Eğitim Sen Balıkesir Şube Başkanı Gürbüz Şahin: “Eğitim İnsan Hakkıdır Sahip Çıkalım”

Eğitim Sen Balıkesir Şube Başkanı Gürbüz Şahin: “Eğitim İnsan Hakkıdır Sahip Çıkalım”
Balıkesir Eğitim Sen Şube Başkanı Gürbüz Şahin Balıkesir’de eğitim gören öğrencilerin deprem nedeniyle boşaltılan bazı okulların yıkımlarının hala yapılamadığını ve günümüz şartlarında pandemi koşulları da göz önüne alındığında yaşanan sıkıntılara dikkat çekti.
Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısına Dikkat Çekti
Eğitim Sen Şube Başkanı Gürbüz Şahin, “ Balıkesir’de bin Bin 108 tane okul var. İlk, Orta ve Lise derslik sayısı 9 Bin 764.Öğretmen sayısı 15bin 196, öğrenci sayısı 187 bin 843. Kırsal alan ve kent merkezdekiler dâhil ilk ve ortaokulda derslik başına düşen öğrenci sayısı 19.Derslik başına düşen öğrenci sayısı genel Liselerde 23. Meslek Liselerinde ise 22 öğrenci düşüyor. Balıkesir’de bu sayılara bakıldığında idealmiş gibi görünse de böyle bir durum maalesef yok ”dedi.
Olması Gereken 19 Ancak Sayı 30’u Aşıyor
Gürbüz Şahin Nursima Akyürek’e yaptığı açıklamada, Balıkesir merkezdeki veya Bandırma ki yoğunlukla yada Dursunbey’deki bir köyün yoğunluğunu ortaklaşa aynı havuza attığınız zaman bu gerçekçi bir tabloyu ortaya çıkartmıyor. Milli Eğitimin ortaya çıkartmak istediği tabloda aslında çıkartmak istediği sayı 19. Ancak biliyoruz ki Burhan Erdayı’da, General Kemal, Kadriye Kemal yada Yarış Ortaokulundaki öğrenci sayıları 36- 40’ı bulmuş durumda.”dedi.
“Uygun Bir Konumlanma Olmadığı İçin Sorun Yaşanıyor”
Pandemi koşulları göz önünde bulundurulduğuda derslik başına düşen öğrenci sayısının fazla olduğuna işaret eden Gürbüz Şahin, “Olmsuzluklar ortada ”dedi. Gürbüz Şahin, Türkiye’de özellikle omicron varyantı ile birlikte kovitin çok ciddi sağlık sorunlarının olduğu ve bulaş risklerinin öğrenci kaynaklı velilere, evlere taşındığını görüyoruz. Pek çok eğitim emekçisi arkadaşımızı pandemi döneminde alınmayan önlemler, hem fiziki ve maske, mesafe, hijyen meselelerinde sağlık Bakanlığı’nın ortaya koyduğu verilere uygun bir konumlanma olmadığı için tüm bunları yaşadık, yaşıyoruz ”şeklinde konuştu.
“Okul Öncesi Eğitimden Vazgeçiliyor!”
“Eğitim ve yaşamın diğer alanları sosyo ekonomik durumdan kopuk bağımsız bir şekilde gerçekleşmiyor. Türkiye’de en fazla insanların eğitim öğretim yaşamında vazgeçtiği okul öncesi eğitimdir. Okul öncesi eğitim başta metropoller olmak üzere kırsala doğru gidildikçe kriz döneminde en fazla vazgeçilen alan olmuş durumda.Alım gücü düştükçe, nitelikli eğitim almak ciddi bir maliyet gerektiriyor. Eğitimin kamusal yönü maalesef parasız olma yönü sekteye uğradı.”
“Öğrenci Veli ve Öğretmenlere Dönük Psikolojik Sorunlar İçin Bakanlık Ne Önlem Aldı?”
Gürbüz Şahin konuşmasında, “ Bizim sene başı başladığında eleştirimiz ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile de, Valilikle yaptığımız görüşmelerde de dediğimiz şuydu: Dünya, Türkiye ,olağanüstü bir dönemden geçiyor. Pandemi belki 100 yıl öncesinde yaşandı ancak biz, sanki17 Haziran da okulları kapattık. Altıeylül’de hiçbirşey olmamış gibi açtık. Bir buçuk yıl eğitim ortamlarından çocuklar ve öğretmenler birbirinden uzak. Bu süreç içerisinde, eğitim ve öğretim anlamında geriye dönük olumsuzluklar oldu. Çocuklar koptu. Öğrenci, veli, öğretmen birtakım psikolojik sorunlar yaşadılar. Tüm bunlara yönelik Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir önlemi var mı?” ifadelerini kullandı.
“Rehberlik Araştırma Merkezleri Rol Oynadılar”
Pandemi döneminin psikolojik sorunları da doğurduğuna işaret eden Gürbüz Şahin, “ Avrupa ülkesinde özellikle gençler açısından ergen psikolojisi denilen bir mekanizma çalıştırıldığı, Rehberlik Araştırma Merkezleri’nin ciddi bir araştırma içinde olduğunu biliyoruz. Rehberlik Araştırma Merkezleri burada rol oynadılar. Bu çocukların süreç içerisinde geçirdiği olumsuzlukları kaldı ki Türkiye okulları en uzun süre kapalı tutan ülke. Haziran’da kapatıp 6 Eylül’de açmış gibi bir tablo ortaya çıktı ve bunu gerçekçi bulmadık ”şeklide konuştu.
“Balıkesir’de 50 Üzerinde Okul Aynı Binayı Kullanmak Zorunda Kaldı”
“Öğrencilerimize sırtımızı dönüp tahtada matematik anlatma gibi bir noktadaydık derste. Bu olmamalıydı. Bizim açımızdan bir sistemin ölçme ve değerlendirmeye tabi tutulması, uzaktan eğitim sürecinde ne kadar başarılı olduk. Öğrencilerimizin müfredatın yetiştirilmesi akademik başarısı ile birlikte bileşenleriyle bir saha çalışmasının yapılması gerekiyordu ancak bu yapılmamalıydı. Balıkesir’de de bu eksiklik hissedildi. Diğer illerde de eksiklik bu ama Balıkesir’de 50’nin üzerinde okul aynı binayı kullanmak zorunda kaldı. Bu önemli bir handikap.”
“Hala Yıkılmamış Okullar Var!”
Gürbüz Şahin, “ Bir yandan ikili eğitimden tekli eğitime geçelim ve eğitim öğretim süreci geçirelim derken pandemi döneminde hele hele maske mesafe, hijyen metrekare başına düşen öğrenci sayısı gibi pekçok olumsuzluk dikkate alınmadan aynı sınıf ve dersliği kullanan farklı okullardan öğrenciler oldu. Bazı okullar saat 19’de 20’de kış saati uygulaması ile sıkıntı yarattı ki bu uygulama hala devamda ediyor. İki yıllık bir deprem nedeniyle okulların boşaltılması bu iki yıl içerisinde birkaç bina dışında hatta Kız Meslek Lisesi, Kurtdereli Mehmet, Endüstri Meslek Lisesi ,Hacı İlbey gibi okul binaları hala yıkılmamış durumda. Bu sürecin işlemesi için bir mevzuatın sürecin, etüt çalışmasının, ödeneğin olması ve işletilmesi gerekiyor.”
“Okul Olgusu, Yaşamdan Kopuk Kütüphane Bilgisi Oldu”
“Tüm olumsuzluklar ortadayken eğitimin başarısının arttırılması, çocuklarımızın gelecek süreçte yaşama hazırlanması aşamasındaki eğitimin amacı bu zaten. Öğrencileri yaşama hazırlayan süreçte okul olgusu öyle bir noktaya geldi ki; yaşamdan kopuk bir kütüphane bilgisi oldu. Bilgi yaşamdan kopuksa zor bir süreç yaşatır. Bizim Üniversitedeki mühendisin işini sahada öğrenmesi, öğretmenin derste öğrenmesi, Doktorun hastanede öğrenmesi gibi bir süreç işliyor. Tüm bunlar Türkiye’de ve Balıkesir’de de yaşanılan sıkıntılar.”
“Taşımalı Eğitim Köylerin Hayat Damarını Tıkadı, Çocuklar Kendi Kültürlerinden Kopuk Yetişiyor”
“Balıkesir genelinde derslik ve öğretmen sayılarının yanında birde kırsal kesimde taşımalı sistem köylerin hayat damarını tıkamış şekilde. Okulun eğitimin girmediği bir köyün boşalması, kırsaldan kente göç olgusunu etkileyen ciddi bir etkisi var. Taşıma ciddi bir maliyet ortaya çıkarıyor. Maddi olarak hesaplanmasının dışında bir toplum kültür yaşamı içerisinden çıkardığı bir maliyette var. Biz bir Sındırgı ziyareti gerçekleştirdik. Kınık diye bir köy ve merkeze uzak. Köye güzel bir okul 7-8 yıl önce yapılmış. Buradaki okul boşaltılmış. Öğrenciler başka bir okula öğrenciler götürülmüş. Öğrencinin kendi bulunduğu alandan öğrenmeden koparılıyor. Yerelden evrensele dediğimiz olgu eğitimde esastır.”
“Yatılı Bölge Okulları Çocukları Topraklarından Koparıyor”
“YİBO meselesi de zaten başlı başına bir sıkıntı. Çocuğun o yaşta yaşayacağı psikolojik ergen problemlerinden tutun, kendi yaşamı doğduğu gözünü açtığı kültürlendiği etkilendiği topraklardan koparmak. O bölgede yaşayan insanlardan bir kültürlerden uzaklaşmak. Eğitim karşılıklı bir etkileşme sürecidir. Doğadan etkilenir ki, kültür bir insan yaşamının parçasıdır. Çocuğun tüm bunlardan koparılması bir maliyet ortaya çıkarıyor. Çağın gerekliliğine uygun bir donanım bırakılması kır yaşamının içinden çıkarılması eğitim müfredatının çıkarılmasına neden olacak bir tabloyu ortaya çıkarıyor.”
“Öğretmen Köye Dokunmaktan Çıkartılmış Durumda”
“Köy Enstitülerinin olduğu dönemde 1970-80-90’lı yılların Türkiye’sinde öğretmen bir köye girdiği zaman, o kentin veya o köyün yaşamını değiştiren bir tablo ortadayken, bu tablodan artık çıkılmış durumda. Öğretmen artık köye dokunan yaşamından etkilenen bir tablodan da çıkmış durumda. Köy yaşamına öğretmenin kattıklarını etkilediğinizde aydınlanmayı da, öğretmenin o doğanın bir parçası olmasını da kültürlerarası etkileşimi de engellemiş oluyorsunuz. Farklı kimliklerin ve kültürlerin kendi renkleri ile bir arada yaşayabildiği bir kent olgusu yok. Herkesin aynılaştığı bir kent görüyoruz.”
“Köylerden Koparılmayı Bir Rengin Solması Olarak Algılıyoruz”
“Sındırgılının köydeki yaşadığı durumu bu durumu, kültürün kaybolması bir rengin solması çiçeğin solması gibi anlamlandırıyoruz. Bizim ülkemizde Hatay toprakları örnek bir coğrafyadır. Farklı kültürler ve kimliklerin birbirini kabullenerek demokratik teamüllerle yaşaması insanı farklı bir noktaya götürüyor. Balıkesir bu anlamda çok fazla olanakları olan bir il. Gastronomi olma yönünde örneğin. Coğrafi işaretlerin alınması vb. işlerle siz eğer okulları, eğitimi öğretimi kırsaldan merkeze taşırsanız kültürel ögeleri olma özelliğini de yitirirsiniz. En önemli Yörük, Bulgar göçmeni, manav vb.. kültürel harcını ayrıştırmadan bir arada toplamalısınız. Aksi takdirde ortaya çıkan tablo sonucu da olumlu olmuyor.”
“Okul Öncesi Eğitimden Vazgeçiliyor!”
“Eğitim ve yaşamın diğer alanları sosyo ekonomik durumdan kopuk bağımsız bir şekilde gerçekleşmiyor. İnsanların alım gücünün düştüğü bir şekilde Türkiye’de en fazla insanların eğitim öğretim yaşamında vazgeçtiği okul öncesi eğitimdir. Okul öncesi eğitim başta metropoller olmak üzere kırsala doğru gidildikçe kriz döneminde en fazla vazgeçilen alan olmuş durumda. Özel kreşlere mikrofonları uzattığımız zaman yada Devlet Okullarında anaokullarına mikrofon uzattığınız zaman oradaki öğrenci sayısının düştüğünü görürsünüz çünkü alım gücü düştükçe, nitelikli eğitim almak ciddi bir maliyet gerektiriyor. Eğitimin kamusal yönü maalesef parasız olma yönü sekteye uğradı.”
“Eğitim İnsan Hakkıdır Sahip Çıkalım”
“Türkiye’de çeşitli istisnalar ve teşviklerle özel okul sayısı hızla artıyor. Devlet okulları itibarsızlaştırmış durumda. Bizimde çağrımız şu; Okullara bütçenin ayrılması. Bir yerde özel okul açtığınız zaman ve özellikle METAL açtığınızda devletin teşviği, istisnası ve birtakım şeylerden faydalanması ve oranın kamunun kaynakları ile fonlanması, aradaki uçurumu büyük farklarla görüyorsunuz. Bir yandan beslenme ve barınma sorunu yaşayan öğrenciler, yurt meselesi var. Çocuklar A101lerden Bim’den market zincirlerinden 2 buçuk 3liraya çiğköfte dürümleri alıp 1 liraya ayranla karınlarını doyurdukları bir süreçte nitelikli ve kamusal eğitime ihtiyaç var. Eğitim insan hakkı. Bizimde velilerimizin bu süreçte eğitim hakkına sahip çıkmalarını bekliyoruz.” Nursima Akyürek’in Haberi