Köşe Yazıları

Gelen Hancı Giden Hancı Peki Kimler Yolcu?

Günlük yaşamın önemli bir meşgalesi yaşam. Yaşamın içinde yaptığımız her iş Sabah kalktığımızda elimizi yüzümüzü yıkamak, kahvaltıyla güne başlamak ve yürümek. Gün içinde iş yapmak. İşimizde işimizi severek yada sevmeyerek işimizi yerine getirmeye çalışmak ama en iyisi için çalışmak. Hem bu dünya hemde ahiret yaşamını düşünmek belki geçen her gün ancak bugünü düşünüp yarını düşünürken ahiret hayatını kimler düşünüyor?
Hepimiz bu Dünyanın yolcularıyız. Bu yolculukta yaşam boyu okul eğitiminden geçip ve okula gitmeyenlerde hayat okulundan mezun olup gidiyor. Bu mezuniyete ulaşmada edindiğimiz bilgi deneyim ve tecrübeler bizi yaşama hazırlıyor. İş hayatına hazırlıyor ve var gücümüzle çalışıp duruyoruz. Bu dünyada kendimiz için Peki ya öbür dünya?
Bugün çok yoğun bir gündü. İş’ten başımı kaldıramadım diyormusunuz? Eve gecenin bi saatinde girdim bütün gün işleri bitiremedik diyenler var mı? Memursanız bir sonraki gün hangi işler önünüze gelecek onu düşünüp mü yatıyorsunuz? Herşey iyi güzel peki yarına erişebilmek garanti mi? Velhasıl dün olduğu gibi bugünü ve yarınları planlarken bu Dünyayı düşünelim, Kendimize mağazalardan kumaşları ölçüp biçip giydirelim ancak öbür dünyanın kefenini de ölçüp biçip birgün giydireceklerini de hatırlayalım. Bakın bu konuda kısa öz hikâyelerimizden birinde diyor ki…
Günlerden bir gün, zamanın ünlü bir bilgesi hükümdarın sarayının kapısına geldi. Muhafızların hiçbirisi saygıları nedeniyle onu durdurmaya çalışmadı. Bilge, sonunda hükümdarın tahtında oturduğu odaya girdi. Ziyaretçisini hemen tanıyan kral saygıyla ayağa kalkıp sordu:
“Ne istiyorsun? Sana nasıl yardım edebilirim?”
“Bu handa uyuyacak bir yer istiyorum” cevabını verdi bilge.
“Ama burası han değil ki” dedi kral hafif kızgınlıkla, “Benim sarayım.”
“Sorabilir miyim: Senden önce bu sarayda kim yaşıyordu?”
“Babam. O öldü ama.”
“Ondan önce kim yaşıyordu?”
“Büyükbabam. O da öldü.”
“O zaman burası insanların kısa bir süreliğine gelip kaldığı, sonra da terk edip gittiği bir yer demek ki. Neden ona han demeyeyim?

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu