GündemÖzel Haberler

Düzenli Egzersiz Depresyonu Önlüyor

Balıkesir Devlet hastanesi psikiyatri uzmanı olan Doktor Umut Karasu ile görüştük. Büyükşehir Merhaba’ya özel açıklamalarda bulunan Karasu, “Her 3 kişinin 1 tanesi aktif depresyon yaşıyor. Bunu da tabi ki çok farklı alt yapı var. Toplum yapısının değişmesi, ekonomik sıkıntılar, göçlerin artması, uyum problemleri gibi pek çok etken var. Mutsuzluk, karamsarlık, hayattan zevk alamama, çok- az uyuma, iştahsızlık, fazla yeme gibi çok fazla belirtisi olan bir hastalık” dedi.

 

 

“Ciddi bir bilinçlenme var”

Balıkesir Devlet hastanesinde psikiyatri uzmanı Doktor Umut Karasu,  “Psikiyatri önceki yıllarda gidilirken çekinilen bir alandı. Bir etiketleme deli gider demiyim ben diye. Özellikle son birkaç yıl içinde çok. Ciddi sayıda müracaat alıyoruz. Polikliniklerimizde 70’li rakamlara ulaşılmış durumda. İnsanlarımız artık bu konuda bilinçli durumda. Çocuğuyla ilgili, ailesiyle ilgili bir iletişim probleminden tutun da çocuktaki dikkat problemine kadar, kaygı bozuklukları, depresyon dediğimiz rahatsızlıklara kadar pek çok alanda bir çok başvuru alıyoruz. Bu anlamda da çok yoruluyoruz ama çok da mutlu oluyoruz” dedi.

 

Güven duygusu

Karasu, “Psikiyatri diğer bölümlerden çok daha farklı. Karşınızdaki hasta ve orada sizden daha zayıf bir konuda size müracaat ediyor. Bütün tıp alanları için bu böyle ama hastayı size bağlayan bağ sizin orada onunla kurmuş olduğunuz birebir ilişkiden kaynaklanıyor. Ona verdiğiniz ilaçtan ötürü onunla kurmuş olduğunuz ilişkinin şekli. Hasta ile birebir biraz daha dostça ve sıcak ilişki kurarak hastanın güvenini kazanabiliyorsunuz. Psikiyatri tedavisinin başlangıcını da zaten bu oluşturuyor. Bizim meslek alanımız için şöyle bir gerçek var. İki tane doktor aynı ilacı aynı dozlarda aynı kişiye verdikleri zaman birisinde çok daha olumlu etki yaratabiliyor. O terapatik bağ dediğimiz olay o. Hekime güvenirse eğer hasta onunla kurmuş olduğu bağ güçlü olursa kullanmış olduğu ilaçtan tutun da doktorun önermiş olduğu yaptığı zaman kadar elbette ki elde ettiği fayda çok daha farklı oluyor. Psikiyatri çok daha özel bir alan. Her hastaya kurmuş olduğunuz ilişki biraz daha özel olmak zorunda. Yakının kaybetmiş olan birisi ile çocuk ile farklı, eş sorunu yaşan bir kadınla kurmuş olduğunuz bir ilişki farklı oluyor. Bu tedavinin seyrinde çok ciddi anlamda değiştiriyor. Kullanmış olduğunuz terapi yöntemi, kullanmış olduğumuz ilaçtan bağımsız olarak söylüyorum bunu” dedi.

 

Başlangıç aşamasındaki kişiler ne yapmalı?

Deresyon konusunda Karasu, “Dünya sağlık örgütü verilerine göre şu anda yeryüzünün en sık görülen 2. Hastalığı depresyon. 2020 yılı içinde öngörü kalp damar hastalıklarını da geçerek en sık görülen hastalığın depresyon olacağı yönünde. Her 3 kişinin 1 tanesi aktif depresyon yaşıyor. Bunu da tabi ki çok farklı alt yapı var. Toplum yapısının değişmesi, ekonomik sıkıntılar, göçlerin artması, uyum problemleri gibi pek çok etken var. Mutsuzluk, karamsarlık, hayattan zevk alamama, çok- az uyuma, iştahsızlık, fazla yeme gibi çok fazla belirtisi olan bir hastalık. Keyifsizlik, mutsuzluk dediğiniz zaman yüzde 90’nı yaşıyor. Bunlar olduğunda elbette bir doktora müracaat edilmesi gerekiyor. Korunmak çok önemlisi. Toplum olarak çok dağınık bir yaşantımız var. Mutlaka hayatınızı planlayıp, programlayın. Hayatınızı yapılandırın.  Mutlaka düzenli uyuyun. Bize müracaat edildiği zaman zaten hemen ilaç tedavisine başlamıyoruz. Yaşamsal düzenlemeler yapıyoruz hastalarımızla alakalı öncelikli olarak. Önüne geçilemeyecek bir durum olursa belli psikoterapilerimiz var. O da sonuç vermez ise ilaca başlıyoruz” dedi.

 

Spor ile  kalıcı çözüm

Doktor Umut Karasu, “Dünyada tedavileri etkileyen hastalıklardan öte ilaç enstitüsü. Dünyada en fazla para kazandıran 10 ilacın 3 tanesi psikiyatri ilacı. Tesadüf olmasa gerek. Bunu bütün hastalara söylüyorum ben. Bizim beyin aksımızla alakalı kalıcı değişikliği yapan tek şey spor yapmaktır. Bütün bilimsel çalışmalar da bunu gösteriyor zaten. Düzenli egzersiz yapanlarda kalıcı olarak depresyonda iyileşmeler oluyor. 6 yıllık iyileşmeler ki hiçbir ilacın ulaşabildiği bir tedavi değil bu. Kitap okumak da aynı şeklide” dedi.

 

Yaş aralığı

Son olarak Karasu, “Sadece depresyon, kaygı bozuklukları hatta 15 Temmuz’dan sonra panik atak hastalıklarında çok yaygın bir şekilde ortaya çıktı. O şaşkınlık hali ile kaygılardan kaynaklana panik halleri ortaya çıktı. İlkokul öğrencilerinde de 70 yaşındakilerde de görüyoruz. Ama genel olarak bir yönelim olarak çocuğunuz ergenlik döneminde ise dikkatli olun, içe kapanıyorsa, hayattaki belli şeylerden elini eteğini çekiyorsa, bu konuda uyarıyorum. Delikanlılık çağı deli dolu olmayı gerektirir. İçine kapanık olmayı değil. Hastalık belirtilerinin çıkmaya başladığı dönem 14- 15 yaşlarıdır. Dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum ” dedi.

 

Serap Tetik Acar

 

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu