Balıkesir Halk Kültürünü Oluşturan Batıl İnançlar
Batıl inanışlara günümüzde çok sık rastlanmamakla birlikte bazılarının özellikle köylerde uygulandığı görülmektedir. İşte karşınızda Balıkesir halk kültürünü oluşturan batıl inançlar...
Balıkesir Halk Kültürünü Oluşturan Batıl İnançlar
Balıkesir’deki geleneksel batıl inançlar, şehrin zengin kültürel dokusunun bir parçasıdır ve yerel halkın yaşam biçimini etkiler.
Bu inançlar, geçmişten günümüze miras olarak sürdürülür ve şehrin folklorik zenginliğinin bir yansımasıdır. Balıkesir’i ziyaret edenler, bu gelenekleri ve inançları daha yakından keşfetme fırsatı bulabilirler. İşte o batıl inançların bazıları…
- Bazı köylerde büyüye inanılır. Büyü tutmaması için küçük enam, gümüş, yılan kemiği takılır. Bunları takan veya taşıyan kimseyi büyü tutmayacağına inanılır.
- Nazar değme inanışları yaygın bir inanmadır. Böyle bir şey olunca nazar duaları okutulur. Küçük yaştakilere nazarlık ve çitlenbikten yapılan özel nazarlıklar takılır. Nazardan korunmak için çörek otu evlerde kapı arkalarına, hamile kadınların elbiselerine konulur ve çocuklara yedirilir.
- Hayvanlara nazar değerse yedi mezardan çırpı alınır, hayvanın durduğu yerde tütsülenir.
- İftiraya uğramamak için kapının eşiğine oturulmaz.
- Akşam olunca evden tuz, soğan, sirke çıkmaz; çıkarsa evin bereketi gider.
- Delik tas asılırsa yağmurun yağmayacağına inanılır.
- İki bayram arasında nikah olmaz.
- Salı günü işe başlanmaz; başlanırsa iş sallanır, gecikir.
- Evin kapısı akşam gecenin şerri girmesin diye erken örtülür, sabahleyin ise sabahın hayrı girsin diye erkenden açılır.
- Hamur yoğrulurken odadan birisi çıkıp gidecekse, hamurun kabarmaması korkusu ile herhangi bir tencere kapağı hamur üzerine kapatılır.
- Kargalar köyün üzerinden mezarlığa doğru uçtuğunda bir kişinin öldüğüne veya öleceğine inanılır.
- İncir ağacı dibine yatılmaz.
- Kızlar çeyizlerini hazırlarken, nasipleri kapanmasın diye çeyizleri tersine katlamazlar.
- Duyulan kötü bir olayın başa gelmemesi için “şeytan kulağına kurşun” denir.
YAĞMUR DUASI
Genelde cuma günleri bir türbe yanına gidilerek Yağmur Duası yapılır. Duadan önce yemek veya lokma dağıtılır. Dua yapıldığı sırada eller yere çevrildiği gibi ceketlerde ters giyilir. Ayrıca bütün çocukların dua edilen yerde olmasına özen gösterilir. Duadan sonra herkes elindeki su kaplarıyla birbirlerine su atar. Böylece duaların kabul olacağına inanılır.
Yağmur yağması için yapılan törenlerden biri de “kepçecik” tir. 12 yaşlarında bir grup çocuk tarafından uygulanan “kepçecik” şöyle yapılır:
Anasının ilki olan bir çocuğun bedenine bir hasır dolanır, başına da bir tencere geçirilir. Ayakları da çıplak olduğu halde beline bağlanan bir iple çekilerek ev ev gezdirilir.
Her varılan evde kepçeciğin başına su sepildikten sonra çocuklara yiyecek veya para verilir. Kepçeciği gezdiren bu çocuk grubu şu dizeleri özel bir makamla yüksek sesle söylerler:
“Kepçecik! kepçecik! Kepçeciğe ne gereeeek! Anasınııın ilkiiii! Dam altındaaa! tilkiiii! Altın arabaaa! gümüş tekerleeeek! Gökten rahmeeet!yerden berekeeeet! Veer Allahım ver suluca rahmet!” Tören bittikten sonra çocuk grubu topluca topladıkları yiyecekleri yiyip eğlenirler.
Referans: Balıkesir Kültür Turizm