Bahçeli'den 'Kudüs' açıklaması

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “ABD’nin, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesi bir defa tarihe, vicdana, hukuka, insafa, insanlık mirasına hakaret ve hıyanettir. Bu aynı zamanda siyasi cürüm ve cinayettir. Vahşi Batı hukukunun aynısıyla Ortadoğu’ya tatbik etme çabasıdır” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde düzenlenen ‘Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 14. dönem sertifika töreninde konuştu. Türk milletinin doğruyla yanlışı tefrik edecek vicdana sahip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, “Nitekim mahşeri vicdan asırlardır zinde ve zirvededir. Hem ülkemize, hem de çevremize bakıp da; sönsün ışıklar, sürünsün insanlar, silinsin istiklal, sökülsün istikbal diyenler, düne nazaran bugün daha hasis, daha hırçın, daha hırslıdır.FETÖ, PKK, IŞİD, YPG, DHKP-C gibi terör örgütlerinin saldırganlıkları, küresel güçlerin çevremizde tedavüle soktuğu vahşi senaryolar ortadadır. Böylesi bir ağır saldırı dalgasına, vahim operasyon sağanağına atıl ve hareketsiz kalmamız abes olduğu kadar akıl ve ahlak dışılıktır. Biz elbette vicdanımızın çığlığına, tarihimizin çağrısına, ecdadımızın ihtarlarına, inançlarımızın buyruklarına kulak verip tedbirli ve temkinli davranacağız. Bekamızı can pahasına müdafaa edeceğiz, birlik ve beraberlik çizgisinden ayrılmayacağız. Tefrikanın, tezviratın ve küresel müstevlilere tekmil veren iç odakların fermanını yırtmak için müteyakkız bir ruhla teyakkuz halinde olacağız. Çünkü olur ya, gaflete düşersek, tehditleri hafife alırsak, tehlikelere gözlerimizi yumarsak felaketin ağırlığı kaçınılmaz bir şekilde üzerimize çökecektir. Başka yolumuz olmadığını aklımızdan çıkarmayacağız. Nitekim biz insafımızı kaybetmedik. İrademizi rehin vermedik. İnsani, İslami ve milli değerlerimize gölge düşürmedik. Karmaşa çoğaldıkça, kıvrılıp içinden geçebileceğimiz çatlakların da çoğalacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Türk milleti durgun olmadığı için bugüne kadar durdurulamadığını anlatan Bahçeli, “Durgun olmadığı için zulme tamam dememiş, zalimlere boyun eğmemiş, bölücü teröristlere, Pensilvanyalı hainlere, Sevr’in taşeronlarına göz açtırmamıştır. Bundan sonra da boyun eğdirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Yeri gelmişken hatırlatmak isterim ki, Lozan, Sevr metni ile Misak-ı Milli’nin siyasi anlamda çarpıştığı ve medeniyetler çatışmasının “20. yüzyıl versiyonunun” yaşandığı mekandır. Lozan Antlaşması’nın değerini “zafer mi hezimet mi?” sorularıyla, yargılamaya çalışmak eksik ve yanlış bir yaklaşımdır. Misak-ı Milli’den Lozan Konferansı’na bakıldığında bazı kayıpların olduğu, özellikle Musul ve Batı Trakya meselesinde Misak-ı Milli’nin tam anlamıyla gerçekleşmediği doğrudur. Ancak Sevr’den bakıldığında Lozan Antlaşması’nın, yok edilmeye çalışılan bir milletin olağanüstü zaferi olduğu açık ve nettir. Bu millet, Türk milletidir.Ve bizim göbeğimiz vatan, millet sevgisiyle kesilmiştir.Ruhumuz onların aşkıyla ekilmiştir.Türk ve Türkiye sevdalıları olduğu müddetçe şeytani planlar kazanamayacaktır. Karamsar olmayın, Allah bes, baki hevestir.Zalim niyet ve hedefler gene göğüslenecek, gene her cephede karşılanacak, alayı birden yok edilecektir” dedi.