GündemKöşe Yazıları

Geçmişin İzleri Geleceğin Prangası

Geçmişin İzleri Geleceğin Prangası

 

Bugünü şekillendiren geçmiş, geleceğe yön veren şu an ve bilinmeyen gelecek sıralamasında deneyimliyoruz yaşamı her birimiz. Aslında gelecek için “bilinmeyen” yerine, “düşünce ve davranışlarımıza bağlı olan” demek daha doğru olacak. Çünkü an içinde aldığımız kararlar doğrultusunda attığımız adımlar, geleceğin temelini oluşturuyor. Sonsuz olasılıklar karşısında yaptığımız tercihlerle de yaşamımızı şekillendiriyoruz. Bu süreç içerisinde de geçmişte yaşanmış olan ve izi kalmış bazı anıları, seçimleri, davranışları ve düşünceleri de kapanmayan bir hesap gibi geleceğe taşıyabiliyoruz. Bu nedenle geçmiş, anı olmaktan öte zihinleri meşgul eden hatta yaşam kalitesinin bozulmasına neden olan pranga haline geliyor.

Bugün olduğumuz kişiyi yaratmış olan geçmişi düşünmek, anıları hatırlamak, paylaşmak ya da geçmişe duyulan özlem, çoğumuzda gözlenen normal bir davranış.  Ancak sürekli geçmiş anılarla sürdürülen bir yaşamı ele geçiren ve bugünde yaşanılması gereken yeni duygulara, yeni deneyimlere izin vermeyen dün, anda kalmamıza ve kendimizi tanımamıza da engel oluyor. Çoğu zaman kişinin farkında olmadığı “geçmişe takılı kalma” durumu, zamanla ilişkilerin bozulmasına, kişinin yalnızlaşmasına ve bunun sonucunda da psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor.

Yaşanan her bir deneyim, insan hayatında değişim ve gelişim demektir. Bu nedenle geçmişi bugünkü farkındalıkla irdelemek ve yargılamak, içsel motivasyonu bozan, insanın bu günden ve yarından kopmasına neden olan hatta suçluluk, öfke, pişmanlık ve üzüntü gibi duyguları sürekli aktive eden sağlıksız bir davranıştır. Zira olumlu ya da olumsuz yaşanan her bir olay, insanın esareti değil gelecek yaşamındaki tercihleri ve gelişimi için sadece bir rehber olmalıdır.

Geçmişin olumsuz izlerini bir anda silmek mümkün olmasa da zaman içinde hobi edinmek ve sosyal sorumluluk projelerinde görev almak gibi insanı sosyalleştiren aktivitelerle uğraşmak bu izlerin etkisini hafifletebilir. Hatta geçmişle yüzleşerek o anki duygularınızı yazmanın da bir hayli işe yaradığını söyleyebilirim. Önemli olan geçmişle yaşamanın yarattığı zorlukların farkına varmak, değişime hazır olmak, değiştirmek için gücün yetmediği yerde kaçmak yerine kabul etmek ve travma yaratan olayların üstünü örtmek yerine çözüm bulmak. Ancak bu durum psikolojik rahatsızlık boyutuna ulaşmış ve tek başınıza çözüm bulmak olanaksız hale gelmişse o zaman ruh ve beden sağlığınızın korunması için profesyonel yardım almak en doğru yol olacaktır.

 

Demet TOK

Köşe Yazarı

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu