Köşe YazılarıHüseyin Yıldırım

Ey oğul! …

“Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın.”İsrâ, 79
“Ey oğul! Nasihat vermek kolaydır. Onu kabul edip mucibince amel etmek ise güçtür. Çünkü heva ve hevesine uyan kişilere nasihat acı gelir.
Bu sözlerimle bilhassa ilmin şekline bağlı kalarak, vakitlerini nefsin faziletini ve dünya mevkilerine ulaştıran yolları nazarî bir şekilde araştırmakla geçiren kimseleri kasdediyorum. Onlar, mücerred ve nazarî bilginin kendilerini kurtaracağını ve bilgileriyle amel etmekten müstağni olduklarını zannederler. İşte bu feylesofların inancıdır.
Subhanallah! Bu mağrur ve sathi kişiler bilmiyorlar mı ki, öğrendikleri bilgiyle amel etmezlerse bu bilgileri, Rasûlullah sav’in «Kıyamet günü en şiddetli azaba çarpılacaklar, Allah’ın bilgilerinden kendilerini istifade ettirmediği kimselerdir.» buyurduğu veçhile aleyhlerine delil olacaktır.
Rivayet olunur ki Cüneydi Bağdadi hazretlerini vefatından sonra bir zat rüyada görür. Ve Cüneydi Bağdadi’ye sorar,
— Ey Ebül-Kasîm, hailin nicedir, ne haber?
Cüneydi Bağdadi ks. şu cevabı verir,
«Dünyada sarf edilen o güzel lâfızlar ve yaldızlı sözler fayda vermedi, batın ilimlerinin esrarlı ıstılahları hiç bir işimize yaramadı. Bize ancak gece yarısı kıldığımız
rekâtcıklar (namazlar) yaradı.»
Ey oğul! Amel bakımından müflis olma, hâl ilminden geri kalma, bil ki, sadece nazarî ilim sana yardım elini uzatmaz. Bak sana bir misal vereyim: Yanmda on hind kılıcı ve diğer başka silâhlar bulunsun savaşçı ve yiğit bir adama büyük ve dehşetli bir arslan hücum etse, sanır mısın ki elindeki silâhlarla vurmaksızın o yiğit adam kendini kurtarabilir? Pek iyi bilirsin ki onun kurtuluşu ancak hareket ve harb ile mümkündür.
Keza yüz bin ilmî mesele okumuş ve öğrenmiş olan, fakat öğrendikleri ile amel etmeyen bir adamın vaziyeti de böyle değil midir? O ancak bildikleri ile amel ederse bir fayda sağlayabilir. Onu ancak ameli kurtaracaktır.
Peygamberimiz sav ’ in ümmetine vermiş olduğu nasîhatlar içinde şu sözler de vardır: «Allahü Teâ-
lanın kulundan yüz çevirdiğinin alâmeti o kulun kendisine faydası olmayan, yararsız işlerle uğraşmasıdır.
Bir kişi yaratılışının sebebi olan iman, zikir, ibadetten gayrı bir işle ömrünün bir saatini geçirse, «Ceza gününde» muhakkak ki hüsrana uğramaya müstahaktır. Kırk yaşını almış bir kimsenin hayrı şerrinden üstün değilse o adam cehennem ateşine hazırlansın.» Bilgili ve anlayışlı kimseye bu nasihat yeter”. (İmam-ı Gazali, Eyyuhel Veled )
“Onların yanları yataklarından uzaklaşır (teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkarlar), korkarak ve umarak Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (hayır için) harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için gözlerini aydınlatıcı ne güzel (nimetlerin) saklandığını hiç kimse bilmez.” Secde, 16-17
Rabbimiz bizleri ve tüm inananları bilgili ve anlayışlı eylesin. ..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu