından çoğu kadın tarifsiz bir
mutluluk yaşasa da, bu süreç bazı anneler için duygusal bir çöküşe
dönüşebiliyor.
Uzman Psikolog Tuğçe
Denizgil Evre, doğum sonrası dönemde her 10 anneden 7’sinin lohusa depresyonu yaşadığını
söyledi.
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde görev yapan Evre, lohusa depresyonunun hormonal, psikolojik ve sosyal etkenlerin birleşimiyle ortaya çıktığını belirtti.
“Doğum sonrası hormonlardaki ani değişim, tiroit bozuklukları ya da B9 vitamini eksikliği bu süreci tetikleyebilir,” dedi.
Evre’ye göre, ilk haftalarda başlayan hüzün, uykusuzluk, ağlama nöbetleri ve anksiyete genellikle geçici olsa da, bu belirtiler on günden uzun sürerse profesyonel destek alınması gerekiyor.
“Yeni anne, halsizlik, dikkat dağınıklığı ve bebeğiyle bağ kurmakta zorlanma gibi belirtiler yaşıyorsa yalnız değildir,” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, Türkiye’de doğum oranlarının son yıllarda
belirgin biçimde azaldığını, buna bağlı olarak
nüfus dengesinin bozulma
sinyalleri verdiğini hatırlatıyor.
Bu tablo, doğum sonrası depresyon gibi psikolojik süreçlerin sadece bireysel
değil, toplumsal bir
mesele haline geldiğini gösteriyor.
Uzmanlara göre, annelerin
psikolojik dayanıklılığını artırmaya yönelik destek
mekanizmaları güçlendirilmeden doğum oranlarındaki düşüşün
önüne geçmek zor görünüyor.
Uzman Psikolog Evre, lohusa depresyonunun yalnızca annenin değil, bebeğin gelişimini de doğrudan etkileyebileceğini vurguladı.
“Tedavi edilmeyen depresyon hem anneye hem bebeğe zarar verir.
Bu dönemde annenin yanında anlayışlı ve destekleyici bir yetişkin bulunması çok önemlidir,” dedi.
Evre, emziren annelerin doktor kontrolünde ilaç kullanabileceğini, psikoterapi ve destek gruplarının da iyileşmede etkili olduğunu belirtti.
“Anneye bu duygusal dalgalanmaların geçici olduğu hatırlatılmalı.
Cesaret ve destek, en güçlü tedavidir,” diye ekledi.