Köşe YazılarıFahri Sağlık

Bu onur, bu şeref hepinizin olsun

Bu onur, bu şeref hepinizin olsun

 

10 Aralık 1948 tarihinde ilan edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, insan hakları tarihinde bir dönüm noktası olarak sunulmaya çalışılır. Oysa bundan 1316 yıl önce Hz. Muhammed veda hutbesinde temel insan haklarını tüm insanlığa tebliğ etmişti. Fakat insanlık Hz. Muhammed’in tebliğini çabuk unutmuş, biribirlerinin dostu/destekçisi olması gereken insanoğlu biribirinin kurdu/canavarı olmuştur.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, yaygın kanaatin aksine sadece İkinci Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı yıkım ya da Yahudi Soykırımı’nın dünya kamuoyunda yarattığı infial sonucunda aniden ortaya çıkmış bir belge değildir.

İnsan hakları uzun tarihi süreci içerisinde dünyanın doğusunda da batısında da hep ayaklar altına alınarak çiğnenmiş ve insanlık onuru tarumar edilmiştir. Köle ticareti, cinsiyet, dil, din, renk ve ırk ayırımcılığı artarak devam etmiştir. Kapitalizm ve emperyalizmin kıskacında ezilen ve sömürülen insanların kaburga kemikleri sayılır hale getirilmiş, nihayet “ideolojiler çağı” olarak adlandırılan 19. Yüzyılda ideolojik saplantıların etkisiyle insan hakları daha fazla ihlal edilmiştir. 20. yüzyılın ilk yarısında ise dünya, tarihinde eşine az rastlanır büyük bunalımlara sahne olmuştur. Önceki yüzyıla damgasını vuran güç mücadeleleri ile ideolojik çekişmelerin doruk noktasına ulaştığı ve iki büyük savaşın tüm dünyayı topyekûn bir yıkıma sürüklediği, emperyalizm, sömürgecilik, ırkçılık ve ayrımcı uygulamaların daha da yaygınlaştığı bir dönem yaşanmıştır…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu