60 yıldır yanımızdaydı hiç kimse fark etmedi! Dünya’nın “ikinci Ay”ı ortaya çıktı
Dünya’nın “ikinci Ay”ı denebilecek 2025 PN7, aslında 1965’ten beri bize eşlik ediyordu. Ağustos 2025’te Hawaii’deki Pan‑STARRS tarafından fark edilen bu yaklaşık 19 metrelik gök cismi, klasik bir uydu gibi Dünya’nın etrafında dönmüyor; Güneş çevresindeki yörüngesini Dünya ile bire bir eşzamanlı (1:1 rezonans) tutarak aynı ritimde hareket ediyor. Bu nedenle gökyüzünde yanımızda “gezinen” bir yarı uydu (quasi‑moon) olarak sınıflandırılıyor.

Dünya’nın “ikinci Ay”ı denebilecek 2025 PN7, aslında 1965’ten beri bize eşlik ediyordu. Ağustos 2025’te Hawaii’deki Pan‑STARRS tarafından fark edilen bu yaklaşık 19 metrelik gök cismi, klasik bir uydu gibi Dünya’nın etrafında dönmüyor; Güneş çevresindeki yörüngesini Dünya ile bire bir eşzamanlı (1:1 rezonans) tutarak aynı ritimde hareket ediyor. Bu nedenle gökyüzünde yanımızda “gezinen” bir yarı uydu (quasi‑moon) olarak sınıflandırılıyor.
PN7’nin izi, güncel gözlemler eski arşivlerle birleştirilince 60 yıl geriye, 1965’e kadar sürüldü. Cisim çıplak gözle veya amatör teleskoplarla görülemeyecek kadar sönük (yaklaşık 26 kadir parlaklıkta). Dünya’ya Ay’dan çok daha uzak: 4,5 ila 60 milyon kilometre arasında değişen mesafelerde, Güneş çevresinde “at nalı” biçimli karmaşık bir iz çiziyor. Bu yüzden bazen yaklaşıyormuş gibi, bazen uzaklaşıyormuş gibi görünse de aslında bizi kesmiyor.
“Yarı uydu”, “mini uydu” ile karıştırılmamalı. Mini uydular geçici olarak Dünya’nın yerçekimine kapılıp kısa süre yörüngede turlayabilir. Yarı uydularsa Güneş etrafında kalır; ama yörüngeleri Dünya ile senkronize olduğu için uzun yıllar bize eşlik eder. Kamoʻoalewa (2016) ve Cardea (2004) gibi örneklerle birlikte şu an bilinen yarı uydu sayısı sekiz civarında.
Neden önemli? Çünkü bu küçük cisimler Güneş Sistemi dinamiklerini test etmek için doğal laboratuvarlar. Yörüngelerinin kararlılığı, hızları ve olası bileşimleri incelenerek gezegen savunması modelleri geliştiriliyor. Ayrıca Dünya’ya görece yakın ve erişilebilir olmaları, düşük maliyetli keşif görevleri için cazip. Nitekim Çin, Kamoʻoalewa’ya 2026’da numune dönüş misyonu planlıyor.
Güvenlik tarafında ise rahatız: 2025 PN7’nin yörüngesi, NASA/JPL hesaplarına göre en az 2085’e kadar kararlı görünüyor ve o tarihten sonra Dünya’dan uzaklaşması bekleniyor. Kısacası 19 metrelik bu “sessiz refakatçi”, tehdit değil; uzay çevremizin hâlâ ne kadar sürpriz barındırdığının canlı kanıtı.