GündemKöşe Yazıları

Çocukluktan Kalma

Çocukluktan Kalma

 

Çocukluktan kalma tatlı alışkanlıklara değinelim. Saf duygularla gelişen o sevimli hâllerinizi, anılarınızı hatırlar mısınız? Annem taş fırında ev ekmekleri pişirince sıcak ekmekten illâ minik parça koparırdım. Evdeki herkes sıcak ekmeğin tadına ilk benim baktığımı hemen kendime özgü işaretimden bilirlerdi. Ev ekmeği yapınca hep kenarı fare yemiş gibi olurdu, sıcak ekmeği kıyısından koparma huyum yıllarca sürdü. Ekmek üstüne ayçiçeği yağı damıtmak ya da sıcacık ekmeğin üstüne tereyağı, bal, yoğurt, ev salçası sürmek nasıl da mutluluğumu şımartırdı. Mutluluğum tavan yapardı. Hafif kekikli-salçalı ekmek de iyidir, sizlere anlatırken acıktım bile.

Balkonlarımız ve saksılarımız için iğne tutuşturup renkli kâğıtlardan rüzgârgülü yapalım. Hep birlikte çocukluktan kalma yemekler, alışkanlıklar, el becerileri ve hayal gücüyle kendimizi şımartalım. Patlamış mısır ve pijama partisini sevdiğim bir kız arkadaşım olursa asla ertelemem mesela. Kare taşlar biriktirme, tebeşirle betonu çizip seksek oyununu başlatma, kartonla altılı zar yapma oyunu beyaz rengin sadeliğini bile o çocuksu kokusuyla kucağımıza bırakıverir.  Kepekli ekmek, çavdar ekmeği, yulaf ekmeği de neymiş ki! Beyaz ev fırını ekmeği yahut esmer undan pişirilen köy ekmeğiyle büyüdüm ben ve yer sofrasında buldum bereketi. Pilavı ve makarnayı bile ekmekle yerim yani, ekmeksiz doymazdım hiç.

***

Diğer eşi kaybolmuş kalın renkli şişleriniz, şal ördüğünüz şiş varsa süsleyin kurdele ve kâğıtla. Atık malzemeleri, süslü rüzgârgülü aksesuarlarınızı batırın saksı toprağına. Çocukluktan kalma ne varsa dökün san/dıklarınızı. Adam san/dık/larınız sizi üzüyorsa hiç gerek yok göz nuru çeyiz (sandık)larını doldurmaya. Bir yere giderken çocukları kendisine emanet edilen komşular olurdu hani, iki komşuannemle hâlen temastayımdır. Biri öğretmen eşi Saliha teyzem ve diğeri de müdür eşi Süheyla komşuannem; iki taneydi. Çocukluğun parlak hatıralarında barınır ak tülbentli komşuanne ve komşu teyzeler.

Plâstik bardaklara oyuncak ve toka parçası vs. kırtasiye işi ne varsa silikonla yapıştırıp anahtarlık yahut diş fırçası seti yapabiliriz. Çocukluğumuza bir günlüğüne randevu verip bilet kesebiliriz. Ceviz kabuğuyla, kâğıttan gemi yapımıyla bile kendi gemimizi yüzdürmek hoştur karpuz kabuğundan gemi yapan oğlan çocukları misali. Yayınevinden ilk kitabınız çıkarken ve ilk ayraç hayali tasarlarken o heyecanı tattınız mı?  Gazetelerin verdiği kuponla maket ev, Şebnem bebek setinin rengârenk kıyafetleri vardı 1990’lı yıllarda.

***

Milliyet ve Hürriyet gazetesinin ekinde verilirdi ve heyecanla beklerdik. Giydirirdik kâğıttan maket bebekleri, annem atınca nasıl üzülmüştüm Şebnem bebek setimi. “Cam-porselen-demir” yapımı bilyelerimi de benden habersiz şekilde verivermişti komşu çocuğuna kocaman porselen kâsesinde. Duyunca ağlamıştım bilyesini rakibine oyunda kaptıran oğlan çocukları gibi. Kuponla ansiklopedi almak, çekilişle hikâye kitabına sahip olmak; tencere seti, harita, tarih ve coğrafya atlası, kes yapıştır, Atatürk portresi, oyuncak set, lego, bulmaca, solo test, dil kartı, sözlük vs. benim çocukluğumda millî gazeteler ne çok zengin etmiş bizi kültürel yönden.

Odada bir sürü mum yakın, elektrik yoksa bir de tütsü gezindirin meyve kokulusundan. Kimi zaman kendi ben’imizle baş başa kalmak isteriz hani. Kaliteli yalnızlık, kuru gürültüden bin kat iyidir. Çocukluktan kalma ne varsa kucaklamalı, silbaştan yaşamalı bazı değerleri. Çocukluktan kalma huylarınızla, huylu huyunca ve şipşirin bir hatıra dünyanız olsun.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu