DİLİMİZDEKİ MISRALAR

25 Eylül 2019Son güncelleme: 24 Eylül 2019

Dudaklarımda yay olur da kıvrılır öyküler, her an yayından çıkıp da fırlamak isteyen ok misali hedeflenmeyi bekler sözcükler. İnsanın başına ne gelirse dilinden gelir aslında. Dilimiz bizi dilim dilim dilimler elma şekeri misali. Hüzün sözcükleri dil(im)de dilimlenmeden gel de dosdoğru süzül ey dil’im! Dil yarasının vebalini yaşar kimi zaman dil. Kimi zaman da tatlı dilin gülen bir yüzdeki tebessümüne âşık olur dil. Ana dilin can damarı gibidir can dostu uzvumuz olan dil. Kelimeler tam isabetle on ikiden vurmak ister harfleri. Harf devriminde celâllenen yürek alfabesi, affımıza sığınır dil nazarında. Çığ misali büyüyen hayaller göz bebeklerimizden öper yağmur sonrası yaşanan hülyalar misali. Susuz kalınan sahralarda serap görür gibi romanlara tutunmak ister âdemoğlu yapayalnız kalınca. Dilimizden akseden vurgun yemiş cümleler, çölleşen beyinleri sularcasına bilgiyle yeşertir bir nevi.

Dillenmemiş mısraların, dile getirilmemiş özlü sözlerin Mecnun’u oluruz an gelir. Leyla’sını arayan Mecnun misali sevdasından mecnuna döner divane gönül. Ezan da ruhun Leyla’sıdır, ilahî aşka Mecnun kesilir menkıbeler. Dantel örercesine kültür örer masallar, ana dilin gergefinde aşk dokur anılar, halı dokuyan analarımız misali sevgi dokur tatlı dil. Dillenmemiş mısraların dil’idir ana dil/imiz. Tatlı dilin yılanı deliğinden çıkardığı gibi ballanarak yuvasından uçmak ister düşler. Dilinize hâkim olabilmenin tatlılığıyla, bir dilim huzurun ballanışıyla hoşça kalın. Hoşlukla kalın!