Hayalet avcılık
Greenpeace, deniz yaşamı için ölümcül olan balık ağları, misinalar ve balık avlama kafesleri konusunda küresel eylem çağrısında bulundu. Greenpeace’in son...
Greenpeace, deniz yaşamı için ölümcül olan balık ağları,
misinalar ve balık avlama kafesleri konusunda küresel eylem
çağrısında bulundu.
Greenpeace’in son raporuna göre deniz canlıları üzerinde ölümcül
etkilere sebep olan, kaybolan ya da denize atılan balık avlama
gereçleri okyanuslarda bulunan büyük plastik atıklar arasında
birinci sırada yer alıyor. Okyanuslara her yıl 64 bin ton balık
ağı, misina, balık avlama kafes ve tuzakları atılıyor. Bu miktar
55.000 çift katlı otobüsün ağırlığına eşit. Ticari ya da amatör
amaçlarla avlanırken, takılan, yırtılan, kopan veya genel olarak
kaybedilen av araçlarının insan kontrolü olmaksızın sucul
organizmaların ölümüne neden olması durumuna hayalet avcılık
deniyor.
Hayalet avcılık üzerine hazırlanan bu son raporda denizlerdeki
plastik kirliliğinin sona erdirilmesi için küresel eylem çağrısında
bulunuluyor. Geçtiğimiz yıl Meksika’nın Oaxaca kıyılarında hayalet
avcılık nedeniyle ölen 300 deniz kaplumbağasına rastlandı. Ekim
ayında ise İskoçya’nın Orkney kıyısına denize atılan balık ağlarına
takılarak ölen hamile bir balina vurdu. Bilim insanları balık
ağının, balinanın hareket kabiliyetini ve beslenmesini
engellediğini söylediler.
Hayalet avcılık teçhizatının okyanus plastik kirliliğinin yüzde
10’unu oluşturduğu tahmin ediliyor, bu atıklar denizleri kirleten
büyük plastiklerin çoğunluğunu oluşturuyor. Bir çalışma, okyanus
yüzeyinde yüzer olarak bulunan makro plastiklerin (20 santimetreden
büyük plastikler) ağırlıkça yüzde 70’inin avlanma ile ilgili
olduğunu gösteriyor. Büyük Pasifik Çöp Yığınında yapılan yeni bir
araştırmada, 42 bin tonluk büyük plastiklerin yüzde 86’sını balık
ağlarının oluşturduğu ortaya çıktı.
Raporda, hayalet avcılık teçhizatının yasadışı, düzenlemesiz ve
bildirilmemiş balık avlamada yaygın olduğu, ancak kalabalık
balıkçılığın da soruna katkıda bulunduğu belirtildi. Greenpeace,
Birleşmiş Milletler’i deniz koruma için kapsamlı bir çerçeve
sağlamaya çağırıyor ve 2030 yılına kadar dünya okyanuslarının yüzde
30’unu kapsayan küresel bir okyanus koruma ağının önünü açıyor.