BOYUN FITIĞI HAKKINDA BİLGİLENELİM

Merhaba, Büyükşehir Merhaba okurları
Bu hafta Başkent Üniversitesi Psikoloji Bölümüne verdiğim röportajı sizlerle paylaşıyorum. Boyun ağrıları hakkında bilgi sahibi olurken, neler yapabiliriz şöyle bir okuyup, uygulayın derim.
- Boyun ağrılarına yakalanma riskini arttıran faktörler nelerdir?
Başlıca duruş bozuklukları, hareketsiz yaşam, yanlış ve zorlayıcı hareketler diyebiliriz
- Boyun ağrılarına yakalanma riski fazla olan meslek grupları hangileridir?
Akla ilk gelen ‘bankacı’lar olsa da masabaşı ve gün içinde hareketi az, bilgisayar başında çok zaman geçiren tüm meslek gruplarında bu risk yüksektir.
- Boyun fıtığının genel belirtileri nelerdir?
Öncelikle çok duyduğumuz bu ‘fıtık’ın ne olduğunu anlayalım. Omurgamız omurlardan oluşur ve içinden omurilik geçer. Omurilikten çıkan sinirler vücudumuza dağılarak beynimizle vücudumuz arasındaki iletişimi sağlarlar. Omurlarımız arasında faset eklemler ve diskler vardır. Bu yapıların görevi omurlar arası yastık görevi görerek basınçtan korumak ve hareket ederek eğilip kalkmamıza imkan sağlamaktır. Zamanla disklerin yapısı bozulur taşmalar oluşur. İşte bu taşmalar fıtıklaşmalardır. Derecelerine göre sınıflandırılırlar ve bazen sinirlere baskı yapar. Omurgada oluştuğu bölgelere göre de bel,boyun fıtığı olarak adlandırılır. Tıpdaki adı servikal disk hernisidir. Belirtileri ise boyun hareketlerinde kısıtlılık ve ağrılı hareket, kola ve parmaklara uzanan ağrılar ve yangılar, kuvvet kaybı, ilerleyen safhada kolda ve parmaklarda uyuşmalar, baş dönmesi ve baş ağrısı olarak sıralayabiliriz.
- Boyun fıtığı tedavisi nasıl sağlanır?
Tedavisini fiziktedavi, cerrahi ve ilaç tedavisi olarak başlıklara ayırabiliriz. İlaç tedavisi ağrıyı kontrol altına alma ve gidermeyi amaçlar, fıtığı yok etmez. Cerrahi diğer tedavilerden sonuç alınamazsa başvurulması önerilen bir tedavi yöntemidir. Yapılan tetkikler sonucunda Acil cerrahi gerektiren ekstrem bir durum yoksa önce fiziktedavi önerilir. Tedavinin fiziktedavi kısmına geldiğimizde birçok alternatif tedavi seçeneğiniz vardır. Ülkemizde hemen hemen her klinikte klasik fiziktedavi yöntemleri ile hastalar tedavi edilir. Bunlarda elektroterapi ve egzersiz tedavisidir. Bunun dışında manuelterapi en iyi sonuçların alındığı bir tedavi biçimidir. Ağrı tedavisi için kuru iğne, kupa,hacamat,akapunktur,kinezyolojik bantlama gibi birçok alternatif tedavi biçimi vardır.
- Günümüzde tablet,telefon artık çocukların eline oyalanmaları için anne-babalar tarafından verilmektedir. Sizce tablet,telefon gibi teknolojik aletler boyun fıtığına yakalanma riskini arttırır mı?
Tabikide riski arttırır. Öncelikle çocuklarda dahil olmak üzere her yaşta insanı hareketsiz bir yaşama itmektedir. Saatlerce vakit geçirilen bu teknolojik cihazlar hem kas iskelet sistemi hastalıklarına hem göz hastalıklarına yakalanma riskimizi arttırıyor. Çocuklar hareketli oyunlar oynadıkları saatlerini hareketsiz teknolojik cihazlar başında geçirerek vücut gelişimlerinide olumsuz yönde etkiliyorlar. Ayrıca duruş bozukluklarını tetikliyor çünkü baş önde gözler ekrana yakın eğilerek uzun zamanlar geçiriyorlar. Kısacası cocuklarımızın ellerine tablet, bilgisayar, telefon vererek birçok hastalığa davetiye çıkartmış oluyoruz.
- Telefon,tablet ve bilgisayar artık hayatımızın vazgeçilmezleri arasında girdiğine göre bu aletleri nasıl kullanmamız gerekir?
Devir teknoloji devri ve bu cihazlardan uzak kalarak artık işlerimizi yürütmemiz mümkün değil. Ama sağlığımız için dikkat edebileceğimiz noktalar var. Öncelikle çalışma ortamımızı düzenlemekle baslayabiliriz. Sandalyemizin yüksekliğini ayak tabanlarımız yere değecek sekilde dizlerimizin ve kalçamızın fleksiyonu ( bükme açısı) 90 dereceyi geçmeyecek şekilde düzenlemeliyiz. Dirseklerimiz masamızın üzerine değer pozisyonda bu cihazları kullanmalı ve ekranı göz hizamıza yükseltmeliyiz. Bel destekli sandalyeler kullanmalı ya da bel desteği yastıkları ilave etmeliyiz. Uzun saatler aralıksız kullanmak yerine molalar vermeli ve bu molalarda esneme egzersizleri yapmalıyız. En azından uyuduğumuz odada bu cihazları bulundurmamalıyız. Taşırken direk vücudumuza temas eden (cep gibi) yerlerde değil çantalarımızda taşımalıyız. Mümkün mertebe kullanım sürelerimizi çok uzun tutmamalıyız.
- Hastalarınızı boyun fıtığı konusunda nasıl bilgilendirirsiniz?
Ülkemizde malesef koruyucu tedavi bilinci henüz oluşmadı. Aslında bu gibi hastalıklarda koruyucu tedavinin önemi çok büyüktür. Fıtık oluşmadan insanları yapılan doğrular ve yanlışlar konusunda uyarmak ve bilgilendirmek çok önemlidir. Boyun fıtığı öngördüğüm hastalarımı öncelikle koruyucu tedavi konusunda bilgilendiririm. Bunlar rutin yapılması gereken egzersizler, varsa duruş bozukluklarını gidermek için öneriler, doğru bilinen yanlışlar, yapmaması gereken ya da dikkat etmesi gereken aktivite ve hareketler, düzenli sporun önemidir. Hasta boyun fıtığı teşhisi ile başvurduysa öncelikle hastalığının ne olduğu konusunda bilgilendiririm çünkü genelde tam olarak kavramamışlardır ya da sormak istedikleri soruları vardır. Daha sonra yapması ve yapmaması gerekenler konusunda bilgilendiririm. Sonrasında karşılaşabileceği durumları ve belirtileri hastaya anlatırım. Tedavi hakkında bilgiler verdikten sonra mutlaka ev için egzersiz programı oluşturup bunu hastalarıma öğretirim. Tedavi sona erdikten sonra düzenli bir spor alışkanlığı edinmelerini öneririm ve bunun önemini anlatırım.
Soru ve önerileriniz için mail adresim;
sinemgirgindemir@gmail.com