Köşe Yazıları

EV YAPIMI MEYVELİ DONDURMA

 “Balıkesir Büyükşehir Belediye Konservatuarı” yaygın eğirimdeki dört yıllık konservatuar bölümünü yetenek sınavıyla 2018 yılında beraber kazandığımız sınıf arkadaşlarımla olan anılarıma değinmek istiyorum. 25 kişinin başvurup da aramızdan yalnızca 10 kişinin bu yetenek sınavını kazandığı, 2020 yılı yaz ayının bitimiyle beraber 3. sınıfa adımladığımız, haftada iki gün sabahtan yüz yüze ders gördüğümüz, zamanla aramızda emekli olan-iş bulan-askere giden-belediyede vardiyalı çalışan-farklı şehre taşınan arkadaşlarımızın geçerli mazeretleri sebebiyle sayımızın dört kişiye düştüğü, erkek nüfus gidince sonunda kız kıza kaldığımız sınıf arkadaşlarımızla ve birbirinden değerli erkek öğretim üyelerimizle birlikte geçen o renkli sınıfımdaki eğitim dünyamın anılarına yazılarımda yer vermek istedim.

Tarih: 27 Ağustos 2020 – Perşembe. General Kemal Balıkesir Ortaokulu’nun Anasınıfında Okul Öncesi Öğretmeni olan ve aynı zamanda konservatuardan sınıf arkadaşı büyüğüm olan Necla Uyanık; sınıfımızın en çalışkanı olan İranlı arkadaşım ve de yakın komşum olan Zahra Rezazedeh ile bir araya gelmiştik bugün. Tahminen Ekim-Kasım 2020 tarihi gibi pandemi sonrası konservatuar 3.sınıf yüz yüze derslerimiz başlarsa Necla Öğretmen aramızda olamayacağından, Balıkesir’de kendine ait evi olsa da ailesi Ankara’da yaşadığı için memleketi Ankara’ya tayin isteyip dönüş yapacağından dolayı son kez bir araya gelmiştik. Bir de evli ve Deniz isminde biricik oğlu olan, çok güzel sesli sınıf arkadaşımız Aysun ablamız vardı ama bugünkü mühim işleri sebebiyle davetimize iştirak edememişti. Dört yapraklı yoncadan üçü toplanmıştı Zahra’nın aile apartmanına olan ev davetinde. Zahra Öğretmen, yaklaşık yedi yıldır Balıkesir merkezde yaşadığı için artık içimizden biriydi. Kıvırcık dalgalı, her daim bakımlı, jöleli gür saçları ve hep gülen yüzüyle yeteneklerini sergiliyordu bizlere. Anadili Farsça olsa da mesleği İngilizce Öğretmenliği olan Zahra arkadaşımız virüs sürecinde artık ud ve piyano dersleriyle evden çalışıyordu.

Sanki bugünkü veda gününde hepimiz ev hayvanlarımızla toplanmıştık. Ankara’ya gideceği için geçen yıl kısırlaştırıp da çok iyi baktığı o yeşil gözlü dişi kedisi Sakız’ı bugün tamamen arkadaşı Zahra’ya hediye etmişti Necla. Zahra’nın da bu yaz apartmanlarında sahipsiz bulup aşılarını yaptırarak sahiplendiği erkek kedisi Mişa onunla yaşıyordu. Necla Öğretmen ve kız kedisi Sakız, Zahra Öğretmen ve erkek kedisi Mişa olarak ben de aralarına eklenince maskeli beşler gibi virüs maskelerimizle poz verdik. Bir de vakit buldukça konservatuar ve repertuar derslerine gelen Balıkesir-Dursunbeyli Esra ablamız vardı, onun da erkek kedisi Mercan vardı. Herkesin evinde bir ev hayvanı olunca 2020 yılı Temmuz ayında ben de Hint bülbülü satın almıştım, İsmi Balım olan renkli, sabahları şarkı söyleyen, erkek bir bülbüldü kuşum ve kedili evlere onu pek getiremiyordum. Zahra’nın ev yemekleri dillere destandı. Ocak üstündeki tel ızgarasında (bana mangal keyfini, közde mısırı anımsatan tat) eşiyle beraber benim için pişirdiği tereyağlı mısır, kekik suyu ve bitkilerle yaptığı leziz ev salataları, İran pilâvı, soda ve kefir karışımlı içecekleri, çekirdek ve bol vitamin karışımlı İran ev ekmeği, hurmalı poğaçası, vişneli kekleri, çilekli pastası, ilginç kurabiyeleri, sebzeli tavuk yemekleri, İran çayının yanında hep şeker yerine ikram ettiği o İran hurmaları dillere destandı. Bugün de boş durmayıp yine bizleri şaşırtmışı. “Sizlere ev yapımı dondurma yapayım mı?” dedi. Kendime sütlü, kakaolu ev dondurması yahut puding pişirip buzlukta saklayarak afiyetle yemiştim ama İranlı bir bayan arkadaşın hayal gücüyle yapacağı dondurmayı da merak ettik elbet. Necla ve ben ev sahibimize yardım ederken Zahra’yı izliyorduk. Buyurun sizlere meyveli dondurmanın aklımda kalan tarifini vereyim:

