GündemKöşe Yazıları

Arazi Bozulumu Bu Hızla Giderse 2050’ye Kadar Güney Amerika Büyüklüğünde Alan Zarar Görecek

Arazi Bozulumu Bu Hızla Giderse 2050’ye Kadar Güney Amerika Büyüklüğünde Alan Zarar Görecek

 

Yeni bir BM raporu, onlarca yıl süren ormansızlaşma, madencilik ve endüstriyel kirlilik nedeniyle gezegenin topraklarının %40’ının bozulduğunu ortaya koydu. Dünyada toprakların neredeyse yarısı, şu anda meralar ve ekin alanları için kullanılıyor. Bu alanlar, ormanlık bölgenin tarım alanları için temizlenmesiyle açılmıştı.

Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’nin (UNCCD) yeni bir çalışması, eğilimler devam ederse, dünyada kara yüzeyinin %11’lik diliminin – yaklaşık Güney Amerika büyüklüğünde – 2050 yılına kadar bozulabileceğini söyledi. Dünya, artan nüfusu beslemek için daha fazla gıda talep ederken, iklim değişikliğiyle mücadele çabaları, ormanların bozulmadan bırakılmasını, güneş panelleri ve rüzgar çiftlikleri gibi kara temelli projelerin genişletilmesini içeriyor.

UNCCD’de bilim insanı olan Barron Orr, “Bunlar birbiriyle rekabet eden talepler çünkü çalışacak çok fazla arazi kalmadı” dedi. İnsanlar, kumdan fosil yakıtlara kadar, yiyecek ve doğal kaynak arayışlarında dünyanın buzsuz alanının %70’inden fazlasını dönüştürdü. Bu tür kaynak çıkarma işlemleri suları kirletti, toprakları aşındırdı, dağ yamaçlarını istikrarsızlaştırdı ve mahsul verimini düşürdü. UNCCD İcra Sekreteri İbrahim Thiaw, “Toprak bozulması ölüm demektir. Bu rapor bir uyandırma çağrısıdır. Toprağı hafife alamayız” dedi. Küresel ekonominin kabaca yarısı veya yılda yaklaşık 44 trilyon dolar, arazi ekimine veya kaynak çıkarmaya dayanıyor. Rapora göre, ülkeler 2030 yılına kadar 10 milyon kilometrekareyi veya Çin’in büyüklüğünde bir alanı restore etme sözü verdiler, ancak görev için gereken 1,6 trilyon doları harcama motivasyonları oldukça düşük.

Rapor, dünya çapında yıllık tarım ve fosil yakıt sübvansiyonlarına verilen 700 milyar doların araziyi restore etmekte kullanılabileceğini söylüyor.

Thiaw, gıda üretiminden sorumlu olan şirketlerin zirai kimyasal kullanımını azaltması ve doğayı güçlendirmeye daha fazla yatırım yapması gerektiğini söyledi. Rapora göre, bu tür projeler, yağmur suyunu depolamak veya damlama sulama kullanarak toprak sağlığını geri kazanmayı, vahşi yaşamı korumayı ve su mevcudiyetini iyileştirmeyi içerebilir. Ayrıca, yerel toplulukların araziyi korumasını da tavsiye ediyor.

Bu tür çabalar toplamda yılda 140 trilyon dolara kadar ekonomik getiri sağlayabilir. Bazı ülkeler ilerleme kaydetmeyi başardı. Arjantin, Ibera sulak alanlarını yeniden vahşi doğaya katıyor. Brezilya, Meksika ve ABD toplulukların kuraklıkla başa çıkmasına yardımcı olmak için çalışıyor. Irak, Çin ve Kuveyt toz fırtınalarıyla mücadele ediyor.

Ancak bazı projeleri hayata geçirmek düşünüldüğü kadar kolay olmadı. Raporda, Afrika’da 2030 yılına kadar kıta boyunca 8 bin km’lik bir arazi şeridini restore etmek için 2007 yılında başlatılan Büyük Yeşil Duvar Projesi’nin şimdiye kadar hedef belirlenen alanın sadece %4’ünü restore ettiği belirtiliyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu