Prof. Dr. Fatih SATIL

Değerler Eğitimi

Değerler, davranışlarımıza ve hayatımıza yön veren standartlardır. Sevgi, saygı, doğruluk, adalet, sorumluluk, hoşgörü vb. gibi temel insani değerler insanın en iyi tarafını ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Yazımıza değerlerimiz ile ilgili olarak yaşanmış örnek bir olayla başlamak istiyorum: Trabzonspor ile Athletic Bilbao maçında ilginç bir olay yaşanmış. Maç esnasında kaleci Tolga Zengin birden durmuş, yere eğilmiş ve çimlerin üzerinde duran ekmek parçasını öpüp alnına koymuş. Sonra da yavaşça sahanın kenarına götürüp bırakmış. Tolga olay anını anlatırken şöyle söylemiş; “Kalecilik hayatımda hiç böyle bir olayla karşılaşmamıştım. Şoke oldum. Somali’de insanlar ekmek bulamayıp açlıktan ölürken, Bilbao taraftarlarının bana ekmek atmasını hayretle karşıladım…” Trabzonspor kalecisi tam ekmeği öpüp alnına koyarken çekilen fotoğraf da İspanya’da yılın fotoğrafı seçilmiş. Kaleci Tolga Zengin’in yere düşen ekmeği çiğnememek için gösterdiği bu hassasiyet, değerlerimizle ilgili çok güzel bir örnek.

Bugün aynı hassasiyeti yerlerde sürünen bazı değerlerimiz için de göstermemiz gerekiyor. Bir toplumun geleceği, iyi yetişmiş ve değerlerini benimsemiş insanlara bağlıdır. Bu nedenle, öğrencilerin uygun ahlaki kararlar ve davranışlar sergilemesine yardımcı olacak değerler ve becerilerle donatılmasına ihtiyaç vardır.

Değerler eğitimi son yıllarda müfredata girmeyi başardı. Birçok okulda şeklen yapılıyor olsa da, çocuklarımızın en azından değerlerimizi tarif eden kavramlarla tanışıyor olmaları sevindirici. Öğretim programlarına değer eğitimi ile ilgili boyutlar eklenmekte, okulların, kursların ve öğretmenlerin/öğreticilerin bu süreçte sorumluluklar üstlenmesi beklenmektedir.

Okullar, sadece akademik açıdan başarılı bireylerin yetiştirildiği kurumlar olarak düşünülmemelidir. Değerler eğitimi uygulamaları ile öğrencilerde dış disiplin yerine iç disiplin gelişecek ve bu durum akademik başarıya da doğrudan etki edecektir. Temel insani değerleri benimsemiş bireyler yetiştirmek te okulların misyonları arasındadır. Bu nedenle her öğretmen sene başında kendi dersi ile ilgili yıllık plan çalışması yaparken aynı zamanda dersinde vereceği değerler eğitimi ile ilgili de bir plan yapmalıdır. Ancak bunun için çocuklarımızın zihinlerini bilgiyle doldurmakla birlikte, gönüllerini de sevgi ile donatıp onların ahlâklı birer fert olarak yetiştirecek idealist model öğretmenlere ihtiyacımız var.

Değerler eğitimi kalbe, zekâya ve iradeye hitap etmeli ve amaç iyiliği sevdirmek, tanıtmak, istetmek olmalıdır. Bu nedenle değerler eğitimi önce çocuğun duygularına hitap etmelidir. Çünkü çocukta duygu akıldan önce gelir.

Hem öğretmen için hem de aile için çocuğun ahlaki değerler ölçüsünde yetişmesi arzu edilen bir durumdur. Bu nedenle, çocuklarımıza kazandırmaya çalıştığımız bu değer ve davranışların kalıcı olabilmesi için okul-aile işbirliği şarttır. Bu amaçla, değerler eğitimine aileler de dâhil edilmeli, veli toplantılarında değerler eğitimi konusunda bilgilendirmeler yapılmalıdır.

Çocuğun yetişmesinde bir önemli etken de medyadır. Çocukların yanlış davranışlar göstermesinin en önemli nedenlerinden birisi de televizyonda gördüğü davranışları taklit etmesidir. Bu nedenden dolayı ebeveynler çocuklarının seyrettikleri programlara dikkat etmelidirler. Sonuç olarak, veli, öğretmen ve medya’nın ortaklaşa çalışması sonucu nitelikli bireyler yetiştirilebilir.

Ahlaki ve manevi değerlerine bağlı, şuurlu, kabiliyetli, örnek gösterilen, çalışkan, başarılı, heyecanlı, ufku geniş, psikolojik, sosyolojik ve biyolojik açıdan sağlıklı bir gençlik arzusu ile hayırlı günler dilerim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu