Japonya Nüfus Krizinde Tarihi Dipte: Türkiye’de Durum Ne?
Japonya’da doğumlar 1899’dan bu yana en düşük seviyeye inerken ölümler doğumları 1 milyondan fazla aştı. Türkiye ise hâlâ nüfus artışı yaşasa da doğurganlık oranı kritik seviyede. Peki iki ülkeyi neler bekliyor?

Japonya’da nüfus krizi giderek derinleşiyor. 1899 yılından bu yana doğum verilerinin kayıt altına alındığı ülkede, 2024’te doğum sayısı tarihin en düşük seviyesine geriledi. Japonya İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı verilerine göre, geçen yıl sadece 686 bin 61 bebek dünyaya geldi. Aynı dönemde ölen kişi sayısı ise 1 milyon 605 bin 298 olarak kaydedildi. Böylece doğum ile ölüm arasındaki fark 1 milyonu aştı.
Japonya’nın toplam nüfusu, yabancı uyruklular dahil olmak üzere 124 milyon 330 bin 690’a geriledi. Japon vatandaşlarının sayısı ise 120 milyon 653 bin 227 olarak açıklandı. Bu da ülkede son 16 yıldır art arda nüfus azaldığını ve 2024’teki düşüşün şimdiye kadarki en büyük oranda gerçekleştiğini gösteriyor.
En kalabalık bölge Tokyo olurken (14 milyon 2 bin kişi), kırsal bölgelerde nüfus neredeyse yarım milyon seviyelerine kadar geriledi.
Türkiye’de Nüfus Artışı Devam Ediyor Ancak Riskler Yükseliyor
Japonya’nın tersine, Türkiye’de 2024 yılında 937 bin 559 bebek doğdu. Aynı yıl içinde 489 bin 361 kişi hayatını kaybetti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülke nüfusu yaklaşık 85,6 milyon kişi olarak belirlendi.
Ancak uzmanların dikkat çektiği en kritik veri: doğurganlık hızı. Türkiye’de kadın başına düşen çocuk sayısı sadece 1,48. Bu oran, nüfusun kendini yenileyebilmesi için gereken 2,1’in altında. Yani doğumlar Japonya kadar düşmese de, Türkiye de sessiz bir demografik değişime hazırlanıyor.
İki Ülke, İki Kriz: Yaşlanan Toplum ve Genç Nüfus Eriyor
Hem Japonya hem de Türkiye’de yaşlanan nüfus sosyal güvenlik sistemleri için alarm anlamına geliyor. Japonya’da 65 yaş üstü oranı %30’u aşarken, Türkiye’de de yaşlı nüfusun payı giderek yükseliyor.
Japonya, bu duruma karşı göçmen iş gücü alımını sınırlı düzeyde desteklerken, Türkiye hâlâ genç nüfus potansiyelini koruyan nadir ülkelerden biri. Ancak bu avantajı sürdürebilmek için aile politikalarının güçlendirilmesi, kadın istihdamının desteklenmesi ve eğitimli gençlerin ülkede kalmasının sağlanması büyük önem taşıyor.
Japonya’da her doğan bebeğe karşı 2 ölüm düşerken, Türkiye henüz bu tabloyla karşılaşmadı. Ancak doğurganlıkta yaşanan ciddi düşüş, ilerleyen yıllarda Türkiye’nin de benzer demografik krizlerle karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor.