ERKEN AÇAN ÇİÇEĞE DİKKAT

ERKEN AÇAN ÇİÇEĞE DİKKAT

Ziraat Mühendisi Ozan Oymak’tan badem üreticilerine ani ısı değişiminin yaşandığı bu günlerde erken çiçek uyarısı geldi. Zirai İlaç, Gübre, Tohum ve tarım alet ekipman satışı yapmakta olan Oymak, erken açan çiçeklerin rekolte düşüklüğüne neden olduğunu belirterek, badem üreticilerine ‘tedbir alın
‘uyarısında bulundu.

BU GÜNLERDE TEDBİR ÖNEMLİ

Şubat ayı sonu, Mart ayı başının Badem üreticileri adına önemli olduğunu belirten Oymak, alınacak tedbirlerle ilgili olarak “Badem üreticilerinin bordo bulamaç atmaları gerekiyor. Zaten kış aylarında iki uygulama yapılıyor badem ağaçlarına. Bir de şubat sonunda-mart başlarında havanın durumuna göre son bir bordo bulamaç uygulaması yapılarak hem ağacın çiçek açması biraz daha ertelenir, hem de ağaçta kışı geçiren bazı mantar hastalıklarına karşı dezenfekte olmasını sağlar. Böylelikle ağaç baharda hastalıklara karşı biraz daha dirençli olarak uyanıp yeni sezona başlar” şeklinde öneride bulundu.

DOĞRU TOHUM SEÇİMİ ŞART

Verim kalitesi ve rekolte yüksekliği için kullanılan tohumların hayati önem taşıdığını ifade eden Oymak “şimdi öncelikle bölgeye toprağına en uygun çeşidi seçmek zorundalar her çeşit her yerde yüksek performans göstermez. En önemli koşul doğru tohum seçimi yapmak. İkinci koşul ise sağlıklı materyalle seçime başlamak. Peki, sağlıklı materyal nedir? Tohum alınıyorsa sertifikalı ve mümkün olduğunca yeni bir tohum alınmalı. Fide alınıyorsa da yine sağlıklı bir fideyle üretime başlamak zorunda çiftiler” dedi.

HAVA DURUMU DA ÖNEMLİ

Hava durumun ekim işlemi ve gübreleme açısından önemli olduğunu belirten Oymak “ekim işlemi öncesinde toprak hazırlığı iyi yapmalı ve en önemlisi hava durumunun takip etmesi gerekiyor. Yani çiftçilerimizin ekim işleminden bir hafta önceki ve bir hafta sonraki hava durumunu iyi takip etmesi gerekiyor ki, yeni ekilen fidenin hava koşullarından herhangi bir zarar görmesi engellenebilsin. Gübre atarken ise toprak analizini almak gerekiyor. Her gübre her toprağın PH durumuna göre seçilmeli. PH’ı yüksek ise kullanılacak gübre farklı, PH’ı düşükse kullanılacak gübreler farklı. Çünkü bu gübreleri kullanırken aynı zamanda toprağın PH’ını da dengeliyor. Maalesef bu konuyu bir çok çiftçimiz ve bir çok meslektaşımız göz ardı ediyor. En güzeli, en sağlıklısı elde bir toprak analizinin olması ve toprak analizine göre bir besleme programı çıkartılması gerekiyor” dedi.

YERLİ TOHUMDA ATAKTAYIZ

Yerli tohum üretiminde kamuoyunda yanlış bir algı oluştuğunun altını çizen Oymak “Bizim Türkiye tohumculuğu olarak son yıllarda yerli tohum üretimi ve kullanımı geçmiş yıllara göre artarak devam ediyor. Halk arasında ‘İsrail tohumu’ diye bir algı var. Bu baştan aşağı yanlış bir bilgi ve doğru değil. Evet, Türkiye’ye giren İsrail menşeili tohumlar var. Fakat sadece İsrail’den değil, Hindistan’dan, Amerika’dan ve Avrupa’dan bazı ülkelerden gelen tohumlar da var. Ayrıca Türkiye’ye gelen bütün hibrit tohumlar yurtdışından gelmiyor. Türkiye’nin de çok iyi üretim yapan AR-GE’ye ciddi yatırımlar yapan ve çok iyi çeşitlerde üretimler yaparak piyasaya süren çok iyi yerli tohum firmaları da var. Bu firmalar yurtdışına da ciddi miktarda tohum ihracatı gerçekleştiriyorlar. Bu algıyı ortadan kaldırmak gerekiyor aslında. Dediğim gibi tüm tohumlar yurt dışı menşeili değil, özellikle standart tohumlarda hem Türkiye, Hem Balıkesir son derece ilerde. Türkiye’nin neredeyse tamamına standart tohum Balıkesir’den gidiyor. yani şu arkamda gördüğünüz standart bütün tohumlar Balıkesir üretimi yerli standart tohumlar.

İLAÇ ATIĞI CİDDİYE ALINIYOR

İlaçlama için kullanılan kimyasalların üründe ki kalıntısının ciddi bir mesele olduğunu belirten Oymak, “Ülkelerin özellikle işlenmiş veya işlenmemiş gıda ham maddesi ithalatı yada ihracatı yapılırken, ellerinde bazı listeleri olur. Bu listelerde, bu ürünlerin yetiştiriciliğinde kullanılabilecek yada kullanılmayacak kimyasal maddeler bellidir. Eğer ki bu ürünlerde kullanılması yasak olan kimyasal madde kalıntılarına rastlanırsa, o ürünler alınmıyor ve geri gönderiliyor. Aynı zamanda bazı tarıma zararları böcekler konusu da var. Nedir bu böcek konusu? Bu böcekler, o ülkede olmayan bir böcek türü ise ve dışarıdan ithal edilen herhangi bir gıda maddesi içerisinde olgunlaşmış veya larva halinde yer alıyorsa ürün yine iade ediliyor. Yani gelen ürünlerde herhangi bir kimyasal madde kalıntısına rastlanıyorsa veya bir böcek yumurta veya Ergiline rastlanıyorsa, bu ürünler alınmıyor ve geri gönderiliyor. Bu yüzden çiftçilerin üretim yaparken kullanacakları kimyasallara çok dikkat etmesi gerekiyor.

HORMON OLDUĞU ANLAŞILIR MI?

Üretilen gıda maddelerinde hormon olup olmadığını anlamak için uzmanlığın şart olduğunu belirten Oymak, “hormonlu bir gıdanın hormonlu olup olmadığını vatandaşların anlaması maalesef pek mümkün değil. Onu ancak işinde uzman olan mühendisler, akademisyenler anlayabilir. Bir üründe hormon kullanılıp kullanılmadığını belirlemek için çok ufak tefek ayrıntılara bakmak gerekiyor. Aslında bitkilere uygulanan hormonların büyük bir bölümü bitki bünyesinde zaten var olan hormonlar. Sera üretiminde zararlı gibi bir algı da var. Ama insanlar rahat olabilirler, çünkü artık hükümetin takip sistemi çok güçlü. Biz çiftçiye danışmanlık yaparken, çiftçiye herhangi bir kimyasal uygulatırken de buna dikkat ediyoruz. Özellikle seralarda kapalı bir alan olduğu için kullanılan kimyasalların buharlaşması ve bitkilerde temizlenmesi biraz daha zaman alabiliyor. Bunun için seralarda etki süresi kısa olan ürünler kullanmaya dikkat ediyoruz. Devlet her aşamada, yani hem üretim alanında kontrol yapıyor, hem sebze hallerinde kontrol yapıyor, hem de Pazar tezgâhından gelip dönem dönem numune alarak kontrol yapıyor. Şayet bir kimyasala rastlanırsa da caydırıcı özelliğe sahip çok ciddi cezaları var. Serap Acar &Yoldaş Kocaer