Fedakâr Bilim Adamı
Fedakâr Bilim Adamı
“Bir kitap beni nasıl değiştirebilir ki diyorsan, elindeki kitaba bak; o da bir zamanlar odundu!” Bu sözü birçok kitapta, karikatürde, duvar yazısında, otobüs etiketlerinde, akıllı telefonlarımızdaki paylaşımlarda yıllardır okumuşuzdur. Ağaçlardan kâğıt elde edilerek odun parçasının kitaba dönüşmesi gibi bomboş olan o beyinlerimiz de bilgi tohumları ekilince müthiş bir değişim yaşarlar. Hele ki bilim yolunda ilerleyince o kafalarımız unutulmaz bir dönüşüme uğrar evrim geçirircesine. Bir bilim adamı meraklıdır, heyecanlıdır, sürekli soru işaretleriyle yeni güne uyanır. Onun defterinde tembelliğe, savurganlığa, cehalete yer yoktur.
Bilim adamı, bilim kadını, âlimler, ilim yolcuları nasıl da günün 24 saatini akışına bırakmak yerine plânlı programlı ve mutlu şekilde tamamlarlar. İnsanoğluna bir günlük zaman dilimi eşit payda verilmiştir lâkin herkes bu güzel zaman dilimini iyi kullanmayı bilememektedir. Fırsatlar aslında hepimizin ayağına gelir de onu değerlendirebilmek önemlidir. Sermaye gibidir zamanımız, altındır nefesimiz, vakit nakittir ne de olsa.
Oyuncaklarıyla tüm gün etrafı dağıtarak odasında oynayan çocuklar misali bilim adamlarımız da deney tüpleriyle laboratuarlarında keşfe çıkarlar yahut kütüphane dolusu kitaplarıyla zaman yolculuğuna dalarlar. Bir toplumda kibirli, halkı aşağılayan, “Rabbenâ! Hep bana, hep bana…” duygusuyla önce kendi kariyerini düşünüp bilgisini herkesten saklayan, devlete düşman, terör örgütlerini destekleyerek akademik ortamlarda ün yapan bilim adamları yaşıyorsa eninde sonunda böyle kişilerin foyası meydana çıkacaktır. Utanılacak işlere bulaşmayan, ülkemiz için çırpınan, bazen yeni buluşlar icat edeyim derken kıskanç karşıt görüşlüler tarafından düzenlenen hain planlarla hunharca öldürülen, bugün hayatta olmayan, şu an gencecik yaşında kimya laboratuarında azimle çalışan, Koronavirüs aşısını bulmak için çırpınan Türk doktoralarımız ve bilim adamlarımız adına yüreği böylesine güzel olan tüm bilim insanlarımızı saygıyla selâmlıyorum.
ELİF YAVAŞ
