Köşe Yazıları

Bilmiyorum Ne Haldeyim Görmüyorum Dünden Beri

Her gün hastaneler dolu dolu. Kimi hastalığına çare arıyor, kimi derdine deva olacak doktorun söyleyeceklerini ilaç niyetine kulak vererek dinliyor. Bende tiroit rahatsızlığımın olup olmadığını öğrenmeye gitmiştim…
Tıp Fakültesi Hastanesine doğru gitmek için aracıma bindim. Yol uzun geldi. Git git bitmedi sanki .Uzun ince bir yoldan, kıvrımlı bir kavşak dönemecinden dönüp hastaneye ulaştım.
Bu arada o kadar karnım açtı ki ,gözlerim kantini arıyordu ama önce işimi halledeyim diyordum kendi kendime. İşlemlerimi yaptırdığım sırada biraz beklemem gerekiyordu sıranın gelmesini ve o sırada koridorlardaki taburelerden birine oturdum. Yalnız bir çocukta oracıkta oturuyordu. Selam çocuk! Dedim buralarda kantin var mı? vardır ama ne tarafta? Daha önce hiç gelmedim hastane daha yeni sayılır. Sen biliyor musun ne tarafta? Dedim. Hafif çapraz oturmuş ayaklarını taburenin basamağına dayamış iki eli iki ile yanağını kıstırmış çocuk cevap verdi. Bizde annem için geldik. Annem içeride doktorun yanında sen burda dur dedi. Biz kantine hiç gitmedik ama, kantin için sanırım sağ tarafa gitmeniz gerekiyor’ dedi. Hafiften gülümsedim. Madem hiç gitmediniz nerden biliyorsun sağ tarafta olduğunu? Deyince çocuk bilgiç bilgiç yine cavap verdi. Kokuyu almıyor musunuz mis gibi simit kokusu geliyor ve çay bardağının şekerini karıştıran o bardak sesi bu taraftan geliyor.
Boyundan büyük laf ettiğini düşündüm. Hoşuma da gitti. Severim eskiden beri çocukların saflığını, masumiyetini. Koklayın bakın börek gibi simit gibi koku var diye ekleyince, İyide bu koku bu sesler belki kantinden değil hemşire ya da doktor odasından geliyordur olamaz mı? Dedim. Cevabı hazırdı. Öyle olsa simit kokusu bu kadar çok ve çay kaşıkları da bu kadar çok ses çıkarmazdı. Sizde koklayın, dinleyin dedi.
Gözlerimi hafiften kapadım. Aldığım koku ve ses beni doğru adrese iletecek anladım. Teşekkür etmek ve akıllı bir çocuk olduğunu söyleyecektim. Çocuğa doğru döndüm Ve İşte o sırada fark ettim o çocuğun kör olduğunu. Bir eyvah! Çığlığı koptu içimde. Avaz avaz yandı yüreğim ama söyleyemedim… O an her şey boğazımda düğümlendi. Bir an sessizliğimle kendisinin kör olduğunu gördüğümü de gördü ya!
Gün yüzüne hasret gözlerini iki eliyle iki yanağında daha da bastırarak şişirdi suratını gizlemeye çalışır gibi gözlerini…
Çocuk sen beni gördün benim ne aradığımı gördün daha önce hiç mi görmedin buraları dedim.5 yıl önce annem bir kaza geçirdi. Ben gözlerimi kaybettim. Annemse beni kaybettiğini düşünerek psikolojisini kaybetti. İçeride doktoru dinliyor her ay. Birazdan beni de çağırırlar. Sizin gözleriniz sağlam mı dedi. Afalladım. Çocuk! kantin senin tarif ettiğin yerde büyük ihtimalle ama bendekiler sağlam mı emin değilim ben senin kadar iyi değilim diyerek uzaklaştım gözlerimi kapatarak çığlıklarım içimde gizli…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu