Depremin travmasını üzerlerinden atamıyorlar
Eskişehir’deki depremzede doğum günü sorulduğunda dahi 6 Şubat’ı söylüyor
Depremin travmasını üzerlerinden atamıyorlar
Eskişehir’deki depremzede doğum günü sorulduğunda dahi 6 Şubat’ı söylüyor
11 ilde büyük yıkıma neden olan depremin üzerinden bir yıl
geçmesine rağmen Eskişehir’e yerleşen depremzedelerden bazıları
doğum günü sorulduğunda dahi istemsizce 6 Şubatı söylerken,
bazıları da komşusunun çocuğunun zıplamasından dahi tedirgin
oluyor.
Geçtiğimiz yıl 6 Şubat tarihinde gerçekleşen depremlerde 11 ilde
büyük yıkım gerçekleşirken birçok vatandaş hayatını kaybetti.
Depremlerde evleri yıkılan vatandaşlar farklı illere yerleşerek
hayatlarını kurmaya başladı. Depremzedelerin yerleştiği illerden
biri de Eskişehir. Deprem bölgesinden gelen kente gelen depremzede
vatandaşlar burada yaşadıklarını unutmaya çalışarak hayatlarına
devam etmeye çalışıyorlar. Halen daha depremin şokunu üzerinden
atamayan vatandaşlar, her an aynı sarsıntıyı yaşayacakları
korkusuyla yaşıyorlar. Hatay’ın Antakya ilçesinde depreme ailesiyle
yakalanan 64 yaşındaki Gandi Çirkin evini ve yakınlarını kaybetti.
Kapısı ağır hasar alan aracıyla 840 kilometre yol kat ederek
Eskişehir’e ulaşan Çirkin, 6 Şubat’ı unutamıyor. Doğum günü
sorulduğunda dahi 6 Şubat olarak cevap veren depremzede, en kısa
sürede memleketlerine dönmeyi planlıyor. Eskişehir’e deprem
bölgesinden gelip yerleşen Sema Bediroğlu ise üst komşunun
çocuğunun zıplamasından dahi ailesinin ve kendisinin tedirgin
olduğunu ifade etti.
“Bir gün olsun o günü unutamadık”
Depremin şokunu halen daha ailesiyle birlikte yaşayan Gandi Çirkin
şöyle konuştu;
“Bizim için halen 6 Şubat günüdür, hiç değişmedi. Bir düşünün
cehennemi yaşadık. Rabbimden de bunu talep ederim. Hiç düşmanıma
dahi yaşatmasın. Deprem bölgesinden çıktıktan sonra bir gün olsun o
günü unutamadık. Özellikle de bu son aya girdiğimiz zaman evde
oturduğum zaman tarihe bakıyorum geçmiş ayın yılın ya diyordum ne
yapıyordum ben? Fotoğrafları açıyorum, bilgisayarımdaki
fotoğrafları açıyorum. Aaa filan yere gitmiştik, aaa şu kutlamayı
yapmıştık, şöyle yapmıştık diye diye. Depremle uyandık dediğim gibi
de yani unutmanın bir imkânı yok. Çekirdek ailemde şükürler olsun
hiçbir şey yok ama tabii ki geniş ailede teyzemin kızları, oğlu,
dayımın oğlu, torunları ile çocuklarıyla beraber hepsi vefat etti,
yapacak da bir şey yok. Bana şu an için geçen inanın şaka değil,
bir devlet dairesine gittim. Doğum tarihimi sormuşlar, ben farkına
varmadan ısrarla 6 Şubat diyorum. Görevli “Ya beyefendi nasıl?”
diyor. “Aa özür dilerim kafam oraya takıldı” dedim. Doğum günüm de
Ağustos’un 6’sı. Kafama öyle yerleşmiş ki şubat ayı. Depremde
aracımın alt kısımda zaten bütün o hani yerdeki berbat olaylardan
parçalandı ve ne düştüğünü pek bilmiyorum kapısı zarar gördü.
Eskişehir’de değiştirmek zorunda kaldım. Evet ve yola ki düşünün
battaniye ve pijamalarla çıkmışsanız. Arabam Polatlı’da,
Haymana’nın o yokuşunda durdu, bozuldu. Kapı zaten göçmüş içeriye.
Ardından işte oğlumun arkadaşları sayesiyle Polatlı’dan gelenler
oldu. Arabayı çektiler. Tamir edip bir gece bizi Polatlı’da misafir
ettikten sonra Eskişehir’e devam ettik, geldik.”
“Çok ağır bir depremdi, sarsıntıydı”
Hatay’ın İskenderun ilçesinde depreme yakalanan ve evi ve dükkânı
yıkılan Sema Bediroğlu, “Yani her an yine yaşayacakmışız korkusu
oluyor, kıpırdamıyoruz, adım atamıyoruz. Ama nasıl diyeyim? Hayata
bağlanmak için unutmaya çalışıyoruz. Bizim evimiz 4 katlıydı, biz
çıkamadık bile. Çünkü çok ağır bir depremdi, sarsıntıydı. Hani o an
düşünemiyorsun, insanlar kaçmayı düşünüyor. Üst katımız indi, biz
panik olduk, donduk kaldık. Çünkü bu sefer çok yüksekti.
Çıkamayacağız, kurtulamayacağız, ümidiyle oturduk ve durduğumda
indik ama yani hani o zaman gördük. Biz sandık bitecek hani duracak
yıkımları gördük. Enkazları öyle gördük. Ya buraya da gelmemizin
amacı hani düzelmediği için ama aklımız gönlümüz tabi ki
şehrimizdedir. Burada da yaşamaya devam ediyoruz. Çocuklarım çok
rahatsız olduğu için eşim panik atak tedavisi gördü. Belli araçlara
binemiyoruz, evde kalamıyoruz, kapalı alana giremiyoruz. Üst
katımda biraz yaramaz çocuk var. Adım attıkça deprem oluyor
sanıyorum. Yani hani unutulmayacak bir şey unutuluyor diyorlar da
unutulmuyor. Komşu, eş, dost, çevre derler ya çok öyle sayıda
insanlar çok vefat eden oldu. Birebir kendi ailemden kimse olmadı
çok şükür. Ama hani ben ne diyeyim komşunda oldu, çevremde oldu, iş
arkadaşında oldu. Yani böyle vefat edenler oluyor. Kaçarken kendini
bilmeden hani daha çok enkazın altına iten oldu. Çarpıyorsun,
bilemiyorsun o an. Farklı bir duygu ölüm korkusu. Ya şu an şehirde
gelişmeleri olmalı, elektriği, suyu. Çadırda yaşam çok zor. Hani
belediyeye bir şeyler yapamadı şu an daha da kötü oluyor. Mecburen
işte çalışmak gerekiyor. 2 tane gencin var benim. Hani evimiz falan
her şeyimiz kira olduğu için biz buraya geldik. Ama geldikten sonra
da hani böyle olmaz bir iş kuralım ne yapalım diye. Sağ olsun
buradaki arkadaşlar burayı gösterdi. Geldik eşimle birlikte ilk kez
çalışıyoruz” dedi.
Sındırgı’da Çok Amaçlı Salon Hizmete Girdi
İha