 

Yaz ayından biriktirip de yıkayıp plâstik kapalı kutularında sakladığı, buzlukta bekleyen taze meyvelerini arkadaşımız buzdolabından çıkardı. Muz, çilek, ananas meyvesi buzlu olsa da muhteşem renkteydiler. Elektrikli mutfak robotunu tezgâha koydu. Önce robot kabına bir miktar süt koydu. Ardından buzluktaki muzlarından göz kararı ekledi. Çırpıcıyı çalıştırınca muzlar erimişti sütle. Aralarına iri taneli çikolata parçalarını, fındık kırıntılarını, önceden ayıkladığı ceviz içlerini ekledi ve bu kez çilekleri de katıp çırptı. Muz, çilek, süt ve minik kırıntıları tam kıvamına gelmişti. En son ananasları ekleyip çırptı. Robotta bekleyen dondurmayı geniş cam dondurma bardaklarına aktardı, dondurma kaşıkları ve peçeteleri de ihmal etmeden hepsini servis tepsisine dizdi. Muz, çilek ve ananastan oluşan harika bir ev yapımı dondurma olmuştu. İçine azıcık vanilyalı hazır dondurma da eklenip çırpılabileceğini önerse de biz doğallıktan yana olup dondurmalarımızı keyifle kaşıklamıştık.

 

Kediler ilk başlarda sahiplerini kıskanıp biraz birbirlerine mırlasalar da eve alışmışlardı. Her birinin tırmanmak için oyuncağı, mama ve su kabı seti, kum havuzu, kedi sepeti vardı odalarda. Biz üç öğretmen arkadaş arka balkonda sohbet ederken onlar da aramızda geziniyorlardı. Arkadaşımın balkon çiçekleri bile kendisi gibi renkliydi. Zahra’ya doğum günüm için evime geldiğinde ve Kurban Bayramı dönüşümde hediye ettiğim patlıcan ile biber fidanım, kaktüsüm, telgraf çiçeğim boy atıp canlanmışlardı. Mum çiçeği bile pek keyfindeydi. Ardından bize piyano dersi verip ud enstrümanıyla biraz ders anlattı. Haftada bir gün de ud için özel ders alıyordu ve müzik dersine hepimizden fazla, azimle çalışıyordu. Esra-Aysun ablamız ikisi ney müzik aletini seçmişti, Elif-Necla-Zahra üçlüsü olarak da ud aletini seçmiştik. Bağlama enstrümanını seçen diğer Balıkesirli Esra arkadaşımız da gıda sektörü için İstanbul‘da işe başlayınca, ikinci sınıfta hiç aramızda olamamıştı. Ev yapımı dondurma, sınıf muhabbetleri, anılar, yemek tarifleri, kediler, hobiler, genel kültür, müzik ve sanat, seyahatler, şehirlerin güzelliği, İran kültürü derken harika bir günümüz olmuştu ikindi bitimine dek. Polis kızı olan Necla Öğretmen; görev yaptığı devlet okulunun ana sınıfına has, üstünde Anneler Günü hatırası yazan, şık bir şeffaf kutuda ve keten ipiyle muhafaza edilmiş çiçekli el aynasından hediye etmişti ikimize de. Kendisine Ankara yolculuğu için veda etmeden evvel Zahra ve ben bu şirin el aynalarıyla pek mutlu olmuştuk.

Güzel bir günümüz Koronavirüs (Kovit-19) tedbirleri ve sosyal mesafe çerçevesinde, sıcak tebessümlerle, renkli insanlarla dolu dolu noktalanmıştı. Her daim pozitif, azimli, güzel arkadaşlarınızın var olması temennisiyle size veda ediyorum. Yaz ayından buzluğunuza taze meyve, sebze ayırmayı sakın unutmayın. Eğer buzlu dondurmalar boğazınıza dokunuyorsa, siz de benim gibi meyveli ev dondurmanızı dinlenerek sohbet eşliğinde yiyin. Doğal yaşamla, dostlukla, muhabbetle kalın.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu