GündemEkonomiTürkiye Gündemi

Asgari Ücret Nasıl Belirlenmeli?

Asgari Ücret Nasıl Belirlenmeli?

Balıkesir Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) , asgari ücretin nasıl belirlenmesi gerektiğine dair basın açıklaması yaptı.

‘’ASGARİ KAVRAMI ÜZERİNDE DURULMASI GEREK’’

ADD’nin yaptığı basın açıklamasında : ‘’ Yükselen ekonomik kriz sonucu, en temel gıda maddelerinin bile el yakan fiyatlara ulaşması ile herkes yeni belirlenecek asgari ücreti konuşuyor. Her şeyden önce şu “Asgari Ücret” daha iyisi “asgari” kavramı üzerinde durmak gerekiyor. “Asgari” kavramı, “en aşağı” kavramının dilimize Arapçadan geçmiş hali. Bu “ücret” kavramı ile birleştirildiğinde “En aşağı ücret“ anlamı çıkıyor. Biraz daha zorlanırsa çalışanlara ödenecek “En aşağılayıcı” ücret olarak da adlandırılabilir. Zira yıllardır belirlenen “en aşağı” ücret yoksulluk sınırının da, açlık sınırının da altında oluyor hep’’ ifadelerini kullandı.

‘’ASKERİ ÜCRET, ASGARİ ÜCRET’’

ADD asgari ücretin günümüzde : ‘’ Asgari sözcüğünün kullanılmasının tek güzel yanı, halk arasında bu sözcüğün yaygın şekilde “Askeri” olarak kullanılıyor olması. Neredeyse 40 yılı aşkın süredir asgari ücretin yerlerde sürünüyor olmasında en büyük etken 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi. Darbe sonrasında dönemin TİSK (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu) Başkanı Halit Narin’in “20 yıl işçiler güldü, biz ağladık, şimdi gülme sırası bize geldi” sözü darbeciler tarafından “yerinde” bir algılamayla hayata geçirildi ve sınıf sendikacılığı bitirildi. Günümüzde asgari ücretin neden bilinçsizce de olsa, Askeri Ücret olarak dilimize geçtiği anlaşılabiliyor’ ’şeklinde kullanıldığını söyledi.

‘’NASIL BELİRLENMELİ?’’

ADD : ‘’Güçlü bir sendikal örgütlenmenin olduğu ülkelerde en aşağı ücret günümüz Türkiye’sinde olduğu gibi belirlenmez. Bu durumda bazı sendikalar sarı sendika olsa bile, sendikal rekabet nedeniyle tümü zorunlu olarak güçlü sendikaların bağıtladığı ücretler düzeyinde ücret belirleyeceklerdir. Bu şekilde ülke çapında bir ücret seviyesi ortaya çıkacak, daha ötesi sendika olmayan işyerlerinde de işçiler bundan etkilenecek, giderek sendikal örgütlenme de güçlenecektir. Elbette ortaya çıkan ücret düzeyi Asgari Ücret Komisyonlarının kararlarını da etkileyecektir. Sendikalı işçi sayısının bu kadar az, sendikaların bu kadar güçsüz ve bağımlı, işsiz sayısının bu kadar yüksek, sığınmacı adı altında milyonlarca insanın ülkemize doluştuğu ortamda gerçek bir emek fiyatı pazarlığı yapılabilir mi? 12 Eylül sonrasında gülmeye başlayan işverenlerin gülmeleri kahkahaya dönüşmüş olamaz mı?’’ vurguladı.

‘’EN DÜŞÜK ÜCRET UYGULANABİLİYOR MU?’’

ADD: ‘’Günümüz koşullarında yoksulluk, hatta açlık sınırı altında olduğu herkesçe kabul edilen en düşük ücret uygulanabiliyor mu?  İşsizliğin bu kadar yüksek boyutta olduğu ve her geçen gün işsizler ordusuna yeni neferlerin katıldığı ülkemizde, en düşük ücretin uygulandığını düşünmek tam bir hayal. Hayatla bağı olan herkes bunu yakın çevresinden gözlemektedir. Pek çok insan sadece ekmek parası için kayıt dışı, yani hiçbir sosyal güvencesi olmadan kaçak olarak çalışmaktadır. Bu işçilerin aldığı ücretin ne kadar olduğu belirsizdir. Çoğu zaman da en düşük ücretin çok altındadır. Olmasa bile sosyal güvenceden yoksundur. Bu durum resmi verilerce de doğrulanmaktadır’’ dedi.

‘’KEMALİST POLİTİKALAR YENİDEN UYGULANMALI’’

ADD en düşük asgari ücrete dikkat çekerek ‘’En düşük ücretin artırılmasının en kolay yöntemlerinden biri de, asgari ücretten vergi alınmasının önüne geçmektir. Ama bu bütünsel ve kararlı bir mücadele gerektirmektedir. En düşük ücretin utanç ücreti olmaktan çıkarılması ancak yeniden güçlü bir sendika hareketin yaratılması, örgütlü mücadelenin hayatın her alanına yayılıp sosyal devletin halkın geniş kesimlerinin zorunlu talebi olarak dayatılması ile, kısacası Kemalist politikaların yeniden uygulanması ile gerçekleşebilecektir’’dedi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu