Köşe Yazıları

BU TOPRAĞIN ÇOCUKLARI

Bu toprağın çocukları… Hey gidi hey! Al yazmalı ninelerin naftalin kokulu yer yataklarında, ıhlamur kokulu damlarında, kekik kokan salonlarında ne güzel öyküler biriktirdik. Komşumuzun tavuğuna kışt demeden, avlusundaki köpeğine hoşt demeden mutlu mesut geçindik. Patlamış mısırın, kış meyvelerinin, bir demlik çayın etrafında toplanıp büyüdük. Çoğumuz aslında hep çocuk kalmak istedik ve hiç büyümek istemedik. Alın terinin ışıldadığı hanelerin bereketli kucağında nefeslendik.

Bu toprağın çocukları, Anadolu’nun masum evlâtları olarak minicik bir oyuncakla mesut olmayı başarabilen nesildik bizler. 1950’li, 60’lı, 70’li, 80’li yılların kuşağı nasıl mutlu olabiliyorsa 1990’lı yılların kuşağı olarak bizler de apayrı mutluluğu kucaklıyorduk. Ne zaman ki 2000’li yılların teknolojisi hızla gelip de sanal dünya kuruldu, işte o vakit duygularımız yavanlaşır oldu. Ceviz ağacından yapılan beşikler, el yapımı bez bebekler, marangoz ustasının emeği olan arabalar, renkli cam bilyeler nasıl da huzurumuzda demlendi. Bir tutam kır çiçeğinde renklendi sevgi dünyamız, papatya buketine yuvalandı masallarımız. Güvercin kanadına tutunan hayallerimiz derinden derine şiirsel bir muhtevayla kaplandı. Gökyüzündeki bulutlara türkü söyledik, güneşi selâmladık usulca. Rengârenk bir uçurtmanın kuyruğuna asılı kaldı hayaller. Bu toprağın çocuklarını anımsadık ve şeker portakalının çiçeğimsi kokusuna buse kondurdu masumiyetimiz.

 

İlgili Makaleler

 

 

ELİF YAVAŞ

 

TARİH = 09 – 10 Kasım 2019, Cumartesi- Pazar

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu