GündemKöşe Yazıları

Dualarımız Tövbelerimiz Beratımız Olsun

Dualarımız Tövbelerimiz Beratımız Olsun

 

Ramazanın mübarek iklimine adım adım yaklaştığımız şu günlerde, inşallah Rabbimizin bir lütfuna daha erişerek 17 Mart Perşembeyi 18 Mart Cumaya bağlayan gece “BERAT GECESİNİ” idrak edeceğiz. Bu sene “Berat Gecesi” ile “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” aynı güne denk geldi. Yanlış okumadınız evet aynı gün. Kameri takvimde günler gece ile başlar. Yani Perşembe günü akşam Perşembe akşamı değil Cuma akşamıdır. Cuma günü Perşembe günü güneşin batışı ile başlar, Cuma günü güneşin batışı ile sona erer. Bu sene aynı günde iki kutlu olayı yâd edeceğiz.

Önce Berat Gecesinden başlayalım

Berat, temize çıkma, günahlardan arınma, ilahi af ve rahmete nail olma gibi anlamlara geliyor. Buna göre “ Berat Gecesi “ günahlardan kurtuluş gecesi” demektir. Bu gece, insanlığa yakışmayan her türlü günahtan kurtulmak, “berat etmek” için eşsiz bir fırsattır. Bu gece dua ve tövbe eden kullarını seven, dua ve tövbelerini kabul eden Rabbimize sığınacağımız özel bir gecedir. Dualarımız ve yapacağımız tövbelerimiz beratımız olsun.

Bu gece “bera” ( beri olmak, uzaklaşmak, mesafeli durmak, bütün kötülüklerden uzak durmak ) ve “vela” ( sevmek, dostluk göstermek, yardım etmek, destek vermek,  arkadaşlık yapmak, iyiliğe, bütün güzelliklere yaklaşmak, iyiyi aramak, iyilerle olmak ) gecesidir. Beratımızı alabilmenin ilk şartı hakkın yanında yer almak ve hayra giden yolları aramaktır. Başka bir ifade ile kimlerden/nelerden uzak, kimlere/nelere yakın olacağımızı bilmektir. Bunun için bize düşen görev tefekkürdür, niyazdır, tövbedir.

Bu gece, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in; “De ki: ‘Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin…” ( Zümer suresi, 53 ) ayetinin ifade ettiği ümit kulpuna sımsıkı sarılarak yüce Allah’ın rahmet ve mağfiretine müstahak olabilmek için gayret etme gecesidir. Yüce Allah Nisa suresi 48. Ayet-i kerimesinde şirk dışındaki bütün günahları dilerse affedeceğini müjdelemiştir.

Bu gece kırılan ümitlerimizi onarıp yarınlarımıza ümitle bakma gecesidir.

Berat gecesinde “Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum, senden yine sana iltica ediyorum…” diyerek dua eden sevgili Peygamberimiz, bu gece yüce Allah’ın kendisinden bağışlanma dileyenleri affedeceğini, içtenlikle yapılan tövbe ve duaları kabul edeceğini müjdelemiştir. Bu itibarla bu gece geçmişte işlenen hata ve günahlara tövbe ederek, bu günahların kalplerde bıraktığı kara lekeleri silme gecesidir.

Berat Gecesi yüce yüce Allah’ın affına erebilmek için bizim de bizden af dileyenleri affederek Rabbimizin mağfiretine mazhar olma gecesidir. Allah’tan af dileyen affedici olmalıdır. Berat Gecesi kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma zamanıdır. Bu gece fani dünyamızda geçici olanla kalıcı olanı fark etme, kalp gözümüzü açma ve gönül dünyamızı temizleme gecesidir. Bu gece zaman zaman ihmal ettiğimiz kulluk görevlerimizi gözden geçirme, kendimize bir çeki düzen verme gecesidir.

Berat’ın yegâne sahibi yüce rabbimizdir. Bununla birlikte her insanın beratı kendi elindedir. Zira bu dünyada ektiklerimizi öbür dünyada biçeceğiz. Unutmayalım ki bizler yüce Allah’ bir adım yaklaşırsak, O bizlere bin adım yaklaşır. Allah’ın rızası sadece yaptığımız ibadetlerle sınırlı olmayıp, tüm beşeri ilişkilerimizde, ahlaki tutum ve davranışlarımızda saklı olduğunu bilelim.

Bu mübarek gece ile ilgili olarak Peygamber efendimiz; “Şaban ayının 15. gecesi olduğunda o geceyi ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece güneşin batışından fecre kadar (olan sürede) dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve ‘Tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim! Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim! Şifa isteyen yok mu, şifa vereyim! Başka isteği olan yok mu, ona da istediğini vereyim der” buyurmuştur.

Günümüzde ferdi ve toplumsal hayatımızdaki değerler dengesi bozulmuş, dünyevileşme, bencillik gibi olumsuzluklar ruh sağlığımızı olumsuz etkilemiştir. Oysa Yüce dinimiz İslâm, insanın maddî ihtiyaçları kadar ruhî ihtiyaçlarını da dikkate alarak insanın daima yüce Yaratanla bağlantı içinde olmasını, bu dünyasını imar etmek için gösterdiği çaba kadar, öbür dünyasını da mamur edebilmek için gayret etmesi gerektiğini öğütlemiştir.

Ömür çok kısa. Göz açıp kapanıncaya kadar geçip gidiyor. Hayat her an sona erebilir. Geçen sene beraber olduğumuz nice insanlar aramızdan ayrıldı. Bizlerde bir gün sevdiklerimizden ayrılıp gideceğiz. Hiç kimse dünyada baki değildir. Ölümle bitecek olan bu kısa dünya hayatında yapmış olduğumuz amellerimizin ahiret yaşantımızı şekillendireceğini hiç unutmayalım.

“18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” ne gelince;

18 Mart tarihi vatan topraklarını canları pahasına koruyarak şehitlik ve gazilik makamına ulaşan yüce insanları bir kere daha hatırladığımız, minnettarlığımızı, şükran duygularımızı sunduğumuz kutlu bir gündür.

Çanakkale Zaferi, vatanı, dini, hürriyeti ve istikbali söz konusu olduğunda Türk Milleti’nin neleri başarabileceğini tüm dünyaya gösterdiği bir destandır. Canlarını seve seve feda ederek “Çanakkale geçilmez” dedirten aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz din, vatan, bayrak, istiklal ve hürriyet uğruna neler yapabileceklerini tüm dünyaya göstermişlerdir. Bu eşsiz zaferle ortaya konulan sarsılmaz vatan sevgisi ve millet olma bilinci, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde nihai zafere ulaşılan Kurtuluş Savaşı’na da meşale olmuştur.

Üzerinde yaşadığımız topraklar ismi bilinen bilinmeyen tüm kahramanlarımızın bizlere armağanıdır. Aziz şehitlerimiz ile gazilerimizden aldığımız ilhamla, bizler de aynı şuur ve inançla bizi millet yapan yüksek değerlerimizi daima canlı tutmaya ve yüceltmeye devam edeceğiz. Tüm şehitlerimizin ve 18 Martın şahitleri gazilerimizden baki âleme irtihal edenlerin ruhları şad olsun.

Bu duygu ve düşüncelerle, başta aziz milletimiz olmak üzere, tüm İslâm âleminin Berat Gecesi’ni tebrik eder, tüm şehitlerimiz ile ebedi âleme intikal eden gazilerimize yüce Allah’tan rahmet ve mağfiret, hayatta olanlara sıhhat ve afiyetler niyaz ederim.

Fahri SAĞLIK

Emekli Müftü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu