GündemKöşe Yazıları

Çevre Dostu Pelet Sobası

Çevre Dostu Pelet Sobası

 

Mevsim yaz olunca insanın aklına ısınma sorunu diye bir şey gelmiyor haliyle. Karaağaç’a taşındığımda aylardan Haziran olunca ben de atladım bu önemli detayı. Aslında bölge itibari ile sert geçen bir kış olmaz ve elektrik sobası ile idare ederim diye düşünmüştüm. Zira öyle de oldu 2021 kışında, yarı soğuk yarı güneşli derken kış gelip geçiverdi kendini çok da hissettirmeden.

Gelgelelim bu sene sadece burada değil ülkemin her bir tarafı kara kışa teslim oldu ve neredeyse bahardan ümidimi kesmeye başlamıştım ki cemrelerin düşme zamanı geldi. Hadi atlattım bu kışı da diyecek oldum lakin güneş cimri davrandı bu seferde. Hayatım boyunca bu kadar üşüdüğümü hatırlamıyorum, iş için gittiğim Edirne ve Eskişehir haricinde.

İki hafta önce çok sevdiğim bir arkadaşım aradı, sohbet esnasında “sanırım üşümeyi burada öğrendim” dedim ona. Sağ olsun hemen çözüm buldu ve beni Pelet sobası kurulumu yapan arkadaşına yönlendirdi. Bana kalsa hala doğalgazın bizim diyarlara da gelmesini bekleyecektim. Ne vakit geleceği belli olmayan, tıpkı selamsız bandosu gibi bir durum anlayacağınız, söylentisi var kendisi yok.

Her ne kadar soba fikrine sıcak bakmasam da donmaktan iyidir dedim ve irtibata geçtim firma ile. Önce keşfe geldi Muharrem Bey. Niyetim sobayı dışarı kurdurmaktı tozu, pisliği dışarıda kalsın diye. Ancak sobanın kendisini gördükten ve işin ehlinin verdiği bilgilerden sonra, evimin en uygun köşesine kurmaya karar verdik ve sanırım halime acımış olacak ki sağ olsun benim işimi öne aldı ve ertesi günü geldiler kurulum için.

Bir taraftan soba ve tesisat bağlantıları yapılırken, bir taraftan da petekler yerlerine takıldı. Yaklaşık üç saat sonra şömine tadında bir görüntü sergileyen sobam faaliyete geçti ve kısa bir zaman sonra adeta soba sıcaklığındaki ısıyı hissettim. Elbette işi ehline yaptırmanın farkını da söylemeden geçemeyeceğim, yaşadığım bir sürü usta faciasından sonra. Memnun kaldığım her şeyi herkesle paylaşma gibi bir huyum olduğundan sanırım, kırk yıl düşünsem bir gün soba hakkında yazı yazacağım aklıma bile gelmezdi inanın.

Bu arada işin temiz ve düzgün yapılması, memnuniyetimi etkileyen detaylardan biri oldu ve kullanımla ilgi gayet detaylı anlatılan bilgileri dinledikten sonra, sobamla baş başa kaldım. Hayatında soba, hem de böyle teknolojik bir soba deneyimi olmamış birisi olarak, acaba üstesinden gelebilir miyim tedirginliği yaşamadım desem yalan olur. Çünkü asıl iş ertesi günü idi, günlük temizliği ve kontrol etmem gereken yerleri vardı ilk günler için. Etrafı toparladıktan sonra kış boyu üşüdüğüm günleri birden unutup keyifle kahvemi yudumlarken, soba hakkında araştırmaya koyuldum internetten. Bu arada kullanıcı yorumlarına da baktım elbette. Memnuniyet oranının bir hayli yüksek olduğunu görünce içim daha da rahatladı. Aslında Pelet denen yakıtın nasıl bir şey olduğu daha çok merak ediyordum, çevreci bir insan olarak.

Kullananlar bilir tıpkı kırılmış krakere benzeyen Pelet, her türlü endüstriyel ve tarımsal atıkların kurutulup, öğütüldükten sonra yüksek basınç altında sıkıştırılması ile oluşan forma verilen isimmiş. Pelet hammaddesi, genel olarak ağaç, odun, talaş, yonga, kabuk, dal ve benzeri orman atıkları, tahta parçası, talaş, takoz ve tarımsal atıklardan üretiliyormuş. Benim için en sevindirici bilgi ise, atık ürünlerin değerlendirilmesi sonucu elde edilen Pelet’in ülke ekonomisine ve fosil yakıtlar gibi zehirli dumanı olmadığı için de çevre ve insan sağlığına katkıda bulunuyor olması oldu.

“Daha az enerji ile ısınma, atmosfere bırakılan Metan ve CO2 oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinmesi” diye bahsi geçen Kyoto Protokolü gereği anlaşmayı imzalayan ülkelerde, özellikle Kuzey Avrupa, Avrupa ve Kuzey Amerika’da Pelet için üretim patlaması olmuş. Kanada ve Rusya önemli Pelet ihracatçıları haline gelmiş. Japonya ise Pelet sisteminin dünyadaki öncüleri arasındaymış. Bununla birlikte düşük oranlarda da olsa Güney Afrika ve bazı Asya ülkelerinde de Pelet kullanımına başlanmış. Adı geçen ülkelere göre geç de olsa, bu çevre dostu yakıtın ülkemizde de yaygınlaşmaya başlaması ne kadar sevindirici değil mi?

 

Demet TOK

Şair/Yazar

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu