Bir Ayna Da Sen Tut Kendi Kendine
Cevaplaması çok da kolay olmayan, özellikle de kabul edilen iş başvurularının ilk görüşmesinde sorulan klasik bir sorudur, “Bize kim olduğunuzu kısaca anlatır mısınız?” İş hayatımın tecrübe kazanmaya çalıştığım ilk yıllarında, bu sorunun cevabını verilen kısa zamana sığdırabilmek için canhıraş, eğitimimden, iş deneyimimden, aldığım seminerlerden ve sosyal aktivitelerimden bahsederdim hep. Lakin unuttuğum, hep eksik kalan bir şeyler olurdu her defasında da. Daha doğrusu tatmin etmezdi beni sadece iş deneyimimden bahsetmek. Çünkü bahsettiğim konular, sonradan kazandıklarımdı oysa bir ben daha vardı benden içeri ve ben onlarla tamamlanıyordum.
Şimdilerde bu soruya “yarım asırlık yaşanmışlıklarımı birkaç cümle ile anlatacak kadar yetenekli değilim” diye cevap veriyorum. Hatta beni tanımak isteyenlere kitaplarımdan hediye ediyorum, duygularımı, düşüncelerimi, hayata bakış açımı, inançlarımı kelimelerle ifade ettiğim. Öyle ya yaşam içinde yoğrulurken, geliştirdiğimiz düşünce ve davranışlarımızın bütünüyüz çünkü. Bunun içinde iyiler de var kötüler de, beğendiklerimiz de var beğenmediklerimiz de, hatta bir dış yüzümüz bir de iç yüzümüz var, bazen kendimize bile itiraftan çekindiğimiz.
Asıl olan, aynadaki “SEN’in gözlerinin içine baktığında ne gördüğündür çünkü insanın yalan söyleyemediği tek kişi kendisidir öyle değil mi?
***
Bir ayna da sen tut, kendi kendine
Ve uzun uzun bak yüzündeki çizgilere
Korkutmasın seni sakın, senden bile sakladıkların
Yeter ki sadece çizgiler olmasın, bu hayattaki kazanımların
Bir ayna da sen tut, kendi kendine
Yansıman ürkütmüyorsa seni
Kaçırmadan bakabiliyorsan gözlerinin derinliklerine
Ve cevap verebiliyorsan dürüstçe, vicdanının sesine
O zaman gurur duyabilirsin, aynadaki kendinle
***
Zaman zaman sorarım kendime “sen kimsin?” diye. Neden mi? Elbette hatırlatmak için, beni bana. Ayrıca kendimle baş başa yaptığım bu öz eleştiri toplantılarım sayesinde bir adım daha ilerleyebiliyorum güzele doğru. Çünkü insanız, yaşam içinde bazen olaylara karşı tepkilerimiz karşısında “ben, ben değilim” dediğimiz durumlar olmuyor değil. İşte en çok da o zamanlarda yapıyorum ben bu özeleştiriyi, kendimi tanımamın verdiği kolaylıkla.
Günde belki defalarca dış güzellik kontrolü için bakılan aynalarda, genelde iç güzellik kontrolü yapmak akıllara gelmez. Zira gerek de görülmeyebilir ancak cesurca bir kere “sen kimsin?” diye sorulan sorunun ardından yaşanan mutluluğu, denememiş olanlar için kesinlikle önerebilirim.
Bu yöntem ilk günler zor gelebilir ancak aynı zamanda da en kolay bir yol olduğunu söyleyebilirim, kendini tanımak isteyenlere. Yapmanız gereken sadece kendinize odaklanmak ve aynaya yansıyan gözlerinize dikkatlice bakmak. Zaten bir müddet sonra ya kabul ya da reddedersiniz o yansımayı. O anki durum her ne olursa olsun, gözlerinizden içinize yani özünüze doğru bir yolculuk yapın ve sonra kendinizi tanımaya çalışın sorular sorarak. İnanın ilerleyen zamanlarda içinizdeki sizle tanışmanın hoşunuza gideceğinden ve birbirinize alıştığınızda çok seveceğinizden eminim. Belki de bu sayede en iyi dostunuzu fark etmiş olur ve eksiksiz tanıtabilirsiniz kendinizi kim bilir?
Demet TOK
Şair/Yazar