BİR DUADA YER ALMAK
Bir duanın, vefalı bir kalbin içinde yer alsak… Hazır kahve misali “üçü bir arada” ile yaşasak şu ömrü. “Dua, sabır, şükür” üçlemesiyle “kahve, süt, şeker” üçlüsünün yerini doldurup da ferahlasak muhteşem üçlü sayesinde. Geometrideki “Muhteşem Üçlü” kuralından apayrıdır bu soyut üçlü. Ne ekersen onu biçersin, ne doğrarsan aşına o çıkar kaşığına (karşına). Atalarımız boşuna atasözü söylememişler, atalar sözüyle renklenmiş şu evren. Ellerimi gül yapraklarının arasına alıp da gülümün üstüne buse kondurdum varsaydım. Varsayımlar, “tut ki, farz et ki, varsayalım ki, diyelim ki…” sözleri bile bir ihtimal dahi olsa mutluluk bırakır günlük hayata.
Derinden derine işitilen ney sesi ile canlansın ruh dünyamız. Ney’in sesiyle haz alıp yaşamasın da neylesin biçare yürekler. Hazreti Mevlana’nın ney sesinde göğe uzansın duayen eller, semazenlerin ulvî dünyasına sarılsın tenler. Su sesi, ney sesi, kuş sesi, tabiatın ahenkli sesi nasıl da apayrı ezgi bırakır musiki hülyamıza.
Bir duanın içinde yeşermeli insan. Meneviş renkli günbatımının, ikindi sonrası batan güneşin, göğe gazel okuyan kuşların, gülün bülbüle olan sevdasının hasretinde kanatlanmalı hisler. Güzeldir bir duanın içinde yer almak. Hele ki hiç ummadığımız yerden, uzaklardan bir yürek “MaaşAllah, İnşAllah, SübhanAllah” sihirli kelimelerini kullanmışsa şanslısındır ebedî âlemde. (Biz ki içinde “Allah” kelimesi geçen satırda, baş harfini büyük harfle yazan saf çocuklardık.) Bir duanın içinde yer alabilmek, gönüllere taht kurabilmek temennisiyle huzurla ve duayla kalın.
ELİF YAVAŞ
23 Ağustos 2020 – Pazar
