TÜRKİYE'DE EN ÇOK RAHATSIZ OLUNAN SORUN HAVA KİRLİLİĞİ
Konda’nın araştırmasına göre Türkiye’de en çok rahatsız olunan çevre sorunu hava kirliliği. Hava kirliliği aynı zamanda yaşanılan yerde insanların hayatını en...
Konda’nın araştırmasına göre Türkiye’de en çok rahatsız olunan
çevre sorunu hava kirliliği. Hava kirliliği aynı zamanda yaşanılan
yerde insanların hayatını en çok etkileyen sorun olarak ifade
ediliyor.
Geçtiğimiz hafta açıklanan bir rapor da termik santralların olduğu
bölgelerde hava kirliliğinin artarak devam ettiğini ortaya
koymuştu. Konda Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’nin yaptığı Çevre
Bilinci ve Çevre Koruma temalı Konda Barometresi kamuoyuna
açıklandı. Araştırma, çevre sorunları, çevre konusunda öncelikler,
iklim değişikliği ve enerji konularında sorular ile Türkiye’nin
meseleye bakış açısını yansıtıyor. Araştırma, Türkiye genelinde
2595 kişi ile yüz yüze yapılan görüşmelerden elde edilen veriler
ile geçtiğimiz sene Mart ayında yapıldı. İklim Haber de araştırmaya
katılmış, “Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı ve Enerji
Tercihleri”ni geçtiğimiz yıl Dünya Çevre Günü’nde yayımlamıştı.
Hava Kirliliği Birincil Sorun
Çalışma, “hava kirliliğinin” toplumun en çok arttığını düşündüğü sorun olarak ön plana çıktığını gösteriyor. Hava kirliliği %16 ile insanların çevre sorunu deyince aklına ilk gelen başlık. Hava kirliliği aynı zamanda yaşanılan yerde insanların hayatını en çok etkileyen sorun olarak ifade ediliyor. Geçtiğimiz hafta TMMOB Çevre Mühendisleri Odası’nın (ÇMO) açıkladığı Türkiye’nin Hava Kirliliği Raporu da Türkiye’de 60 milyon kişinin kirli hava soluduğunu ortaya koymuştu. ÇMO Başkanı Dr. Baran Bozoğlu toplanan verilerin, termik santralların olduğu bölgelerde hava kirliliğinin artarak devam ettiğini gözler önüne koyduğunu açıklamıştı. Altyapı sorunları ve çevre kirliliği de yine aynı şekilde insanların hem ilk aklına gelen hem de yaşamlarını etkilediklerini düşündükleri öncelikli sorunlar arasında. Toplum kalkınma için de hava kirliliğine katlanmak istemiyor. Araştırmaya katılanların %68’i, “Ekonomik kalkınma için fabrika bacalarından çıkan dumana, hava kirliliğine katlanmak gerekir” şeklindeki yargının yanlış olduğunu ifade etti.
Güneş ve Rüzgar Önceliklendirilmeli
Araştırma kapsamında çevre konusunda öncelikler ve görüşler de sorulmuş yurttaşlara. Bu kapsamda toplumun %69’u çevre kirliliğinin nedeni olarak büyük şirketlerin kaynakları sınırsız kullanmalarını gösterirken, %89’u ise çevreyi kirleten şirketlere daha caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğini düşünüyor.
Güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının tercih
edilmesi” toplumun %85 ile en öncelikli gördüğü enerji yaklaşımı.
Diğer hiçbir konuda Türkiye ortalamasından daha yüksek bir cevap
vermemiş olan ev kadınlarının en öncelikli gördüğü konu da %82
oranıyla yine yenilenebilir enerji.
Ankete göre insanların, yaşadığı yerin yakınına yapılmasını
istediği enerji tesisi de güneş santralları. Toplumun %70.5’i
güneşi öncelikli tercih olarak gösterirken, %1.6’sı bu santrallara
karşı çıkacağını ifade ediyor.
Toplumun Dörtte Üçü İklim Değişikliğinden Endişeli
Çalışma iklim değişikliğinin toplumun önemli endişe kaynaklarından biri olduğunu da ortaya koyuyor. Araştırmaya göre iklim değişikliği öncelikli çevre sorunları arasında kendine yer bulmamasına rağmen, doğrudan sorulduğunda insanların %75’inin iklim değişikliğinden endişeli olduğu ortaya çıkıyor. Toplumun %87’si iklim değişikliğinin yaşandığını ifade ediyor.
Kömür, Nükleer, HES?
Güneş ve rüzgar enerjisine büyük bir destek veren Türkiye toplumu kömür, nükleer ve HES gibi enerji kaynaklarına ise olumlu yaklaşmıyor. Halkın %66’sı “riskli olduğunu bile bile nükleer santral yapılmamalıdır” diyor. “Gerekiyorsa yapılmalıdır” diyenlerin oranı ise sadece %34. İnsanların HES’ler hakkındaki görüşleri de olumsuz. Toplumun %67’si “doğaya ve köylüye çok zararı olacak, kesinlikle kurulmamalı” diyor. Kömür konusunda ise neredeyse konsensüs var. Türkiye’nin %88’i kömür üretilmesine karşı çıkıyor. Toplumun sadece %5.2’si “evet kömür santralı isterim” derken nükleerde bu oran %4.5, HES’lerde ise %5.7’lik çok düşük bir dilime sahip.