1925 Yılında Balıkesir'de Bir Gün Nasıl Geçerdi?

Toprak yollarda yürüyen çocuklar, gaz lambasıyla aydınlanan evler ve çarşıda yükselen tütün kokusu... 1925 Balıkesir’inde zaman bakın nasıl akardı...

1925 Yılında Balıkesir'de Bir Gün Nasıl Geçerdi?

1925 yılı, Türkiye Cumhuriyeti'nin henüz ikinci yılıydı. Balıkesir gibi Batı Anadolu'nun önemli kentlerinden birinde, şehir hayatı ile kırsal yaşam birbirine sıkı sıkıya bağlıydı. Elektrik henüz tüm mahallelere ulaşmamış, yollar çoğu yerde topraktı. Ancak şehir halkı Cumhuriyet’in getirdiği yenilikleri büyük bir dikkatle takip ediyordu.

Gün Doğarken: Sabahın Sessizliği ve Ezgi Dolu Sokaklar

Gün, sabah ezanıyla başlardı. Şehir merkezindeki saat kulesi sessizliğe karşı çanıyla eşlik ederdi. İnsanlar güne erken uyanırdı; özellikle çiftçiler, hayvanlarını beslemek, tarlaya gitmek ya da pazara ürün yetiştirmek için gün doğmadan yola çıkardı. Kadınlar tandır yakar, mısır ekmeği ya da yufka pişirirdi.

Balıkesir’in tarihi semtlerinden Hisariçi’nde sabahları çocuk sesleri duyulurdu. Okula giden öğrenciler, kasketli ve önlüklü, ellerinde bez torbalarla yürürken yolları genellikle çamurluydu. Okullar henüz karma eğitim sistemine yeni geçmişti, kız ve erkek çocukları aynı sırada oturmaya alışmaya çalışıyordu.

Öğleye Doğru: Çarşı Pazarda Yaşam

Şehir merkezindeki Milli Kuvvetler Caddesi, dönemin ticari kalbini oluştururdu. Çarşıda manifaturacılar, berberler, demirciler, aktarlar ve kahvehaneler sıralanırdı. Kadınlar alışverişe genellikle sabah saatlerinde çıkar, satıcılarla sıkı pazarlıklar yapardı.

Pazarda en çok rağbet gören ürünler arasında susam yağı, sabun, zeytin, keçi peyniri ve el dokuması kumaşlar yer alırdı. Postaneye uğrayıp İstanbul’dan gelen bir mektubu ya da Ankara’dan gelen bir devlet duyurusunu okuyanlar olurdu. Radyolar henüz yaygın değildi, haberler gazete ve halk arasında kulaktan kulağa dolaşırdı.

İkindi Vakti: Tarlada, Atölyede, Dükkan Başında

1925 yılında Balıkesir'de sanayi çok gelişmemişti; ancak küçük atölyelerde demircilik, tenekecilik ve ayakkabıcılık yapan ustalar vardı. Şehirde kadınlar da aktifti: Halıcılık, ipek böcekçiliği ve sabun üretimi gibi işler kadın emeğine dayanırdı.

Tarım, hayatın omurgasıydı. Zeytin, tütün ve buğday en önemli mahsullerdi. Erkekler tarlada çalışırken, kadınlar ev işleri dışında elde iğne oyası, dantel örer; kışlık hazırlıklarını yaparlardı.

Akşamüstü: Kahvehaneler ve Yeni Cumhuriyetin Konuları

Akşamüstü erkekler çarşıdaki kahvehanelerde buluşur, gazete okur, çay içerdi. O dönemde en çok konuşulan konular arasında harf inkılabına hazırlık, medeni kanunun etkileri ve yeni kurulan köy okulları vardı. Kahvehanelerde siyaset konuşmak adettendi ama temkinli yapılırdı.

Evlerde ise gaz lambaları yakılır, soba başında akşam yemeği yenirdi. Genellikle bir tencere yemek olurdu: bulgur pilavı, tarhana çorbası ya da kuru fasulye. Sofraya büyük bir saygı duyulurdu; dua edilmeden yemeğe başlanmazdı.

Gece: Sessizlik ve Radyo Hayalleri

Gece olunca şehir adeta içine kapanırdı. Elektriği olan evler azdı; çoğu hanede ışık gaz lambalarıyla sağlanırdı. İnsanlar erken yatardı çünkü ertesi gün yine erken kalkacaklardı. Gençler, meşin top ya da çelik çomak gibi oyunlarla günün son dakikalarını değerlendirirdi. Şehir merkezinde bekçiler dolaşır, her şeyin yolunda olduğuna dair düdüklerini çalarlardı.

Zamanın Ruhu

1925 Balıkesir’i, modernleşmeye açık ama geçmişle barışık bir şehir portresi çiziyordu. Cumhuriyet’in reformlarıyla değişen eğitim ve hukuk sistemi, Balıkesir’in insanına umut veriyordu. Bir gün, devletin ilan ettiği “şapka kanunu” ya da “harf inkılabı” bu sokaklarda da yankılanacaktı. Ama o yıl, gündelik hayat hâlâ sadelik ve üretkenlikle sürüyordu.

Anlık gelişmelerden haberdar olmak için 'tıklayın'

nostalji
SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber