Köşe YazılarıProf. Dr. Fatih SATIL

Bitkilerde İktisat

Bir an kendimizi toprağa kök salan bir bitki olarak hayal edelim. Gözsüz, kulaksız ve dilsiz olarak hayatta kalmak ve büyüyebilmek için gerekli besin elementlerini toprakta nasıl bulacaktık? O halde, gözü, kulağı ve dili olmayan bitki kökleri bu işi nasıl başarmaktadırlar?

Kökün bu işlemleri yapabilmesi için hem bitkinin mineral ihtiyacını hem de topraktaki elementleri teker teker bilmesi gerekir. Ayrıca, bu elementlerin bitkideki eksikliğini ya da fazlalığını belirleyecek bir sisteme sahip olması gerekir. Peki bir bitkinin bu elementleri tanıması, ayırt etmesi ve kendisine faydalı olanları seçmesi nasıl olmaktadır?

Bitkiler her ne kadar, “kendi besinini kendisi yapan (ototrof) canlılar” olarak tanımlansalar da büyüyebilmeleri ve hayatî fonksiyonlarını devam ettirebilmeleri için topraktan bazı mineral maddeleri almak zorundadırlar. Bitkiler sağlıklı olarak yaşayabilmek için toplam olarak 16 elemente ihtiyaç duyarlar. Sonuç olarak, bitkilerin sağlıklı büyümeleri için bu iyonların varlığı ve topraktan gerektiği kadar alınmaları şarttır.

İlgili Makaleler

Bitkiler, topraktan sadece gerekenleri değil de her türlü minerali alsalardı ya da gereğinden daha az ya da fazla mineral alsalardı neler olurdu? Hiç kuşkusuz ki bu elementlerin yeteri kadar alınamaması ya da fazla alınması durumunda bitkide çeşitli hastalıklar ve gelişim bozuklukları ortaya çıkardı. Ayrıca, şu anda yeryüzünde bulunan kusursuz dengede önemli bozulmalar meydana gelirdi.

Yeryüzündeki tüm varlıklar gibi bitkiler alemi de iktisat kanununa riayet ederler. Hatta bu durum “minimum yasası” olarak ta literatüre kazandırılmıştır. Minimum yasasına göre; bitkinin sağlıklı yetişmesi için, gelişmeyi sağlayan faktörlerin ne israf edilmesi ne de cimrice kullanılması gerekir. Bu yasaya göre, bitkilerin büyüme ve gelişimleri, ihtiyaç duyduğu besin elementlerinden toprakta en az bulunanına bağlıdır. O az olan element sağlanmadığı takdirde bitki diğer elementleri de topraktan alamaz. Böylece, bitki gelişiminde kullanılan minerallerin israfı önlenmiş olur.

Sonuç olarak Kâinat, iktisat ve israfsızlık esası üzerine kurulmuştur. Tabiat dikkatle incelendiğinde görülür ki, her şeyde en hafif suret, en kısa yol, en kolay tarz ve en faydalı şekil tercih edilmiştir. İnsana düşen vazife de bu esasları ihmal ederek ve reddederek intizamı bozmak değil, o nizama ayak uydurmaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu