Köşe YazılarıProf. Dr. Fatih SATIL

Bitki ve Hayvanlarda Antifiriz

Kışın yollara buzlanmayı önlemek için tuz atıldığını hepimiz biliriz. Ama bu yöntemi uygulayabilmek için; suyun donma noktasını hangi bileşiğin düşürebileceği, bunun için etkili olabilecek bir maddenin nasıl üretilebileceği gibi birçok bilgi birikimine sahip olmak gerektir. Enterasandır, bazı bitki ve hayvanlar bu yöntemi yeryüzünde var olduklarından bu yana her kış kullanmaktadırlar.

Sıfırın altındaki sıcaklık dereceleri pek çok canlı için ölümcüldür. Bu don zararını önlemek amacıyla canlılara bir kısım mekanizmalar yerleştirilmiştir. Örneğin bazı canlıların vücut sıvılarında kışa girerken tuz oranı artırılır, bazı semenderler, balıklar, böceklerde ise “antifiriz” olarak adlandırılan bir kısım proteinler sentezlenir.

Kışın hayvansal organizmalar sığınacak bir yer bulup soğuktan korunabilirler. Ama bitkilerin kökleriyle toprağa bağlı oldukları için böyle bir şansları yoktur. Peki bitkiler bu don zararından nasıl korunurlar?

Bitkilerde, öncelikle sonbaharda yaprakların dökülmesi soğuğa karşı iyi bir korunma mekanizmasıdır. Ancak yapraklarını dökmeyen bitkilerde ve kutuplar gibi sıfırın altındaki soğuk bölgelerde bitkiler için bu tedbir de yetersiz kalır. Ya kardelen gibi karda açan çiçekler nasıl oluyor da donmadan hayattta kalabiliyorlar? Bu tür bitkiler, kendilerine bahşedilen özel bir sistem ile ya da reçine gibi antifiriz görevi gören bir kısım bileşiklerle en şiddetli soğuklara bile dayanabilirler.

İnsanoğlu da aklını kullanarak bu canlılardan ilham almış ve antifirizi keşfetmiştir. Bu sayede kışa girerken arabalarımızın radyatöründeki suyun donmasını engellemek amacıyla antifiriz ilâve ederiz.

Eğer kışın soğuğu altında yeşil bir bitki görür ve karları delerek gün ışığına çıkan bir kardelene rastlarsanız, bu antifiriz sistemini ve onu bitkilere yerleştiren kudreti hatırlayınız.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu