Köşe Yazıları

Belkıs’ın Tahtı. .

Hz. Süleyman as kuşdilini bilir. Kuşlara, cinlere, insanlara ve bunlardan oluşan ordulara hükmeden büyük bir krallığı vardı. Saba Kraliçesi Belkıs, ona karşı konamayacağını anlamış, Kudüs’e gelmek ve Hz. Süleyman as ile görüşmek  üzere yola çıkmıştı. Belkıs’ın, büyük ve gösterişli bir tahtı vardı.

Hz. Süleyman as Belkıs’ın tahtını getirtmek  istemesi üzerine, vezirlerinden  ilim sahibi bir âlimin sözleri , Kur’an-ı Kerîm’de şöyle anlatılıyor,

 “Daha sonra Süleyman onların itaatlerini bildirmek üzere huzuruna geleceklerini öğrenince, yanındaki danışmanlarına: ‘Değerli danışmanlarım! Onların itaat içinde huzuruma gelmelerinden önce, içinizden kim onun tahtını bana getirebilir?’ dedi.”Neml, 38

İlgili Makaleler

“Cinlerden bir ifrit, ‘Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var.’ dedi. Neml, 39

Kitaptan (Allah tarafından kendisine verilmiş) bir ilmi olan kimse, “gözünü açıp kapamadan ben onu (Belkıs’ın tahtını) sana getiririm.” dedi. Süleyman onu yanı başına yerleşmiş olarak görünce: “Bu şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye, beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır.” dedi.” Neml, 40

 Islam alimleri ayetin yorumunda, “bu ayette uzak mesafelerden varlıkların aynısını veya tıpkısını getirmenin mümkün olduğuna işaret edilmektedir.” Demişlerdir .

Bununla beraber, Hz. Süleyman as ile Sebe’ melikesi arasında geçen bu kıssa, Tevrat ve İncil’de de çeşitli şekillerde anlatılmıştır. (Tevrat: II. Tarihler, 9/1-12; İncil: Matta, 12/ 42, Luka, 11/31).

Kısaca da olsa bu semavî kitaplarda da Sebe melikesinin Hz. Süleyman ile olan irtibatına  yer verilmesi, bu olayın gerçek yaşanmış  olduğunu göstermektedir.

“ Burada ifritlerin neler yapabileceğine işaret edilmekle beraber, celp ilmini bilen gerçek ilim sahibi  bir alimin de onlardan daha seri olarak bazı işleri yapabileceği anlatılmaktadır. Nitekim tefsirciler bu işi yapan kişinin Hz. Süleyman’ın adamlarından biri olduğuna kanidirler. Ancak bu kişinin kim olduğu hakkında değişik rivayetler söylenmiştir. İbn Mes’ud bunun Hızır as olduğunu söylemiştir. Alusi, Ruhulmeani, X,203

İbn Abbas’a göre bu kişi, Hz. Süleyman as’ın vezirlerinden Asaf b. Berhıya’dır ki, sadık ve doğru bir kişiliğe sahiptir. Suyûtî, Durru’l Mensur, VI, 360 Tefsircilerin çoğunluğu bu isim üzerinde ittifak etmiştir. Yemen’den Kudüs’e   aradaki mesafenin ise, yaya iki aylık bir mesafe olduğu kaydedilmektedir. Elmalı, Hak Dini Tefsir, VI, 144

Ayrıca  “eğer Hz. Süleyman as’ın ismet lisanı ile istediği hususları, insanlar kabiliyet ve istidat dili ile Allah’tan isteyip, O’nun kâinattaki cârî olan kanunlarına riâyet etseler, dünya onlar için bir şehir hükmüne geçebilir. En uzak mesafelerden seslerin ve sûretlerin celbedilebileceğine haşmetle işâret eden Kur’an, mânen diyor ki: Ey devletleri yönetenler! Ülkelerinizi tam adaletli bir şekilde yönetmek istiyorsanız; Hz. Süleyman as gibi, ülkenizin, hatta yeryüzünün her tarafını görüp anlamaya çalışınız. Yeryüzünün halifesi olarak yaratılan insanoğlunun buna kabiliyeti vardır. Dünyayı her taraftan seyredilebilen bir bahçeye çeviriniz. “Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır.” (Mülk, 15) âyetindeki Hz. Allah’ın fermanını dinleyiniz. Denilmiştir.

Bugün müslüman ilim adamlarının bu konuda çalışma yapmaları için Kur’ân-ı Kerîm teşvik etmektedir.

Rabbimiz bizlere ve tüm ümmete Kuran-ı Kerim’i hakikî olarak anlamayı ve amel etmeyi nasip eylesin. ..

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu