Köşe Yazıları

ÇOCUKLUK

Neredesin be çocukluk? Sen gittin de boynu büküldü mutluluğumun, büyüdükçe mutsuzlaşır olduk. Mutsuz insanların mutsuzluk sebebi, sanırım yetişkin oluşlarından kaynaklanıyor. Hiç büyümese yaşımız, horoz şekerlerimiz ve pamuk şekerimiz hep taptaze kalsa, oyuncaklarımız aynı oyun saatinde bizi beklese mesela. Küçükken hep büyümek için can atardık, şimdi de küçülmeye özenir oldu çoğumuz. Ah çocukluk! Saklandığın yerden çık da tavan arasındaki eski sandıklara birlikte el atalım seninle. Eskiye dair tüm anılarımızı arayalım, gülüşü yağmurda unutulan hatıralarımızı toplayalım. Tavan arasına sıkışan zamanın, sandıklara kilitlenen dakikaların mazisine yol alalım. Çık da gel hadi! Ansızın kanatlanıver de çal kapımı.

       “Kim o?” demeden çıkıp gelsin mutluluk kapımızda bekleyen misafir çocuk. İçimizde büyütemediğimiz anılar depreşsin de gururla kabarsın maceracı hayaller. Hey çocukluk! Bisküvi arasına kıstırdığım gül lokumlu kıstırmalarımın arasında mı gizlendin yoksa. Cam bilyelerimin arasında, naylon oyuncaklarımın etrafında, hatıra defterimin sayfalarında, çocukluk albümlerimin arasında, kuruttuğum kır çiçeklerimin kokusunda, peçete ve pul koleksiyonu raflarımda, mum kokulu hatıralarımda arar oldum seni. Ah sen, sen yok musun sen! Ne zarif, latif hatıralarla veda edip de aniden gidiverdin. Büyümeyi istemeyen çocuklar misali oldum ansızın. Çocukluğumu özlüyorum her saniye, ne diye büyüdük ki bilmem.

 

İlgili Makaleler

 

ELİF YAVAŞ

 

TARİH= 20.02.2020 – Perşembe

 

* “Balıkesir 4. Asliye Ceza Mahkemesi – İvrindi Adliyesi” Duruşma Günümden, Tercüman Bilirkişilik Görevimden Bir Hafta Sonra.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu