Köşe Yazıları

DOĞUMDAN ÖLÜME DEK İMAMLAR

Bir sabah ezanıyla ruhum canlanır ansızın. Buz gibi abdest suyunun ışıltısıyla nurlanır yüzüm. Müezzinin ezan okuyan billur sesi, imamın camii cemaatini sabah namazına davet edişi, ağaçlardan ezanı müjdeleyen bülbüllerin sesleri, minaredeki sese kulak verip de Allah’ı zikredip uluyan bahçe köpeğinin sesi nasıl da ilahî bir çerçevede manzara oluşturur. Sabahın seherinde vuruldum bülbüllerin sesine, göğü yırtan sessizliğin rengine boyandı nefesim ve seher vakti bir maneviyata tutundum. İmamın tespih tanelerinde konuk oldu inci gözyaşlarım, mercan misali kehribar bir tespihe tutundu dilimdeki dua. Sonra ansızın tespih tanesi gibi dağıldı gözyaşlarım, imamesiz bir tespih gibi kaldım uykumun ortasında. Ne özel bir insan ki bir imam, şeytanın vesvesesinden kurtarıp da beni sabah namazına uyandırdı gür sesiyle o an.

        Öğretmenlik, çobanlık, imamlık da peygamber mesleğidir. Her mesleğin tarihte bile önemi büyüktür. Ölünce bizi yeşil örtülü ceviz tabuta koyup da taşıyan bir cemaatimiz varsa, mezarlığa kadar bizimle severek yolcu olup da ölü bedenimizi dualarla kara toprağa gömüp ruhumuzu o sonsuz yolculuğumuza dinî usulde uğurlayan imamlar varsa şükretmek gerek. Bir müezzinin bülbül sesi, imamın cuma hutbesinde verdiği vaaz, imam ve müezzinin dinî görevlerde birbirinin yerini tamamlaması, müftülerin toplum düzeni için çaba harcaması güzel bir duygudur. Kulağımıza okunan ezan sesinden, salamızın okunduğu son yolculuğumuza dek imamlarımıza muhtacız. Doğumdan ölüme dek, beşikten mezara muhtacız imamlarımıza. Değerli imamların nefesi, sesi, bilgisi, ilmi var olsun. Yüce Allah ülkemizi dinsizlere, sözde dindar görünen şerefsizlere bırakmasın. Huzurla ve duayla kalın.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu